Beşiktaş Futbol mutlu son istiyor

Futbol mutlu son istiyor

28.02.2019 - 02:30 | Son Güncellenme:

Futbolda yıllardır kötüden beslenip kötüden kazananlar, artık güzelliklere dünyalarını açmalı, desteklemeli ve yeşermeleri, gelişmeleri adına teşvik etmeliler. Kötü sonlardan bıktık... Futbol mutlu son istiyor

Futbol mutlu son istiyor

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Haberin Devamı

Haftanın tüm Süper Lig maçlarını çok dikkatli izlemeye çalışıyorum. Hatta araya Avrupa liglerini, bizim alt ligleri de sığdırıyorum. İyi-kötü aklıma takılanları not alıyorum.

İşte bu haftanın küçük ama dev adımları;

-Ankaragücü seyircisi karşılaşma öncesinde Erzurumsporlu oyuncuları tribünlere çağırıp alkışladı.

-Konyaspor seyircisi maçtan önce Kayserisporlu futbolcuları tribünlere davet edip kendilerini alkışladı.

- Beşiktaş-Fenerbahçe maçının oynanacağı günün öğleden sonrasında iki başkan Fikret Orman ile Ali Koç birlikte program yaptılar. Barışcıl açıklamalarla maçın tansiyonunu düşürdüler. İçten bir dostluk örneği gösterdiler.

-Çok sert, kıran-kırana bir derbi olmasına rağmen kavga, sille-tokat olmadı.

Haberin Devamı

- İki başkan Fikret Orman ile Ali Koç, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’nun sağına-soluna oturarak birlikte maç izlediler. Ali Koç, Vodafone Park’ta kendi evindeki kadar rahattı.

-Maçtan önce Ersun Yanal ile Burak Yılmaz, Ersun Yanal ile Caner Erkin öyle sıcak, öyle samimi kucaklaştılar ki, tıpkı baba-evlat gibiydiler.

-Hangi maçtı hatırlamıyorum, yere eğilerek rakip futbolcunun ayakkabısını bağlayan oyuncu gördüm.

Belki de çok uzun yıllardır görmediklerimi sadece bir hafta içinde gördüm. “Bunlarda ne var?” diyebilirsiniz ama futbolun dostluğu, gerilimin sonlanması adına çok şey var. Küçük ama dev adımlar bunlar...

Futbolda yıllardır kötüden beslenip kötüden kazananlar, artık bu güzelliklere dünyalarını açmalı, desteklemeli ve yeşermeleri, gelişmeleri adına teşvik etmeliler. Kötü sonlardan bıktık... Futbol mutlu son istiyor.

Devam Burak
Burak Yılmaz, tartışmasız bu ülkenin son yıllardaki en büyük golcüsü... Zaten Burak’ın futbolculuğu, golcülüğü üstünden tartışıldığını görmedim, duymadım. Burak’ın hep sahadaki halleri tartışıldı, halen de devam ediyor. Ancak son Fenerbahçe maçındaki Burak Yılmaz, sahada barış elçisi gibiydi. Rakip oyuncular da dahil, sakatlananın yanına ilk Burak koştu. Sinirlenen futbolcuyu hangi takımdan olursa olsun Burak Yılmaz sakinleştirdi. Sahadaki duruşu da süperdi, gollerdeki vuruşu da...
Devam Burak...
Futbol mutlu son istiyor
Güneş, milli takım ile eleştirilemez
Beşiktaş’ın hocası Şenol Güneş’in Fenerbahçe maçından sonra Ümraniye tesislerine girerken küçük bir taraftar grubu önünü çevirmiş ve “milli takımı düşünüyorsun, Beşiktaş’la ilgilenmiyorsun” diye tepki göstermişler.
Tepeden tırnağa yanlış... Şenol Hoca, milli takımı düşünecekse çok bol zamanı var, niye getirip bunu Fenerbahçe maçının çok kritik 90 dakikasına taşısın? Hesap soranlara göre, Sadık kafa golünü atarken, Hasan Ali uzaklardan çakarken, tam o sırada Şenol Hoca, milli takımı mı düşünmüş oluyor... Şenol Hoca elbette eleştirilir, ama bu konu üstünden değil...
Futbol mutlu son istiyor
Kötüyü kimseye bırakmıyoruz!
-Avrupa’nın en yaşlı ligi bizde...
-Avrupa’nın en yüksek maaşları bizde...
-Avrupa’nın alt yapıdan en az futbolcu oynatan ligi bizde...
Kötü rekorları kimseye bırakmıyoruz, iyi rekorlarda adımız bile geçmiyor.
Tazı gibi koştular ama...
Fenerbahçe’de Ersun Yanal’ın, Beşiktaş maçında ikinci yarıya başlarken yaptığı hamleler konuşuluyor ve alkışlanıyor. Bana göre daha önemlisi var, Fenerbahçe’de fazla değil, daha 3-4 maç öncesine kadar , ikinci yarılarda futbolcuların dilleri şişer ve sahada adım atacak halleri kalmazdı. Oysa şimdi 90 dakika bitene kadar “tazı” gibi koşuyorlar, tempo yapıyorlar, rakibe baskı kuruyorlar.
Devre arasında, ligler devam ederken bu kondisyonu güçlendirmek kolay iş değil... Ama Ersun Hoca’nın da söylediği gibi Fenerbahçe’de ciddi bir kalite ve koordinasyon sorunu var, bu da açıkça görülüyor ve Fenerbahçe için risk olmaya devam ediyor.
İkinci buluşma
“Ben demiştim, ben söylemiştim” lafını hiç sevmem ama Göztepe ile Tamer Tuna arasında parlak bir sezondan sonra ayrılık olunca Milliyet’te, “Dilerim Tamer Tuna, Göztepe’yi, Göztepe de Tamer Tuna’yı aramaz” diye yazmıştım. Nitekim ne Tamer Tuna mutlu olabildi, ne de Göztepe... Şimdi ikinci evliliği yaptılar. Umarım bu defa birbirlerinin değerini daha iyi anlarlar.
Futbol mutlu son istiyor
Göztepe eski Göztepe değil
Göztepe, Tamer Tuna’nın bıraktığı eski Göztepe değil... Jahoviç’ten, Demba Ba’dan sonra şimdiki golcüsü Jerome... Asla Göztepe’nin golcüsü değil... Stoperler yetersiz, sol bekte sıkıntı var. Orta saha ısıramıyor ve Yasin ile Serdar’a rağmen kanatlardan yeterli verimi alamıyor. Göztepe önce ligde kalmaya çalışmalı, sonra kadro konusunda yeniden yapılanmalı...
Büyük başarı
Yıllardır bilinen oyuncuları transfer etmek en kolay iş... En önemlisi; bilmediğimiz, tanımadığımız, manşetlerimizle henüz tanışmamış oyuncuları bulup getirmek... Örneğin Diagne’yi, Mitroglou’nu almak bir transfer başarısı değil... Ama bugüne kadar hiç bilmediğimiz iki stoperi, hem de ara transferde bulup getirmek, takıma “cuk” oturtmak büyük başarı...
Luyindama ve Marcao’yu bulup getiren, Galatasaray’a kazandıranları tebrik ediyorum.
Hakemlerin en az konuşulduğu hafta
MHK yeni geldi. Bir haftada her şeyi değiştirme şansı yok. Ancak geride bıraktığımız hafta, belki de hakemlerin en az hırpalandığı, eleştirildiği hafta oldu. Ayakları mı iyi geldi, isimleri mi yetti bilmiyorum. Ancak Mustafa Çulcu’ya güveniyorum.
MHK’yi siz seçin
Kulüpler Birliği’nin sanırım bugün toplantısı var. Kulüpler Birliği’ne önerimdir; gerekirse TFF ile kol kola girin, talimatı değiştirin, MHK Başkanı’nı ve yönetimini siz seçin. Aralarına da iki temsilcinizi sokun. İnanın her şey çok daha güzel olur.
Bu da mı torpille?
Süper Lig’in lideri Başakşehir 23 haftada 11 gol yedi... Yanılmıyorsam sadece Türkiye’nin değil , Avrupa liglerinin en az gol yiyen takımı...
Başakşehir’den sonra Süper Lig’de en az gol yiyen ikinci takım Galatasaray; 23 gol... En yakın rakibinden 12 gol daha az yemiş Başakşehir... Yani yüzde 100’den daha fazla bir fark...
Bu da mı torpille oluyor? Bu da mı korunmayla, kollanmayla oluyor. Yapmayın Allah aşkına...
İki transferle çehresi değişti
Ankaragücü stoper mevkiine sessiz sedasız çok önemli iki ismi transfer etti. Biri yıllarca Gençlerbirliği’nde son derece başarılı oynayan Kulusic, diğeri de Polonya Milli Takımı’nın formasını defalarca giyen Pazdan... Diğer etkili transferlerde var ama bu ikilinin Ankaragücü’nün sahadaki görüntüsünü değiştirdiğini söylemeliyim.
At sahibine göre kişner
Kayserispor’un Hikmet Karaman öncesi ve sonrası istatistiklerine baktım, müthiş... Hikmet Karaman’ın yönetmeye başladığı son 9 maçta 0 yenilgiye karşılık, 5 galibiyet, 4 beraberlik var. Kayserispor bu 9 haftada 4 golle ligin en az gol yiyen takımı... “At sahibine göre kişner” demişler de, bu kadarı da fazla... Bazı sezonlarda şanssızlıklar yaşamış olsa bile Hikmet Karaman’ın bu ülkede yeterli değeri gördüğünü düşünmüyorum.
Bir eksikle de kazanılabiliyor
Maçta bir eksik kalınca teslim bayrağını çeken takımların, bu hafta Giresun-Altay maçını izlemesini isterdim. Altay çok erken dakikalarda bir eksik kaldı. 10 kişi oynamasına rağmen 0-0 giden maçı 2-0 avantaja çevirdi ve son dakikalarda yediği gole rağmen maçı 2-1 kazandı. Demek ki bir eksikle de kazanılabiliyor. Üstelik deplasman maçında...
Alkışı alanlar
-Ligin ikinci yarısında 6 maçta 5 galibiyet, 1 beraberlik alan Rizespor ve hocası Okan Buruk...
- Kayserispor’un başındaki 9. maçında henüz yenilgi yüzü görmeyen Hikmet Karaman...
- Hem Alanyaspor’u hem Ozan Tufan’ı adam eden Sergen Yalçın...
-Kara, tipiye, görüş mesafesinin azlığına rağmen ikinci yarıdaki Bursa ataklarını müthiş önleyen Başakşehir kalecisi Mert Günok...
- Başakşehir’in küçük dev adamı Edin Visca...
- Sen neyşmişsin be Luyindama...
- Akhisar savunmasında uçana-kaçana vuran stoper Cocalic...
- Osmanlıspor’un kalesinde bildiğimiz heybeti ve kurtarışları ile kaleci Karcemarskas...
-Kendimizin reklamını yapmıyorum, yiğidin hakkını veriyorum. Derbi günündeki yayınları ile beIN Sports...
- Antalyaspor’da istikrarını hiç bozmayan Nazım Sangare...
Ümraniye kendi tarihini yazıyor
Ümraniyespor, Türkiye Kupası’nda önce Fenerbahçe’yi iki maçta da yenerek eledi. Sonra Trabzonspor karşısında bir beraberlik, bir galibiyetle bir üst tura geçti. Yani Fenerbahçe ve Trabzonspor ile oynadığı 4 maçta 3 galibiyet, 1 beraberlik aldı, hiç kaybetmedi. Ümraniye kendi tarihini yazıyor, biz okuyoruz, beğeniyoruz, takdir ediyoruz.