Milli Takım’da ikinci kez göreve gelen Şenol Güneş’in ay-yıldızlı ekiple geçmişte yakaladığı başarılarını asla göz ardı edemeyiz. Bunları kalkıp, şansa falan bağlamak, haksızlıkların en büyüğü olur. Ay-yıldızlı ekibi bu kez 2020 Avrupa Şampiyonası’na direkt götüren Güneş, apoletine bir yıldız daha ekledi. Lafı eğip-bükmeden, uçurumun kenarlarında dolaşmadan (!), bizi direkt finallere taşıyan Güneş hocamız övgüyü de, alkışı da fazlasıyla hak ediyor. Elbette ay-yıldızlı ekibin bu başarısındaki en büyük pay, saha içindeki aktörlerdir. Onlarla bir kez daha gurur duyuyoruz. Bu jenerasyonun, finallerde de ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğinden bir milim kuşkum yok. Andorra küçücük bir ülke, futbolu da öyle! Öyle ki, en farklı galibiyetleri Andorra karşısında elde ettik. Stadın kapasitesi fazla değil, artı zemin suni çim... Gördük ki, Şenol hoca, Andorra karşısına yedek demek haksızlık olur, farklı bir kadroyla çıktı, doğru da yaptı. Çünkü, finallerde tüm futbolculara gereksinimimiz olacak. Artı, Andorra asla bizim kalibremiz -kalitemiz de bir ekip değil. Nitekim, 21 dakikalık bölümde, biri penaltıdan olmak üzere Enes’le iki gol bulduk, Andorra’yı sahasına kapadık. Milli Takım’da, özellikle forvetin yükü, tamamen Burak Yılmaz ve Cenk Tosun’da... Andorra karşısında iki gol birden atan Enes de forvetteki rekabetin içinde hem yer alacak, hem de Güneş hocamızın elini güçlendirecek. İkinci yarı mı? Değişen bir şey yok, biz oynadık, Andorra seyretti! Top hep bizde kaldı, ciddi bir pozisyon vermedik. Kısa paslarla pozisyon üretmeye çalıştık, kanatlardan yüklendik, rakip savunmaya takıldık. Maçın geneline bakacak olursak, bizim penceremizden antrenman niteliğindeydi dersek abartmış olmayız. Diyeceksiniz ki, direkt finallere gittik, daha ne istiyorsunuz? Valla elemelerde ortaya koyduğumuz futbolla liderliği hak etmiştik, olmadı. Kaldı ki grup birincisi olarak gitmenin avantajlarını da yinelemeye gerek yok. Fransa’yı iki maçta perişan ettik, sahamızda İzlanda’ya takıldık! Ağıtlar yakacak halimiz yok, canları sağ, yolları açık olsun. Bu Milli Takım’ın 96’da bizi ilk Avrupa Şampiyonası’na götüren takımla bir benzerliği var. Tamam, o kadro çok daha fazla saf yeteneğe sahipti. Uzun süredir alt yaş gruplarında birlikte oynamış ve Zidane’lı, Thuram’lı Fransa’yı geçip Akdeniz Oyunları’nı kazanmış bir tecrübeydi. Kabul. Ancak bu kadroda da onlarda olan önemli bir özellik var. Basit gelecek belki ama önemli: İşi tam yapıyorlar. Yarım yamalak değil. Saf bir görev tutkusu var bu kadroda. Bunun sanırım iki temel nedeni var. 1-Gurbetçi kadroyu iyi anlayan yerli kadro. Çünkü ya uluslararası futbola adım atmış Anadolu çocukları var kadroda, ya Avrupa futboluna hazırlanan, ya da o ihtimali uzakta bırakmayan. Yani kadroda Merih, Çağlar, Ozan ve Yusuf’un gelişen profesyonelliği Ömer’in, Kaan’ın alanıyla, Ozan’ın, Uğurcan’ın alanıyla kesişiyor. Ve Emre Belözoğlu da bu kadronun özelliklerini övüyor. 2-Şenol Güneş’in planına çok net ve tam kadro ikna olmuş durumdalar. Hiçbir şüphe görmüyorsunuz. Dün bu tabloda keyiften yerimizde durmamazlık etmedik belki ama oyundan ve skordan şüphe de etmedik. İşi tam yaptılar. Andorra sadece liderlik mücadelesini son ana kadar sürdürmek için değil, ‘puanlı hazırlık maçı’nda rotasyon için de lokum gibi bir rakip. Santrfor opsiyonlarımız kaliteli olmasına rağmen Cenk Tosun, Everton’da sürekli oynayamadığı; Burak Yılmaz’ın da yaşının da ilerlemesi nedeniyle sakatlık sorunları tetiklendiği için Enes’in kendisini bulması çok önemli. Tabii ki Andorra’ya iki gol atması, Enes gencecik yaşta Manchester City’e transfer olduğunda ondan beklediğimiz zirve değildi ancak Andorra’ya gol atamamasından ise atması en azından moral açıdan olumlu. Enes kendisi bilir ama açıkçası Twente’deyken gol olup yağan Enes’i özleyenlerden birisiyim, o Twente’deki Enes Ünal Türkiye Milli Takımımız için üçüncü santrfor opsiyonu olarak ideal bir oyuncu. Ahmed Kutucu da forvet hattımız için hem merkezde hem sağda ileride değerli katkı sağlayabilecek potansiyelde, yolu açık olsun. Gecenin sorusu: Hakan Çalhanoğlu gibi yetenekli bir oyuncu, Andorra gibi kapanan takımlar karşısında neden beklenen performansını sergileyemiyor? Bundesliga’dan sonra Milan’ın kontratak ağırlıklı oyunu nedeniyle bazı özelliklerini maalesef kaybetmek üzere mi? Maçın starı: Enes Ünal. Tabii ki ondan çok daha fazlasını bekleyen milyonlarca Türk’ten sadece birisiyim. Maçın olayı: Andorra’nın stadının zemini. Tamam, futbolda iddialı değiller, olmak zorunda da değiller ama gelen misafir takımlar için de olsa gerçek futbol zemini yapmak Andorra ekonomisine ne kadar yük olur? Kısa mesaj: Euro 2020’ye katılma başarısını bize yaşatan başta Şenol Güneş ve talebeleri olmak üzere emeği geçen herkese tekrar tekrar teşekkür ederim. Andorra'da tribünlerden 'Bize her yer Türkiye' sloganı yayılıyordu… Milli Takım'ın Şenol Güneş'le yakaladığı son başarılar; sevgi, ilgi ve desteği de beraberinde getirdi. Lucescu'nun Milli Takım'da yarattığı tahribat döneminde Andorra'da bu maçı oynasaydık tek bir Türk vatandaşı izlemeye bile gitmezdi. Ulaşım zorluklarına ve soğuk havaya rağmen, üstelik EURO 2020 biletini önceden alan Milli Takım'ı eğer Türkler izlemeye geliyorlarsa bu oyunculara olan güvenin bir göstergesidir. Şenol Hoca ile gruplara başlamadan önce Türk Milli Takımı'nın 10 maçta 1 yenilgi alacağını, evinde kaybetmeyeceğini, 18 gol atıp 3 gol yiyeceğini söyleselerdi kimse inanmazdı. 40 kişilik oyuncu havuzuna hükmeden Şenol Hoca, ilk sözünü tuttu ve Türk Milli Takımı'nı halkın takımı haline getirdi. Oyuncuların coşkusu, sevgisi, milli formaya olan aşkı, sahaya yürekten mücadele koymaları başarıları da beraberinde getirdi. Grupta son Dünya Şampiyonu Fransa'dan 4 puan alan tek takımız. Üstelik Fransa'yı yenen tek ülkeyiz. Şenol Güneş ikinci hedef olarak Türk futboluna yeni yıldızlar ve yeni yetenekler kazandıracaktır. Bunun en güzel örneğini Andorra'da gördük. Forma şansı bulamayan oyuncular, rakip karşısında sürekli Milli Takım'da oynuyormuşçasına tempolu, mücadeleci ve yürekten bir oyun sergilediler. Andorra'ya pozisyon vermediğimiz gibi rakibe önde ciddi baskı yaptık, sürekli pozisyon aradık, Enes'in biri penaltıdan olmak üzere iki güzel golüne tanık olduk. Milli Takım oyuncuları zihinsel olarak çok rahattılar. Telaş ve panik hiç yapmadılar. Birbirlerine yardıma koştular, coşkularıyla enerjileriyle ve kazanma duygularıyla göz okşadılar. CANLI BAHİS, Misli.com'da başladı! Maç listesini görmek için buraya tıklayın!