F.Bahçe bir eşiği aştı

Fenerbahçe’de yönetim değişti. Ali Koç yönetimi fazlasıyla tartışıldıkları bir dönemin ardından görevi Sadettin Saran ve arkadaşlarına devretti. Peki Fenerbahçe’de sular duruldu mu? Tabii ki hayır. Bu iş bu kadar kolay değil.
Bir kere ne kadro ne hoca ne de sportif direktör, Saran yönetiminin seçimi. Daha şimdiden doğru ya da yanlış bir takım dedikodular üretiliyor. Tedesco’nun ve Devin Özek’in gideceği ve yerli bir ekibin görevi devralacağı konuşuluyor. İddialar doğru değilse bile kamuoyunda Aykut Kocaman, İsmail Kartal ve Volkan Demirel isimleri uçuşuyor. Bunun takım üzerinde yaratabileceği etkiyi varın siz düşünün...
Şu anda Fenerbahçe camiası krizde. Art arda gelen puan kayıplarının yeni bir sezon kaybının habercisi olduğuna inananlar var.
Bunun ötesinde genel kanı, Saran’ın ödünç oylarla başkan olduğu şeklinde. Bu da en küçük başarısızlıkta onun da kellesinin istenebileceğini gösteriyor. Fenerbahçe üyeleri bir eşiği aştı. Geçmişte Galatasaray’da Adnan Polat’ın ibra edilmeyişi, Mustafa Cengiz’in sürpriz seçim zaferi ve Burak Elmas’ın ibra edilmeyişi ile gördüğümüz anlayışın yansıması.
Yani Saran için Damokles’in kılıcı gibi duracak bu tehdit. Bu yönetimin işleri toparlama konusunda acele etmesi gerekiyor. 2014’ten bu yana devam eden şampiyonluk susuzluğu, camiada sabır kelimesini sözlüklerden çıkarttı. Bu da panik halde yanlış kararlar alma ihtimalini beraberinde getiriyor. En büyük tehlikelerden biri bu yönetim için.
Bunların üstüne camia değişik parçalara bölünmüş durumda. Çoğu Fenerbahçeli için bağlı bulunduğu bir fraksiyon var. Azizci, Alici, Sarancı, yerli hocacı, yabancı hocacı. Yerli hocacılar da Aykutçu, İsmailci, Volkancı diye ayrılıyor. Yabancı hocacıların ayrılma şekli İtalyancılar, Almancılar vesaire. Kısaca 3 Temmuz’un kulüp üzerinde bıraktığı en büyük yük olan bölünme en büyük sıkıntı.
Bundan sonra ne olur? Kulüp bu kısır döngüden kurtulur mu? Ya da ne zaman kurtulur? Bir başka soru da şu. Bu kurtuluşa ulaşmak için kaç yönetim değişecek? Hep beraber göreceğiz.