Milli maçlar ölüyor

2007'de henüz sadece Gürcistan'la bir özel maç yapabildik, yıl sonuna kadar da FIFA'nın hazırlık müsabakası için belirlediği tek bir tarih daha var: 22 Ağustos... Herhalde bu şartlarda hiç kimse kolay kolay ulusal takım hocası olmak istemez, çünkü oyuncularınızı yılda birkaç kez göreceksiniz, her geçen sene görüş sayılarınız azalacak ve bu şartlarda sizden istikrarlı bir kadro ve düzenli iyi sonuçlar beklenecek!..Allah'tan bizim ülkemiz için geçerli değil, ama dünyada milli takım hocalarının kalitelerinin düşmesi, ulusal takımda görev yapanların bir daha kulüplere dönememesi (yani köreldiğinin düşünülmesi) gibi de arızalar da doğuruyor bu durum... ...Avrupa'nın 4 büyük ligi 20'şer takımdan oluşuyor ve Almanya da 20 takıma geçişi tartışıyor. 38 haftalık yıpratıcı lig mücadelesinin yanında üç büyük ligde ikişer, diğerlerinde birer tane de kupa var. Milli takımları oluşturan oyuncuların ciddi bir bölümü Avrupa kupalarında oynuyor, hatta bu fırsatı bulamayanlar da Royal Lig gibi organizasyonlarla açığı kapatmaya çalışıyorlar. Tabii kulüpleriyle yılda 60'a varan üst düzey mücadele yapan oyuncuları bir de milli takımlar bekliyor, büyük turnuvalara gidebilmek için... Öncelikle en basit çare olarak, birinci liglerdeki takım sayılarının azaltılması (en azından 16'ya düşürülmesi), bu yolla futbolcuların daha az yıpranması ve boşalan 8 haftanın en azından 3'ünün ulusal maçlar için ayrılması gözüküyor...Eğer liglerde takım sayılarının azaltılması kısa vadede mümkün değilse, FIFA kendisine ayrılan tarihleri daha verimli kullanmak durumunda... Örneğin şu sıralar ulusal takımlar için kullanılan 14 günlük araya zaman zaman (Perşembe-Pazar-Perşembe) üç maç sıkıştırılması... Böylece boşaltılan haftaların (sadece birine veya ikisine) özel maç takvimi konması. Tabii bu futbolcu dostu bir tercih değil, sadece milli takım hocalarına oyuncularıyla daha fazla görüşmeleri için bir fırsat... Tabii bu periyotları üç maçla değerlendirmeniz halinde, milli oyuncuların sakatlanma riski ve kulüplerin zarara uğradığını iddia etme ihtimali de yükseliyor. Charleroi'nın Oulmers için FIFA ile çözümlenemeyen tazminat davası hâlâ futbol dünyasının kucağında saatli bir bomba misali duruyor... Davanın kulüp lehine sonuçlanması ve Oulmers'in tedavi masraflarını FIFA'nın üstlenmesi durumunda da FIFA'yı, kıta konfederasyonlarını ve ülke federasyonlarını yeni krizler bekliyor... Bence davanın kulüp lehine sonuçlanma ihtimali yüksek... Bu da futbolda yeni bir milat demek... Liglerin takım sayısını azaltıp, oyuncuları daha az yıpratma yoluna mecburen girmesi demek... Veya uluslar arası maçların sayısının azalması, ulusal takımların maliyet hesapları yapmaya başlaması ve milli maç heyecanının ölmesi...Biz bu kez UEFA'yı-FIFA'yı beklemeden azaltsak lig maçlarını, şimdiden katılsak 5-10 yılda gelmesi muhtemel rüzgâra, en büyük iyiliği kendimize yapmış olacağız. Hem Ağustos sıcağında ligler başlamayacak, hem de milli takım haftası geldiğinde onlarca sakatımız olmayacak. Fatih Terim'in Euro'96 yolunda milli takımda gerçekleştirdiği revizyonu gözümüzün önüne getirdiğimizde, bu kez 10-15 yıl öncesi kadar radikal hamleler yapamadığını fark ediyoruz. Nasıl yapsın ki gerçi, 1995'te 11, 1996'da 7 hazırlık maçı yapan milli takım, 2005'i sadece 2 özel maçla kapattı. 2006'da da Dünya Kupası'na katılabilmiş olsa yapabileceği hazırlık maçı sayısı 3'tü... 2006 20 Ocak-10 Şubat Afrika Kupası28 Şubat/1 Mart Özel maç14 Mayıs Liglerin son bitiş tarihi9 Haziran-9 Temmuz Dünya Kupası16 Ağustos Özel maç2 Eylül/6 Eylül Resmi maç7 Ekim/11 Ekim Resmi maç15 Kasım Özel maç2007 7 Şubat Özel maç24 Mart/28 Mart Resmi maç2 Haziran/6 Haziran Resmi maç6-24 Haziran K.Amerika Gold Cup26 Haziran-15 Temmuz Copa America30 Haziran-14 Temmuz Okyanusya Kupası7 Temmuz-29 Temmuz Asya Kupası22 Ağustos Özel maç8 Eylül/12 Eylül Resmi maç13 Ekim/17 Ekim Resmi maç17 Kasım/21 Kasım Resmi maç2008 20 Ocak-10 Şubat Afrika Kupası6 Şubat Özel maç26 Mart Özel maç7 Haziran-29 Haziran Euro'200820 Ağustos Özel maç6 Eylül/10 Eylül Resmi maç11 Ekim/15 Ekim Resmi maç19 Kasım Özel maç FIFA ULUSLARARASI MAÇ TAKVİMİ Ulusal maçlar için azalan takvim ve kulüplerle yaşanan problemler, ölü bir bebek de doğurdu bu arada: A2 milli takım... Dünyada sadece 5 ülke rağbet etmişti zaten bu takımı kurmaya... Şu anda bir teknik direktörü olan (Tanju Çolak), ama 379 gündür müsabaka yapmayan bir A2 milli takımımız var! Oysa bugün milli takımı başarıdan başarıya koşturan Tümer ve Gökdeniz (hatta zaman zaman forma şansı bulan Necati ve Orhan Ak da) 2002'nin sonunda A2 milli takımda idiler... Bu arada değişen prosedür sonucu bu yıl sadece iki resmi maç yapıp 2007 Avrupa Şampiyonası şansını yitiren bir de ümit milli takımımız var. Allah'tan onlar özel maçlarla ulusal forma hazzını yaşayabiliyorlar. A2 MİLLİ TAKIM Fatih Terim, kaleci Volkan'a duyduğu güveni milli maç periyodunun çok öncesinden deklare ederek hazırladı oyuncusunu. Fenerbahçe'nin yedek kalecisi Volkan da, A milli takımda görevini yaptı layıkıyla...Ama bu Volkan'ı kazanmak için izlediği yöntemi, öbür Volkan için uygulamadı Terim... "Hamit'le Sabri ikilisini neden bozdu" klişesi değil derdimiz, Terim de kendi kafasında rakibi şaşırtacak hamleler planladı belli ki... Ama bu hamleler planlanırken harcanan Volkan Yaman oldu.Daha 10 ay önce Türkiye ikinci liginde oynayan 1982 Münih doğumlu bir genci, 33 bin kişinin önünde Karaiskakis'e çıkararak ona ne kadar özgüven yükledi ise, çok iyi oynadığı bir maçın ardından Frankfurt'ta yanında oturtarak o derece azalttı Volkan'ın cesaretini. Zaten Norveç maçının ikinci yarısında eli ayağına dolaşmaya başlamıştı genç adamın.Şimdi Haziran'a kadar Volkan'ın performansı ne gösterir bilinmez, arada özel maç da olmadığı için ona özgüven yükleyecek bir ara planımız olamayacak. Umudumuz Volkan'ın gelecek 10 yılda milli takımın sol beki olabileceğinin farkında olması. umeleke@milliyet.com.tr Volkan Yaman'ın özgüveni