Devşirme madalyalar

Devşirme madalyalar


Cuma günü başlayacak Pekin Olimpiyatları’na, Türkiye’den 68 sporcu katılıyor. Bunların 11’i ise devşirme diye tabir ettiğimiz yurt dışından getirilen sporcular...
2008 Pekin daha başlamadığına göre 2004 Atina Olimpiyatları’na dönelim biraz...
ABD’nin 103 madalyayla ilk sırayı aldığı Atina Olimpiyat Oyunları’nda, 3 altın, 3 gümüş ve 4 bronz madalyayla 22. sırayı kapan Türkiye’nin, nüfusuna oranla bir hayli başarısız olduğu rakamlarla da ortaya çıkmıştı.
O zamanlar gazetelerde madalya sıralamasında üst sıraları alan ülkelerin, spora verdikleri önem üzerine birçok haber yapılmıştı. Bu haberlerle başarının rastlantı değil, sistemli ve bilimsel yöntemlerle çalışmanın ürünü olduğunu, sanki bilmiyormuşçasına, yeniden fark etmiştik.
Bunun yanında Türkiye’deki altyapı-tesis yetersizlikleri, deneyimli teknik kadroların bulunmayışı, gençlere sporu sevdirecek olanakların yaratılamaması, eğitim sisteminde spor ve beden eğitimine önem verilmemesi, siyasilerin spora sınırlı miktarlarda fon ayırması ve spor aktivitelerinin desteklenmemesi gibi sorunlar sıkça tartışılmaya başlanmıştı.
Ben Atina’dan ders çıkarılacağını sanıyordum ki; başkaları başka dersler çıkarmış...
Tesis ve alt yapı yatırımı yapıp kendi sporcularını yetiştirmek yerine, başarılı sporcuların devşirme yöntemiyle TC vatandaşı yapılıp yarışmalara sokulması sistemli bir politikaya dönüştü artık.

Haberin Devamı

Aman!
Derdim sığ milliyetçilik yapıp, “Onların kanı Türk kanı değil” demek değil. Haşa! Lütfen beni ırkçı kefesine koymayın...
Derdim “30 milyonu aşan genç nüfusuyla bütün Avrupa ülkelerinden daha zengin bir insan kaynağına sahip Türkiye’nin bu insan kaynağından ortaya doğru dürüst, olimpiyat seviyesinde sporcu çıkaramaması”...
Naim Süleymanoğlu’yla başlayıp, bugün birçok branşta devam eden “önce devşir, sonra madalya kazansın“ anlayışı, kendi kaynaklarını kullanmayan bir ülkenin başarıya ulaşamayacağı yönündeki yorumlara rağmen devletin yetkili ağızlarınca da savunuluyor.
Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’ın “Şampiyon olabilecek sporcular yetiştiremezsek transfer ederiz. Elvan’ı nasıl getirdiysek, voleybolcu Natalia’yı nasıl getirdiysek güçlü ülkelerden sporcu alabiliriz. Rusya’dan yüzücü, Küba’dan yüksek atlamacı getirebilir ya da başka bir ülkeden başka bir sporcu olabilir” açıklamaları her şeyi özetliyor...
Siyasal iktidarlar ve spor yöneticileri için günü kurtarmak, yarını düşünmemek öğretilmiş ve ezberlenmiş bir politika artık. Dünyada birçok olumsuzluk sıralamasında üst sıraları zorlayan Türkiye birçok alanda olduğu gibi sporda da işi aslına uygun yapmayıp, emek harcamayıp “kolay yoldan köşe dönme ” mantığıyla hareket ediyor... Başarı tutkusu uğruna sporun ruhu ve gerçek idealleri ihmal ediliyor... Çünkü başarı için her yol mübah....
“Başka ülkeler de ‘devşirme formülüne’ başvuruyor” dediğinizi duyar gibiyim...  Ancak, genç nüfusu neredeyse yok olan bu ülkeler, spora her daim önem veren ülkeler olarak hep dikkat çekmişlerdir. Bizimkiler gibi yatırım yapmadan sadece devşirerek müsabakalarda var olmamışlardır...

Haberin Devamı

Başarı, başarı, başarı
İngiltere’de mesela çocukları spor yapmaya özendirmek için bütçeden 2 katrilyon liraya yakın para ayrılmış. Türkiye’de ise aktif spor yapan öğrenci sayısının yüzde 1 civarında olması ve spor alt yapısı mevcut okul sayısının azlığı durumun vahametini özetliyor aslında...
Futbol dışındaki sporlara ayrılan kıt finansal kaynakların, sporu geliştirmek yerine transferlere harcanması, spor politikasındaki ufuksuzluğun ve başarıya endeksliliğin açık bir göstergesi. Altyapı yokluğu, sadece finansal gerekçelerle açıklanamaz. Ekonomik durumu Türkiye’den daha kötü olan birçok ülkede planlama ve akılcılık, bu finansal açığın kapatılmasını sağlıyor.10 milyonluk nüfusu ve 50 yıldır maruz kaldığı ambargolara rağmen Atina 2004’te 27 madalya kazanarak 11. olan Küba’nın başarısı, olimpiyat düzenlemek isteyen ve 30 milyon civarında genç nüfusu bulunan Türkiye’nin dikkate alması gereken bir durum olsa gerek.
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu, 2012 Londra Olimpiyatları’na katılmak üzere 1000 yetenekli genç için araştırmaya başlayacaklarını, okul sporu ve kulüp alt yapısına ağırlık vereceklerini ve bu kampanyayı devlet olarak destekleyeceklerini söyledi.
Evet, bir şeyler yapılacak.
Ancak yine başarı için, madalya için...
Sporu bir yaşam biçimi haline getirmek ve sağlıklı nesiller yetişmesini sağlamak için değil...
O zaman ne demek lazım?
Sadece madalya için yürü Türkiye, kim tutar seni...

Haberin Devamı