Galatasaray’ın futbol takımı uzun yıllardır ilk defa taraftarına hem keyif hem güven verdi. Futbol eğer bir şov ise, yeni transferlerin hepsi birbirinden kaliteli ve bu sezon seyircileri mest edecek yapıda. Gomis’in panter yürüyüşü, Belhanda’nın taklaları, Fernando’nun güzel futbolu TT Stadı’nda oynanacak maçların seyirci ortalamasını 45 binin altına düşürmeyecektir.
Başkan Dursun Özbek’in iyi transferler yapması Galatasaray’daki bütün sorunların bittiği anlamına gelmiyor. Önceki gün Divan Kurulu toplantısında hepimiz gördük. Osman Şenher olarak söylüyorum gerçekten utandım. Türkiye’nin Avrupa’ya açılan penceresi dediğimiz Galatasaray Kulübü, cümle alem karşısında itibarını yerlere serdi.
Levent Nazifoğlu’nu 30 senedir tanırım. Konuşma tarzı, yapısı böyledir. Hiç değişmedi. Doğru ya da yanlış konuştu demiyorum. Nazifoğlu’nu o göreve kim getirdi? Dönüyorum yönetim masasına oradaki yöneticilerin idarecilik vasfı ne kadar? Bu ülkeye ne kadar vergi ödüyorlar. Yanlarında kaç kişi çalıştırıyorlar. 25 milyon taraftarın saygı duyacağı yöneticiler mi? O makamda ceketini çıkarmak, kabadayılık yapmak sadece ve sadece kulübü küçültür.
Nazifoğlu’nun konuşmalarını şu ortamda doğru bulmuyorum. Konuştukları yanlış demiyorum. Sadece ortamının yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu kulüpte hayali stat projesi yaptılar, 15 milyon euro uçtu gitti. 12 bin liralık TV ekipmanlarını GS TV’ye 570 bin euroya sattılar. O para da uçtu gitti. Hangi maaşlı personel, hangi futbolcunun çok pahalı olan evini aldı? Çatalca’da hayali depolar tuttular yılda üç milyon euro kira verdiler. O para da gitti. Tırlar çalındı. Store’larda yolsuzluklar yapıldı. Şimdiye kadar hiç kimsenin sesi çıkmadı. Neden dün orada kıyametler koptu? Neden Galatasaraylı yönetici birileri zengin olurken, ‘kulüp batıyor’ diyerek istifa edip Amerika’ya kaçtı?
Bu para taraftarın
Hep susuldu... Onun bunun adamları kulüpte hâlâ ballı maaş alıyorlar. Hem de başarısız oldukları halde. Bir liralık işi 3 liraya yapan üyeler var. Neden kimse bunlara ses çıkarmıyor. Ben bunları yazdıkça neden bir kişi arayıp bana destek vermedi. Bu paralar kimin, nereden geliyor!
Onu da anlatıyım. 25 milyon taraftar dişinden tırnağından arttırdığı paralarla forma alıyor, kombine alıyor... Kulübüne destek olmak için her türlü aktivitenin içine giriyor. Bu paralar taraftarın parası... Neden bu paralar kullanılırken daha dikkatli davranılmıyor. Transferlerde verilen menajer paraları başka kulüplerde açıklanırken, neden Galatasaray’da bu olmuyor? Başkanın transfer danışmanı adı altındaki insanlara ne gibi menfaatler sağlanıyor ya da sağlanmıyor? Bunların şeffaf olması gerekmiyor mu? Taraftar bu konu da isyan etmekte haksız mı?
Başkan Dursun Özbek kesinlikle kötü niyetli bir insan değil. Ama kulüp böyle sessiz kalarak, bazı şeylere göz yumarak, tam şeffaf olmadan yönetilmek istenirse sıkıntılar yaşanıyor ve yaşanmaya devam edecek. Yapılan transferlere kesinlikle itirazım yok. Böyle bir operasyon yapılmalıydı. Hak etmediği halde Galatasaray’dan çuval dolusu para alan futbolcular gönderilmeliydi. Bunu yaptılar ve yapmaya da devam edecekler. Başkan Özbek bu sezon transferler konusunda çok başarılı. Ama kulüp, yönetim tarzında daha hâlâ insanların kafalarındaki soru işaretini kaldırmış değil.
Hakemler daha cesur olmalı
Hakemlerin art niyetli olduklarını kesinlikle düşünmüyorum. Sorun camialardan korkuyorlar. Cesur karar veremiyorlar. Evet, bir hakem ofsaytı kaçırabilir, yanlış penaltı da verebilir. Bunlara itirazım yok. Ama bir futbolcu rakibini sakatlamak için ona sert giriyorsa buna göz yummamalı. Türkiye’deki sorun bu.
Bütün kulüpler transfere büyük paralar harcadılar. İyi futbolcular da aldılar. Bütün futbolcuları sertlikten, sakatlıktan koruyacak olan sahadaki hakemdir. Bizim hakemlerimiz maalesef, sertlikleri cezalandıramıyorlar. Neden çekiniyorlar bilemiyorum. Bakın birkaç hafta geçsin, göreceksiniz hakemler önlem almazsa o futbolcuların hepsi sakatlanacak. Real Madrid-Barcelona Süper Kupa rövanşını izledim. Futbolu bir kenara bırakıyorum, futbolcuyu sakatlamak için yapılan sert bir hareket görmedim.
Ben Yusuf Namoğlu’na güveniyorum. Bu konuda muhakkak hakeminin kulağını çekecektir.
