Sneijder'in performansı belirleyecek

LEVENT KALKAN'IN ANALİZİ

İLK YARI:

Ziraat Türkiye Kupası'na devam edebilen tek büyük olmak ve Muslera'nın kaleye dönüşü Galatasaray'a belki de en çok ihtiyaç duyduğu dönemde büyük bir moral takviyesi yaptı.
Maça çok iştahlı başlayan sarı-kırmızılılar henüz 2. dakika bie dolmadan Selçuk'un kafasıyla öne geçti, Burak'ın şık frikiği farkı ikiye yükseltti.
Kadrolar belli olduğunda Yekta ve Ceyhun'un 11'de yer aldığını görmek herkes gibi beni de şaşırttı. Ancak maç başlayınca gördük ki savunmadaki krize bir türlü çözüm bulamayan Mancini kadronun yanı sıra sistemi de 3-5-2'ye dönüştürmüş. Defansın ortasına monte edilen Ceyhun'un sağında Chedjou, solunda Gökhan Zan görev yaptı. Eboue ve Riera'yı kanatlara yerleştiren Mancini, kupa maçının etkisiz isimlerinden Yekta'yı da Selçuk ile Melo'nun arasına yerleştirdi. Gol bölgesinde ise Drogba ve kanatlarda oynamak istemediğini her fırsatta dile getiren Burak vardı.
Özetle Roberto Mancini, Juventus maçı öncesi Juventus'un sistemiyle oynattı takımını. Zaten Elazığspor maçı bu deneme için en uygun karşılaşmaydı kağıt üzerinde.
Conte artık ezbere oynadıkları 3-5-2 sistemiyle Juventus'u son iki yılda iki kez lig şampiyonluğuna taşıdı. Roberto Mancini'nin, Elazığspor karşısında denediği sistem, Conte tarafından test edilip onaylanmış bir formasyon. Mancini, Juventus'a karşı Juventus'un sistemiyle takımını sahaya sürer mi henüz bilemiyoruz fakat zor görünüyor. Çünkü hem Eboue ve Riera'nın o maçta 90 dakika boyunca çizgi boyunca gidip, gelmeleri kolay değil hem de Sneijder büyük olasılıkla geri dönecek. İtalyan hoca salı gecesi üç stoperde ısrar ederse sistemi de 3-4-1-2 olarak değiştirebilir.
Tek şut atmayan Elazığ'a karşı ilk yarıdaki deneme genelde başarılı oldu. Mancini'nin 3-5-2'de kararlı olup, olmadığını ikinci yarıda daha iyi anlayacağız...

İKİNCİ YARI:

Galatasaray'ın başına geçtiği günden bu yana en rahat maçını izleyen Roberto Mancini ikinci yarıda 3-5-2 dizilişinden vazgeçmedi. Mental açıdan da dibe vurmuş görünen Elazığspor'un ender ataklarında Eboue ve Riera genelde geriye dönerken, Yekta da savunmanın arasına girdi ve böylece 6'lı bir hat oluştu Muslera'nın önünde. Elazığ'ın bu etten duvarı aşması mümkün değildi. Zaten ceza sahası dışından 1-2 cılız şutun dışında hiçbir hücum etkinliği ortaya koyamadılar. Bu kimliksiz halleriyle, kupada alkışları toplayan PTT 1. Lig ekipleri Gaziantep Büyükşehir, Fethiyespor, Balıkesirspor ve Bucaspor'dan kalite ve takım bütünlüğü açısından geride olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Mancini döneminde ilk kez gol yemeden bir maçı bitiren Galatasaray adeta aktif dinlenme yaptığı ikinci yarıda tempoyu bilinçli olarak yükseltmedi, Juventus sınavı öncesi farklı kazanmayı değil sadece kazanmayı düşündü.
Sarı-kırmızılı takım salı gecesi Şampiyonlar Ligi'ndeki kaderini kendisi belirleyecek.
Pirlo'suz Juventus, Selçuk'suz Galatasaray demek. Sarı-kırmızılı takım, oyun liderini Torino'da bırakarak gelecek olan rakibini yenmek için önemli bir avantaja sahip ve maçın kaderini bence Sneijder'in performansı belirleyecek. Çünkü ilk 11'de ne oynayacağı belli olmayan tek Galatasaraylı o.
Sneijder, Sneijder gibi oynarsa iştahlı bir Galatasaray'ın, Pirlo'suz Juventus'u mağlup etmesi büyük bir sürpriz olmaz. Fakat salı gecesi TT Arena'da sistemdeki tek çark bile en üst seviyede işlemezse, beraberliğe dahi son 16 biletini kapacak Juventus'u yenmek çok zorlaşır. Serie A'daki son 6 maçını tek gol yemeden kazanan Juve'nin çok formda ve iddialı olduğunu da hesaba katmak lazım.