Trabzonspor Şota: '1996'daki takım iyi değil...'

Şota: '1996'daki takım iyi değil...'

28.08.2015 - 11:32 | Son Güncellenme:

Trabzonspor Teknik Direktörü Şota Arveladze, Bordo-Mavili takımda futbol oynadığı dönemlerle bugünkü kulüp arasında büyük fark olduğunu belirterek, "O mutluluğu, birleşik Trabzonspor'u, herkesin ter akıttığı Trabzonspor'u şimdi görmüyorum. Daha mutlu Trabzonspor'u hatırlıyorum ve böyle bir Trabzonspor'u seviyorum, hedefliyorum" dedi.

Şota: 1996daki takım iyi değil...

Trabzonspor'da gol kralı olan ve kulübün efsane isimleri arasına giren Şota Arveladze, 18 yıl sonra 'yuvam' dediği bordo-mavili takıma bu kez teknik direktör olarak döndü. Taraftarların adeta bağrına bastığı Şota Arveladze, yaratmak istediği Trabzonspor'u ve hedeflerini anlattı.

Haberin Devamı

'Gelirken korktum ama'

Trabzonspor'dan "Kral", "Bizim çocuk", "Efsane" lakaplarıyla ayrılan Şota Arveladze, teknik direktörlük görevini üstlenirken bu imajı zedelemekten korktuğunu belirterek şunları söyledi:

"Aslında korku da demek istemem ama çekindim biraz. Halkın sana verdiği bir ödül var ve bunu kaybetmek istemezsin. 'Bizim çocuk' denmesi benim için büyük bir ödüldür. Sonuçta herkes o yerde olmak ister. Orada başarıyı hedefler. Zor bir karardı buraya gelmem, kolay değildi kesinlikle. Özellikle bu aralar düşünmediğim bir karardı. Mesele çok çabuk gelişti. Geldikten 2-3 gün sonra, belki bir ay sonra 'niye geldim' diye şüphe geçebilirdi kafamdan. Ama insanlardan aldığım mesajlar olsun, sevgi olsun, şehre çıktığım zaman aldığım güç, insanların duyguları yanılmadığımı bana gösterdi. İnşallah işler iyi gidecek."

Haberin Devamı

'Eski Trabzonspor'la arada fark var'

Trabzonspor'da oynadığı dönemlerle şimdiki kulüp arasında çok büyük fark olduğunu belirten Şota Arveladze sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama şimdi o mutluluğu, içerisinde birleşik Trabzonspor'u, herkesin ter akıttığı Trabzonspor'u görmüyorum, Ne içeride ne dışarıda, hiçbir yerde görmüyorum. Bunun bir sürü sebebi olabilir. Zaman değişir, kurallar değişir. Gidenle gelenin kuralları ve hedefleri farklı olabilir. Eskiden bir yerde burayı tercih ederken imaj ön plandaydı. Adam 'Trabzonspor'da oynayacağım' diye geliyordu ama şimdi ekonomik mesele daha ön plana çıkabilir. Hangisinin doğru olduğunu benim söylemem yanlış olur. Herkes kendine göre karar veriyor. Belki o zaman gençtim. Bu kadar anlamıyordum. Ama ben daha mutlu Trabzonspor'u hatırlıyorum ve böyle bir Trabzonspor'u seviyorum, hedefliyorum. Ben mutlu olan işi severim, onun için Trabzonspor'u da böyle mutlu görmek istiyorum."

'Hiçbir zaman başkasının parasını saymadım'

Şota Arveladze, futbolculuk döneminde çok mutlu olduğunu belirterek, "Paramı alıyordum. Hiçbir zaman başkasının parasını saymadım. 'O niye bu kadar alıyor da ben alamıyorum' demedim. 'Demek ki o kadar iyi beceremiyorum' diye düşünürdüm. Adam iyi satıyor kendini. O özel bir yetenek. Helal olsun. Birisi kendini güzel satabiliyorsa niye kazanmasın. Benden iyi anlaşıyor, benden iyi pazarlık ediyor. İnsana büyük değer veriyorum. Hayatın yazılmayan kuralları var. Onları yapan herkese bir yerden parası da gelir zaten" dedi.

Haberin Devamı

'Arı çiçeciği arar, sinek ise...'

Mutlu bir Trabzonspor için tek yolun olduğunu vurgulayan Şota Arveladze sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir tane yol var, yeni bir şey yaratmak lazım değil. Çok basit. Herkes Trabzonspor için ne yapabiliyorsa onu yapsın. 'Trabzonspor benim için ne yaptı?' demesin. Aynı devlet gibi, aynı memleket gibi düşünmek lazım. 'Ben ne yapabilirim?'. Kulübün içinde de dışarıda da mutluluk lazım. Efsane burada bir tane, onun ismi Trabzonspor. Trabzonspor efsaneyse, onun için herkes elinden gelen her şeyi yapacak. Beceremeyebilir, zaman yetmeyebilir. O zaman bırakıp gider, onun yerine gelenler işe devam eder. Tarih böyle yazılıyor. Barcelona bugün iyi oynuyorsa bu süreç Johann Cruyff'tan başlıyor, Van Gaal, Robson, Guardiola... Yani bir günde gelip Luis Enrique yapmamış. Real Madrid'e bak, Manchester United'a bak, öyle. Türkiye'dre Trabzonspor'u, Fenerbahçe'yi. Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı yaratan Türk değil mi? Demek ki büyük başarılara imza atabiliyoruz. Dünyada üçüncü yapan hocası kim? Altın topları alan Türk santrforlar var. 3 sene önce Real Madrid'de 3 Türk oyuncu oynuyordu. İstediğin zaman yapabiliyorsun. Sinek neyi arıyor, arı neyi arıyor. Ama komşular yani. Ben arıyım çiçek bulmaya çalışıyorum, iyi koku olsun etrafta istiyorum. Sinek de gidiyor, affedersin..."

Haberin Devamı

'36 yıldır soyunma odasındayım'

Şota Arveladze, esprili ve pozitif kişiliğine rağmen zaman zaman sinirlendiğini de esprili bir dille anlatırken şu ifadeleri kullandı:

"Aslında ben de sinirleniyorum. Konfordan uzak olduğumda sinirlenirim. Kumanda uzakta kaldığı zaman bile, 'Dokunmayın buna, yanımda dursun' diye sinirlenirim. Şaka bir yana, soyunma odasında beklemediğin bir hareket olduğunda sinirleniyorum. 6 yaşında soyunma odasına girdim, 42 yaşında halen soyunma odasının içindeyim. 'Orada yaşamadığım ne olabilir ki?' diye düşünüyorum. Ama bazı meseleler olunca perdeler iniyor gözüme. Orada da çizgileri var her şeyin. O çizgileri hayatım boyunca geçmedim. Öyle büyüdük, geldik, öyle başarılı olduk. Futbolcularımdan da bu çizgileri geçmemelerini istiyorum."

Haberin Devamı

'Öyle takımı mahalleden de toplardım'

Trabzonspor'un sadece bir futbol takımı olmadığının da altını çizen Gürcü teknik adam şöyle devam etti:

"Bugün toplanmış bir takım değil. Öyle takımı mahallede de toplarım, 10 tane beyaz tişört giydiririm, uçağa bindiririm, giderim bir yere turnuva oynatırım. Ama burası bir kültür merkezi, etik merkezi. Buraya her ülkeden birileri gelmiş. Acaristan tarafı bile 'o tarafa gidelim, büyük takım var, orayı örnek alalım' diyor. Aslında kendi ülkelerinde büyük bir takım var, Dinamo Tiflis. Ama beni arıyorlar, bizde oynamak istiyorlar. Türkiye için ne kadar büyük ve değerli olduğunu biliyorsunuz. Avrupa'da son senelerde en başarılı takım. Bugün kulübe bakarsanız bir tek Manchester United'tan oyuncu yok. Milan, Chelsea, Benfica, Lazio, Sevilla'dan oyuncu var."

"Burada ekmek yiyorsa kulübe bağlanması lazım'

Trabzonspor'un eskiden kendi içinden yetişen oyuncularla başarıya ulaşması ancak şimdi dünyanın bir çok yerinden oyuncuları bünyesinde barındırması konusunda da görüşlerini açıklayan Şota Arveladze, hangi yöntemin daha faydalı olduğuyla ilgili de şunları söyledi:

"Onu görmek lazım. Aynı örneği Real Madrid için söyleyebiliriz. Eğer ben Trabzonspor'un çocuğuysam ötekiler de olabilir. Burada büyümedim belki ama ilk traşımı burada oldum. Önemli olan bağlanmak. Bir ayda kimse kulübe bağlanamaz. Ben üç senede bağlandım. İyi ki bağlandık, hastası oldum. 97'de ayrıldım 18 sene oldu. Çocuklar artık okulu bitirdiler. Arçil'in çocuğu Amerika'ya gitti, benimki İngiltere'ye gidiyor. Birisi burada doğmuştu çocukların, diğeri de gittikten bir ay sonra. Bir jenerasyon geçti yani. Bağlanması lazım oyuncunun da. Burada sana ekmek parası, imaj, mutluluk veriyorlarsa bağlanmalısın. Trabzonspor kimseden bir şey alamıyor. Sıfır. Trabzonspor veren taraf. Veriyor, dağıtıyor, çok bile veriyor. Trabzonspor size fırsat veriyor, efsaneler siz olun. Biz parayı bulup size verelim, sizi alkışlayalım. Trabzonspor inanılmaz mutluluk dağıtan bir fabrika. HES var ya elektrik üreten, dağıtan. Trabzonspor da mutlu elektrik dağıtan bir yer. Herkese dağıtıyor. Gelin buna bağlı olun diyor. Anlatamıyoruz doğru dürüst bu konuyu ama anlatacağız inşallah.

'Ben Trabzonsporlu oldum, ötesi var mı'

Trabzonspor taraftarının takımına tutkuyla bağlı olduğunu da vurgulayan Şota Arveladze, "Bilbao'ya, Marsilya'ya giderseniz aynısını bulabilirsiniz. Ama Berlin'de bulamazsınız. Ülkeye bağlı, karaktere bağlı. Latin ülkeleri, İtalyanlar, İspanyollar bize benzer. Kuzey ülkeleri daha değişik. Kulübü sevmek, Trabzonsporlu olmak özel bir şey değil. Ben oldum, ötesi var mı? İnsan anne babasını seviyorum der mi? Sevmezsen tuhaflık var zaten. Burada olup Trabzonspor'u sevmezsen tuhaf olur. Burada bulunmak özel bir şey ve inşallah uzun olur."

"Taraftar olmadan ne başarı gelir ne de mutlu oluruz'

Trabzonspor'a geldiği günden bu yana kesinlikle beklemediği bir destek aldığını vurgulayan Şota Arveladze, "Kesinlikle beklemediğim bir destek aldım. Trabzonspor için tabii ki bu destek. İçeride 3 maç oynadık. Tribünlerde gurbetçi var falan diyorlar ama inanıyorum ki içerideki tüm maçlarda aynı ve daha fazla destek olur. Bordo olur mu sadece mavi de lazım. Onlar olmadan ne başarı ne mutluluk olur. Bir yumruk olamayız öyle. Birisi çok mu anlattı, çok mu söylendi de bıkkınlık yaratıldı bu birliktelik konusunda anlamıyorum. Başka bir kelime bulalım o zaman. Sadece nefesini ver ama alma. Yaşar mı öyle insan" dedi.

"Burada olmasam da katılacağım'

Yeni stadyumun açılışını sabırsızlıkla beklediğini de dile getiren Şota Arveladze, "Burada olup olmayacağımı bilmiyorum ama burada olmazsam bile açılışta bulunacağım. O mutluluğu paylaşmayı isterim. Bunu hak ettiğimi de düşünüyorum. Herkesin davetsiz olarak orada olmasını isterim. Öyle yerde davet olmaz. Yeni bir ev, yeni bir nefes, yeni çocuğu Trabzonspor'un orası. Geç bile kalmış. Herkesi orada görmek isterim. Gol atan, pas veren, bir gün bile alkışını bu kulüp için paylaşan herkesi orada görmek isterim. Arçil ile ailemle inşallah burada olurum o gün. Ne statüyle olursam olayım açılışta olacağım" diye konuştu.

'Sorunlara çözüm bulmak için buradayım'

Trabzonspor'a gelirken mutlu olmayı planladığını belirten Şota Arveladze sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mutlu takım istiyorum ve herkes mutlu olacak. Onun başka yolu yok. Tabii ki üzüleceğiz ama o üzüntü mutluluğun bize ne kadar değerli olduğunu da gösterecek. Geçen hafta iyi bir maç oynadık. Camiada hala çok zor dönemler geçiliyor. Ama onun için buradayım. Bu işlere çabuk çözüm bulmak, herkesi mutlu etmek için buradayız. Biz ne kadar becerebiliyorsak yapacağız. Bu takımın bir gün herkesten büyük, ne kadar güçlü, Avrupa'da ne kadar büyük bir isim olduğunu herkese göstermeye çalışacağım. Çalıştığımız her gün en az futbolu konuşup, daha fazla bu kulübün ne kadar büyük bir değer olduğunu konuştuk. Daha fazla nasıl mutlu olacağımızı konuştuk. Arada futbolu da konuşuyoruz tabii ki. Sonuç belli; sonuç kesinlikle yeşil ışık, kırmızı değil yani."

'1996'daki takım iyi değil, çok iyi takımdı'

Eski takım arkadaşlarının antrenör ve yorumcu olarak futbola hizmet etmeyi sürdürdüğünü de anlatan Şota Arveladze, hepsinden büyük destek gördüğünü söyledi. Şota, "Yorumlarını okuyorum, bazıları arıyor, söylüyor. Hami çok destek veriyor sağ olsun. Tolunay'la zaten konuşuyoruz. Ogün'le konuştum. O da çok yardımcı oluyor. Orhan'la konuştum. Ünal SMS attı, Hamdi ile karşılaşıyorum. Lemi ile anlaşamıyorum ama. Ne bileyim işte anlaşamıyorum. Bir ara oturup konuşmam lazım. Osman hoca ile konuştuk" dedi. Şota Arveladrze, bu sırada "O takım iyi bir takımdı değil mi?" sorusuna ise, "İyi takım mı dediniz? Çok iyi bir takımdı" yanıtını verdi.

'Yeni Şota, Ünal, Ogün yaratmak doğru değil'

Şota Arveladze, "O takımı mı yaratmaya çalışıyorsunuz" sorusunu yanıtlarken de, "Yok kimseye benzemeyen bir Trabzonspor yaratmak istiyorum. Kopya etmek doğru değil, yapamam da. Yeni Şota, yeni Ünal, yeni Apo'yu, Ogün'ü yaratmak hem doğru değil, hem benim işim değil" dedi. Şota, bu sırada eliyle gökyüzünü gösterip gülerek, "Başkasının işi" ifadesini kullandı.

"Herkesi içine alan bir dalga yaratacağız'

Şota Arveladze, sözlerinin sonunda, herkesi içine alan bir Trabzonspor yaratmayı istediğini de vurgulayarak şunları söyledi:

"Trabzonspor'a yakışan, kulübün ruhuna göre, gerçekten sağa sola çarparak giden ve yolda gördüğü herkesi içine alan bir dalga, bir ruh yaratmak istiyorum. İnşallah herkes bana yardımcı olacak ve bunu başaracağız."

Yazarlar