Skorer Sözlerimi geri alamam

Sözlerimi geri alamam

21.07.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Inter'de arkadaşları Porsche ya da BMW'lere binerken, o 67 model Volkswagen Beetle kullanıyordu. Futbolu bıraktığındaysa bir süperstar muamelesi göreceği Stuttgart'ta yaşamak yerine, sıradan bir yüz olmak için Kaliforniya'yı seçti. Teknik adamlığının da herkes gibi olması beklenemezdi zaten. Bırakacağım dedi, ve bıraktı. Sözlerini geri alamazdı. Onun adı Klinsmann'dı...

Sözlerimi geri alamam

1998'de futbolu bıraktığında hayatına ikinci bir sayfa açmaya kararlıydı. Oğlu Jonathan, okul takımında bile oynasa, fotoğrafçıların/muhabirlerin peşinde olacağından emindi. Almanya'nın Michael Jordan'ı gibi yaşamaktansa, kendi Michael Jordan'ına sahip bir ülkede yaşamayı tercih etti. Çin asıllı Amerikalı eşi Debbie'nin çocukluğunun geçtiği Kaliforniya'yı seçti, ikinci hayatına ev sahibi olarak... Hayatının birinci bölümü, Stuttgart'ın en meşhur fırıncısının oğlu olarak başladı. Maddi durumları gayet iyiydi, ama çocukluk arkadaşı Mark Verstegen, "Hayatımda onda pahalı bir kol saati bile görmedim" diyor. Paraya önem vermedi hiç, futbolculuğunda menajeri bile yoktu zaten. UEFA Kupası, Almanya şampiyonluğu, Almanya ve İngiltere'de yılın futbolcusu ödülleri kazandığı Inter ve Bayern Münih sözleşmelerini de bizzat kendisi yaptı. 3 ayrı Dünya Kupası'nda gol atan ilk Alman oldu ve 1990 Dünya şampiyonluğunun baş mimarlarındandı. 6 yıllık Kaliforniya inzivasından sonra, 2004'te Klinsi'ye Almanya teknik direktörlüğü teklif edildiğinde kabul etmeyeceğini düşünmüş, çocukluk arkadaşı Verstegen... "Ona -Emin misin?- dedim, o da -Kesinlikle- dedi. Ne yapacağını biliyordu"...Daha önce görevin teklif edildiği iki hoca, reddetmişlerdi Alman Milli Takımı'nın başına geçmeyi... Takım Euro 2004'e tek bir galibiyet alamadan veda etmiş, altın jenerasyon kaybolup gitmişti. Ülkede hiç kimse inanmıyordu artık -sözde- Panzerlere. Göreve gelir gelmez, Amerika'dan elastikiyet artırıcı kordonlar getirmiş Klinsmann... Ardından 2002'nin yıldızı Kahn'dan aldığı kaptanlığı Ballack'a, kaleyi ise Lehmann'a verdi. Voeller'in defansif oyununun çehresini değiştirdi, bütün üyeleriyle hücum düşünen bir ekip oluşturdu. Amerika'da yaşadığı için eleştiriliyordu ama o, belki ülkesinde yaşasa görüşemeyeceği kadar sık görüşüyordu oyuncularıyla. Nasıl mı? Telefon, e-mail ve hatta video konferansla... Emin misin? Konfederasyon Kupası'nda Arjantin, hazırlık maçlarında Türkiye ve İtalya karşısında alınan kötü sonuçlar, eleştirinin dozunu artırsa da yarım bırakmadı işini... Tabii Klinsmann'ın daha önceki teknik adamlar gibi, takım kadrolarını bir gün önceden Bild'e vermemesi de etkilemiş olabilir dozajı... O gün onu eleştirenler arasında bulunan Hoeness ve Beckenbauer, şimdi milli takımı bırakmaması gerektiğini söylüyorlar.Ama o, "Bırakacağım" dedi, ve bıraktı. Şimdi belki de çok çok önceden planladığı üçüncü sayfayı açacak hayatında. Yerini alacağı iddia edilen ABD koçu Bruce Arena anlatıyor Klinsmann'ı: "O, herkesten farklı bir düşünme biçimine sahiptir. Almanlar statükocudur, ama o değil. O, hep gelecek planı yapar"Herhalde Almanya Milli Takımı'nı çalıştırırken, Amerika'da futbol pazarlama ve geliştirme ekibinde olması, MLS takımı Los Angeles Galaxy ve ABD Futbol Federasyonu Gençlik Programı ile iş birliği yapması da anlatıyor Klinsmann'ı... Onun sözleri çok önceden belli... Sözlerini geri almıyor. Yazdığını baştan yazmıyor. Bir daha da, geri dönmüyor...*Harika sözleriyle yazıya ilham veren Bulutsuzluk Özlemi ve sevgili Sina Koloğlu'na, Klinsmann kariyeri ile eşsiz bilgiler için de Arzu Koçgirli'ye saygı ve teşekkürlerimle... Bild'in dozajı 2002 Dünya Kupası'nda Fransa-Senegal müsabakası öncesi bahis şirketleri Fransa'nın galibiyetine 10 kat daha fazla şans tanırken, çok uzaklarda İngiltere'de bir yerlerde, iki istatistikçi Henry Stott ve Alex Morton buna katılmıyorlardı. İstatistiklere dayalı tahminler üzerinde çalışmakta olan bu iki bilim adamı futbol maçları için tasarladıkları bir formüle dayanarak o maçta Senegal'in galibiyet şansının en az %25 olduğunu hesapladılar. Sonucu biliyorsunuz... Tahmindeki bu başarı onlara itici bir güç oluşturdu ve bu işe daha fazla eğildiler. İddia ettiklerine göre bu eğilimle tasarladıkları bir tahmin programının 2002 'den beri Premier Lig maçlarındakı doğru tahmin oranı %53... Alex Morton, sadece maç sonuçlarından faydalandıklarını söylüyor, henüz goller üstüne çalışmamışlar bile. Programın mantığını şu sözle özetliyorlar: "Sen kuruşları hallet, liralar kendileri hallolur " Yani yüksek miktardaki bilgi doğru işlendiğinde ilk bakışta görmenin mümkün olmayan makro gerçekleri bize sunacaktır. Yandaki grafik çok enteresan. Bu grafiğe göre deplasmanda oynayan bir takımın gol atma olasılığı yediği gol sayısından bağımsız bir yapı gösteriyor. Ben hayran kaldım... Sen kuruşları hallet! Kaynaklar: Telekomünikasyon mühendisi okur dostumuz Erdem Koç, http://www.dectech.org/worldcup/pwc.html

Yazarlar