Daum, F.Bahçe’de ne yapar?

Daum’un 1986’da ilk kez teknik adam olarak çalıştığı FC Köln, yalnızca 4 ay önce UEFA Kupası’nı finalde R.Madrid’e kaybetmiş bir takımdı... 33 yaşında kendisine emanet edilen Köln’le iki kez lig ikincisi olan Daum, teknik adamlık kariyerine harika bir başlangıç yaptı. Ama UEFA finalinde teslim aldığı Köln’ü bir daha o noktalara taşıyamadı.
Enteresandır, Daum’un 1990’da göreve başladığı Stuttgart da, 1989’un UEFA finalisti imiş! Kariyerindeki ilk şampiyonluğu Stuttgart’ta kazanan Daum, tarihin ilk Şampiyonlar Ligi gruplarına katılma hakkını sahaya dördüncü yabancıyı sürme hatasıyla kaybedince The Sun gazetesinin manşetine “Christoph Dumb (Aptal Cristoph)” olarak çıkmaktan da kurtulamadı.
Aynı sezonun devre arasında Beşiktaş’ın başına geçen Daum, siyah-beyazlılarla ilk Türkiye Ligi şampiyonluğunu 94-95’te kazandı ama burada da UEFA’nın ikinci turunun ötesine gidemedi. Enteresandır, Daum ayrıldıktan sonra görevi devralan Rasim Kara, siyah-beyazlıların tarihine Avrupa’da 4 takım eleyen ilk hoca olarak geçti. Kara’yla Beşiktaş, UEFA Kupası dördüncü turuna çıkarken, çeyrek final şansını İspanyol devi Valencia’ya kaybetti.
Daum’un başarısız ikinci Beşiktaş dönemi öncesindeki macerası, 4 buçuk sezonluk Bayer Leverkusen günleri idi. Alman teknik adam, Leverkusen’ı 4 yılda 3 kez lig ikincisi yaparken, 3 kez Şampiyonlar Ligi oynadı, bir kez gruptan çıktı. O dönemde Devler Ligi gruplarında bir sezon D.Kiev’e bir sezon da S.Moskova’ya geçilmekten kurtulamadı. Ve yine gariptir, Daum’dan Leverkusen bayrağını devralan Topmöller, Leverkusen’ı 2002 Şampiyonlar Ligi finaline taşıdı.
2002-2003’ta Avusturya Wien’i lig şampiyonu yapan Daum, UEFA’ya ikinci turda veda ederken, Viyana ekibi 2004-05’te Söndergaard yönetiminde UEFA çeyrek finali kapısına dayandı!
2003-2006 arasındaki Fenerbahçe dönemini de biliyorsunuz: 2 şampiyonluk, 1 ikincilik ve Ş.Ligi gruplarından öteye gidemeyiş...
* * *
Daum’un çalıştırdığı 6 farklı takımın (Köln’le ikinci lig macerasını da sayarsak) 5’ini şampiyon yapması tesadüfi bir başarı olamayacağı gibi, Avrupa’da 20 yıla dayanan bir makus talih hikayesi yazması da herhalde tesadüf olamaz. Belli ki Daum çok iyi takımlar kuruyor, kurduğu ekipler hızla lig şampiyonluğunun güçlü adayı oluyor ama Avrupa başarısı için yeterli gelmiyor bir türlü... Ama CNN Türk’te 3. Devre’de açıklamalarını dinlediğim FB Başkanı Yıldırım’ın beklentisi de Avrupa’da başarı değil zaten. Yıldırım, 3 yılda 3 şampiyonluk hedeflediğini söylüyor! (Olympiakos son 13 yılda 12 şampiyonluk aldı ama 1999’da Ş.Ligi çeyrek finali oynadıkları sezon hariç dünyada bu takımın sürekli şampiyon olduğunun farkında olan kimse var mı acaba, bilemiyorum doğrusu)
Peki Daum’un uzmanlığı şampiyonluk mu? Evet, Alman Hoca gittiği her takımı çok kısa sürede şampiyonluk yarışçısı hale getirebilen bir futbol dehasına sahip... Ama başka liglerde başarı kabul edilebilecek ikinciliklerin, Türkiye’de kovulma sebebi olduğunu da unutmamak gerek...
Ve enteresandır, lig uzmanı Daum’un ikincilik sayısı, şampiyonluklarından fazla! 23 yıllık antrenörlük kariyerinde Alman hoca Stuttgart’ı 1, Beşiktaş’ı 1, A.Wien’i 1, Fenerbahçe’yi de 2 kez şampiyon yapmış (Yani toplam 5 şampiyonluğu var)... Lig ikincilikleri ise tam 6 tane: Köln’de 2, Leverkusen’da 3 ve Fenerbahçe’de de 1 kez...

Daum’un İstanbulu gelmiş!
Türkiye’deki olumsuz koşullar malum, her sezonun sonunda 3 büyük takımdan “bir başarılı-iki başarısız”  çıkmak zorunda gibi davranılıyor. Genelde lig şampiyonu olamayan iki hocanın görevine son veriliyor ve yeni iki kurban seçiliyor... Ama Daum da dünya üzerinde Türkiye koşullarını en iyi bilen yabancı hoca sayılabilir herhalde. Son 20 yılını bir Almanca, bir Türkçe konuşulan şehirde (Stuttgart-BJK-Leverkusen-BJK-Wien-FB-Köln-FB’de) görev yaparak geçiren Daum’un kişisel takvimine göre İstanbul’u gelmiş belli ki! Umarız Daum kişisel takvimine Avrupa kupalarıyla ilgili bir iki satır da ekler bundan sonra...

Daum da  4-3-3’e döndü
Dünya futbolundaki yaygın rüzgar Daum’u da etkiledi, Alman Hoca da Chelsea gibi, Barcelona gibi, Avrupa’nın birçok devi gibi Köln’de 4-3-3 dizilişini benimsedi. 2008-09 sezonu boyunca Köln’de Novakovic’i hedef santrfor olarak kullandı, Radu, Ehret, Vucicevic gibi kanat hücumcuları ile forveti üçledi. Bu sistemi Fenerbahçe’ye de uygulamak isterse, Semih/Güiza’dan birini hedef santrfor olarak kullanması muhtemel. Sağ taraf için elinde Deivid-Kazım-Gökhan var ama sol açık için kadro çok seçenekli değil (Belki de M.Topuz’u bu bölgede düşünüyor)
Orta üçlünün ofansif olanının Alex olması muhtemel, ama onunla birlikte oynayacak iki merkez oyuncu için Emre, Selçuk, Deniz’in yanına iyi bir yabancı alternatif eklemek isteyebilir. Geçen sezon Aragones’in ağzından Fenerbahçe’nin gündemine geldiğini öğrendiğimiz Petit’yi Köln’de o bölgede ilk 11’de kullanmıştı Daum... Eğer Aurelio’nun Fenerbahçe’ye dönüşü doğruysa orta sahanın ortasında da bir çeşitlilik sağlayabilirler bu yolla...