Play-off ülkesi konumumuz değişmiyor, yeni yüzyıldaki 9’uncu büyük turnuva için 6’ncı kez play-off’a doğru gidiyoruz. Aslında 23 Şubat’ta Nice’teki kurada ikinci torbadan Çekler’i, dördüncü torbadan Letonya’yı çektiğimizde daha umutluyduk; ama 20 aylık sürece baktığımızda gelinen nokta da fena değil. Elemelere Emre’nin kaptanlığıyla, üçlü savunmayla, tartışmalarla-tehditlerle filan başladıktan sonra, zamanla gençleşti ve normalleşti takımımız. Zaten benim iddiam şu: Milli takım ne zaman sakinleşiyor-normalleşiyor, o zaman başarı geliyor. Ne zaman anlamsızca geriliyor, ona buna sataşıyor, o gerilimden başarısızlık çıkıyor. 2016 play-off’u için şu anda Hollanda’nın önündeki avantajlı konumumuz, normalleşmenin ödülüdür bence.

Haberin Devamı

Hollanda maçının üstünden 35 gün geçmesine rağmen 3-0 kazanan 11’den sadece 1 mecburi değişiklikle (Burak/Cenk) sahaya çıkmamız bile bir normalleşme göstergesi. Hollanda’yı 3-0 yenen çocuklar, Prag’da da son derece sakinlerdi. Hedefimizin öncelikle 1 puan olduğu netti, ilk yarıda top %60 Çekler’deydi. 45 dakikada isabetli pas sayısında da bizi ikiye katladılar. Ama yüzde yüz net diyebileceğimiz bir pozisyon da yakalayamadılar. Evet, Martin Atkinson’ın atladığı, Serdar Aziz’in koluyla kestiği bir frikik pozisyonu var ama, onun dışında da olağanüstü bir aksiyonları yok. İkinci devrede biraz vitesi artırınca Caner ve Arda’nın ekstra yetenekleriyle play-off biletinin yarısını cebimize koyduk zaten.

Final niteliğindeki İzlanda maçı öncesi sanırım şu detayı da atlamamak gerek: Çekler’in sağ beki Kaderabek, dün dönem dönem yine solumuzu felç etti. Dün akşam saatlerinde de İzlanda’nın sağ beki Saevarsson gayet etkili bir maç oynadı Letonya’ya karşı. Sol bekimiz Caner yine penaltıyı üreten ortayı yaptı, ama Konya’da ilk işinin savunma olduğunu unutmaması gerek.

* * *

Bu vesileyle ben de dün Ankara’da hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Umarım Türkiye, çok özlediği huzura kavuşur bir an önce...