The Others Aman radyo kapanmasın, Batı’ya ayıp olur

Aman radyo kapanmasın, Batı’ya ayıp olur

12.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Aman radyo kapanmasın, Batı’ya ayıp olur

Aman radyo kapanmasın, Batı’ya ayıp olur

Aman radyo kapanmasın, Batı’ya ayıp olur

Hafta sonuna damgasını vuran görüntü Manisa’da yaşandı. Manisa Valisi’nin uğurlanması sırasında ANAP Manisa İl Başkanı ile Tuğgeneral Kazım Usta arasında hani "yaşlarına başlarına" hiç de uymayan görüntüleri izledik. Düşünün, mesela aynı itiş kakış bir Batı ülkesinin şehrinde olacak. Tuğgeneral, İl Başkanı için daha sonra, "Kendisi kuyumcu, çok severim. Küçücük bir altın alsam yine gider ondan alırım" dedi. İl Başkanı olayın şoku içinde "O benim büyüğümdür" demez mi? Sonra sanırım merkezden "aç davayı" diye baskı gelince, o da çark ediverdi. Kamuoyu araştırması yapılsa bence şöyle bir sonuç çıkar: "Komutan haklı"... Hani bir partinin milletvekilleri yaka paça Meclis’ten götürülürken Mesut Yılmaz "ulusal güvenlik" dersine sanırım henüz hazırlanmamıştı!

RTÜK’te güvenlik sorunu
BBC ve Almanya’nın Sesi radyolarının FM bandı üzerinden yaptıkları Türkçe yayınlar tehlikede. RTÜK üyeleri 26. maddedeki yeniden iletim yasağını öne sürerek yayınlara karşı çıktılar. Aldığım bilgilere göre bu konu iki aydır gündemde. Dışişleri Bakanlığı’nın "Almanya’nın Sesi Radyosu’nun aktarımında yarar var" yazısı üzerine RTÜK, izin vermiş. Ama bir üye o zamanlar yine bu maddeye dayanarak karşı çıkmış. "Peki bunun tam ulusal güvenlik konusunun konuşulduğu zamana denk gelmesi bir tesadüf mü?" sorumuza bir üye "Kesinlikle hayır, zaten gerekçenin bu konu ile ilgisi yok" cevabını verdi. Ama özellikle iki üyenin bu radyoların yayınlarından rahatsız olduğu yolunda yorumlar yapılıyor. Ve bu maddeye dayandırılarak konunun çözümüne gidildiği öne sürülüyor. BBC’nin yayınlarını ileten Radyo Foreks’in sözkonusu radyonun haberleri nedeniyle kapatılması da bu soru işaretini akıllara getirmiyor değil. RTÜK Başkanı Nuri Kayış, üyelerin kararına karşı çıkıyor. Karşı çıkma nedenlerinin başında ise "Batı’ya rezil olacağız" mantığı yatıyor. Bu arada meşhur 26. maddenin yeni hazırlanan RTÜK yasasında olmadığını da vurgulayalım. Yani bu maddenin anlamsızlığı kabul edilmiş. Öyle ya da böyle, şimdi soru şu: "Batı istedi diye mi hareket edeceğiz?" Kendi radyolarımızı kapatırken kimsenin sesi çıkmıyor da, yabancı radyolar olunca "Aman Batı ne der?" diye tutuşuyoruz... Kendimize saygımız olmadığı sürece bu ikilemleri yaşayacağız. Önemli olan özgür yayıncılık. Yoksa BBC, ya da Almanya’nın Sesi değil...

Üvey Baba
Devlet Bakanı Hasan Gemici, Star’da yayınlanan "Üvey Baba" dizisinin üvey çocuğa yönelik şiddetiyle Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirtmiş ve RTÜK’e yazı yazmış. RTÜK konuyu incelemeye aldı. Büyük olasılıkla Bakan’ın isteği doğrultusunda bir sonuç çıkacak. Ben bu diziyi "sempatik" bulmuyorum. Böyle olması bu dizinin yasaklanması anlamına gelmez. "Ben böyle bir diziden haz almıyorum o zaman kaldırılsın" mı diyeceğim? Şimdi dizide baba tiplemesinde (yani Halil) abartı olabilir. Diğer yandan Tunca Yönder’in de şu meşhur "halkımız bizi seviyor" yaftasına dayanmasını yadırgadım. Bu düsturdan hareket edecek olursak varacağımız birçok noktada tökezleriz. Halil gerçek. Bu ülkede "Haliller" o kadar çok ki? Sorun galiba "abartıda" yatıyor. Yoksa ortada aykırı olan bir şey yok. Bakan’ın gerekçeleri ile senaryonun inandırıcılığı çözümde buluşmalı.