The Others ‘Bekarlık her yaşta iyidir’

‘Bekarlık her yaşta iyidir’

28.11.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

‘Bekarlık her yaşta iyidir’

‘Bekarlık her yaşta iyidir’



‘Bekarlık her yaşta iyidir’


Türk tiyatrosunun iki sırım gibi delikanlısı, Cihan Ünal ve Can Gürzap yıllar sonra yeniden sahnede. Ünal üç yıldır, Gürzap yedi yıldır oynamıyorlardı. Onlarla, Tiyatro İstanbul’un fuayesinde buluştuk; kimi zaman gerildik, kimi zaman gülüştük.
İkili, Tiyatro İstanbul sahnesinde Kressman Taylor’ın yazdığı ve Gencay Gürün’ün yönettiği "Bu Adreste Bulunamadı" adlı iki kişilik oyunu oynuyor. Oyuna İstanbulluların ilgisi yoğun. Ben henüz gitmedim, gideceğim.

Cihan bey, neden bu kadar gerginsiniz?
Ben Radikal gazetesini okurum, ama o kadını okumam. (Perihan Mağden’i kastediyor.) Ama o kadın bile beni akıllı, düzgün, aklıbaşında, kültürlü ve hoş yazılar yazan yazarları okumaktan alıkoyamaz. Mesela o kadının bu yaz romanı çıktı.

Evet, "İki Genç Kızın Romanı".
Ben o romanı da okumadım. Okumam da. Ama bu demek değildir ki başka romancıları okumam, "roman" denilen kültürü yadsırım. Ama o kadın tiyatroyu toptan yadsıyabiliyor.

Böyle düşünüyor demek ki.
Bence o kadının böyle bir yazı yazmasının nedeni başka: O kadının bir tiyatrocu ile özel bir sorunu olmalı. Ne olduğunu bilemem ama bir sorunu olmalı. "Araç amacı doğrular" düşüncesi ile giderseniz bu böyle. O kadın burada tiyatroyu ve Yıldız (Kenter) hanımı, sayın, sevgili, güzel insan Yıldız hanımı, büyük insan, hoca Yıldız hanımı harcıyor. Bu yazı gerçekten sığ, ucuz, kompleksli, bilgisizce ve acemice, çok çirkin.

Çok mu kötü etkiledi sizi Perihan Mağden’in yazdıkları?
Hayır, kesinlikle etkilemedi. Niçin etkilesin? Zaten bu kadının yazdığı roman, bu sene Murathan Mungan da, Orhan Pamuk da yazdı, hepsi yazdı, siz duydunuz mu herhangi birinin o kadının kitabı için iyi bir şey söylediğini?

Duydum. Hem de çok sattı.
Satabilir. Satar. Birçok arabesk de satıyor. Onun Türkçeyi bozarak zart zurt koşuşturması çocukça değil. Biz tiyatrocular sahnede çocukça, saf, temiz ve inançlıyızdır ve seyirciyi bunun için etkileriz. Ama bu kadının yaptığı şey yazılarında Türkçeyi bozarak zart zurt koşuşturma. O bu koşuşturmalarla ne yapmak istiyor, biliyor musunuz? Zirzopça bir atılımla kendini insanlara sunmak istiyor.

Tiyatrocularda devlete, sponsorlara, seyircilere yönelik bir talepkarlık siz de fark etmiyor musunuz?
Bunun nedeni çok basit: İngiltere’de, Almanya’da, Fransa’da böyle bir sorun söz konusu değil çünkü onlar kültür sorununu çözmüşler. Oranın insanları okumuş, tiyatrodan zevk alan insanlar. Bu kadın gibi değil onlar.

Neyse, bu konuyu kapatalım artık. Sizin yıllardır o kadife gibi sesinizi dinleriz, bakışlarınız da romantik fakat...
Teşekkür ederim ama bu söylediklerinizin sonunda ne çıkacağını merak ediyorum.

Nereden çıkıyor bu sizin kadınlara şiddet uyguladığınız, kızlarınıza sert davrandığınız söylentileri? Hatta büyük kızınız Irmak’ı bir DJ’le evlendi diye evlatlıktan reddettiğiniz konuşuldu.
Bunların hiçbiri doğru değil. Bunlar çıkıyor çünkü ben kendimi teşhir etmiyorum. Ben kızımla, Yağmur’la, Türkan’la (Şoray) birlikte doğum günü kutlarım, yılbaşı kutlarım, bayram kutlarım, yaz tatilinde birlikte oluruz; bunları kimse bilmez. Büyük kızım ve annesiyle de ilişkim aynıdır. Büyük kızım Irmak Ünal’ın geçen mayıs San Fransisco’da mezuniyeti ile evlilik törenini birlikte yaptık. Oranın çok önemli bir DJ’i ile evlendi. Ben de kızımın nikahında bulundum. Nereden çıkıyor bunlar, anlamıyorum.

Kız çocuğu büyütmek çok mu zor?
Zor. Tabii zor. Çok zor.

O dayak meselesi de doğru değil, değil mi? Eşlerinizi dövdüğünüze ilişkin iddialar. Öfkeli bir insan değilsiniz, değil mi?
Belli bir yere kadar tabii ki şeyim. İnsanın tabii ki bir reaksiyonu olur ama bu bir vurma, dövme değil. Türkan hanımın elinin titremesini bile bana bağladılar. Halbuki bu at kazasından kalma bir şey.

Siz kendisiyle evlendiğinizde Türkan hanım neredeyse cinsiyetinden sıyrılmış, bir "ebedi bakire" konumundaydı. Siz onunla evlendiniz, çocuğu oldu. Belki de kamuoyu sizden bu yüzden intikam alıyordur.
İyi olmadı mı? Daha iyi oldu. İnsan içine çıkıyor, konuşuyor, çocuk sahibi oldu. Kendi seslendirmesini yapıyor filmlerinde.

Evleniyor, ayrılıyorsunuz. Bekarlık daha mı iyi belli bir yaştan sonra?
Harika bir şey. Bekarlık her yaşta galiba evlilikten daha iyi.

Cihan bey, nasıl böyle "fit" kalıyorsunuz?
Her gün iki saat koşuyorum. Alet çalışıyorum. Yazın Seferihisar’da yüzüyorum. Evde, kum torbasıyla boks yapıyorum. O yazar hanım gibileri düşünerek o torbaya vuruyorum. (Gülüyor)

Perihan Mağden ne yazmıştı?
9 Kasım 2002 tarihli Radikal’de yayımlanan "Tiyatrofobia" adlı yazıdan bir alıntı:
"Biz bu oyunları, biz bu tiyatroları, biz bu tiyatroculukları hak etmek için ne yaptık?
"Biz basit/normal/düz insanlar; onlar burnumuzun dibinde kendilerini sev beni, sev beni, izle beni, izle beni, beğen beni, beğen beni diye ordan oraya attıkça; kızarıp bozarmadan, yerin dibine geçmeden, bu ısrarcı ruhların dramı karşısında merhamet dalgalarıyla tir tir titremeden durmaya, eve yalnızca koltuklarımıza mıhlanıp orada kalmaya muvaffak olabilecek miyiz?"

"Oyuncu sahnede can düşmanıyla bile işbirliği yapmalıdır"
Can bey, nasıl bu kadar "fit" kalabiliyorsunuz?
Benim yaşım ne, başım ne, ya? (Gülüyor). Spor yapıyorum. Ama kaç aydır yapmıyorum, başlayacağım yine. Dikkat ediyorum.

Siz ve Cihan bey’e "sir" diyebilir miyim? Tiyatromuzun sir’leri?
Neden?

Öyle işte. Hem böyle biraz seçkincisiniz hem ikiniz de filinta gibisiniz.
Zaten bize "sir" derler tiyatro çevrelerinde.

Can bey, sizin kızlarınızla ilişkiniz nasıl? Cihan bey kız babalığının zorluğundan dem vuruyor.
Çok iyi.

Siz de evlilik konusunda Cihan bey gibi mi düşünüyorsunuz? Cihan bey mutluluğu bekarlıkta bulmuş.
Ben uzun senelerdir evliyim. Cihan iki senede çözüyor.

Sizin gibi iki hemcins oyuncunun aynı sahneyi, aynı oyunun iki başrolünü, daha doğrusu zaten iki kişilik bir oyun olduğuna göre bir oyunu paylaşması nasıl bir gerilim oluşturuyor? Bu birbirinize bir meydan okuma mı, bir dayanışma mı?
Dayanışma. Tiyatro sahnesinde bir oyuncu bir oyuncuya meydan okumaya kalkarsa mahvolur. Karşısındaki oyuncu can düşmanıysa bile onunla işbirliği yapmak zorundadır. Ayrıca Cihan’la sahnede olmak çok güzel bir duygu. Çünkü biz onunla okuldan beri arkadaşız. Beraber askerlik yaptık.