The Others Bir doktora günde 100 hasta

Bir doktora günde 100 hasta

05.08.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir doktora günde 100 hasta

Bir doktora günde 100 hasta

       TÜRKİYE nüfusunun yaklaşık yüzde 15'inin yaşadığı İstanbul'da, 2000'e iki kala sağlık alanında iç karartıcı tablolar sergilenmeye devam ediyor. Artan hasta sayısı, doktorların hastaya ayırdığı sürenin azalmasını ve ilgisizliği, hastanelerde bazı servislerin kapanmasını beraberinde getiriyor. Yoğun bakım gibi hayati önem arzeden servislerde görevli hemşirelerin düşen hasta sayısının üç - dört kat artması da tehlikeli sonuçlara yol açıyor.
       SSK hastanelerinin önündeki manzara yıllardır değişmiyor. Tedavi olabilmek için gece yarısından yola düşen insanlar, polikliniklerin önünde yerlerini alıyor. Ayakta saatlerce süren zorlu bekleyişte, yıllarca prim ödedikleri SSK'dan sağlıklarına kavuşmak için medet umuyorlar. Muayene, tahlil, film, ilaç ve ameliyat... Hepsinin ayrı kuyruğu var.
       Doktora da ulaşmak zor SSK koridorlarında. Hele yatacak bir yatağa ve olunacak bir ameliyata ulaşmak adeta imkansız.
       SSK'da muayene olabilmenin ilk şartı, muayene numarası alabilmekten geçiyor. Bunun içinde muayene fişi dağıtılan bölümde sıraya girmek gerekiyor. Uzayıp giden kuyrukta ilk 100 kişi arasına girebilenler, kendilerini şanslı kabul ediyor. Çünkü bunun dışında kalanların muayene olabilme şansı o gün için kalmıyor. Muayenede doktorlar rekor kırıyor. Yaklaşık 2.4 dakika süren muayene ile hastalarına teşhisler koyup tedavilerine yön veriyorlar.
       SSK'da polikliniklerin yetersizliği yanı sıra, ilk basamak sağlık hizmetlerinin iyi yürütülememesi, sigortalıların buraları pek tercih etmemesi de hastanelerde yoğunluk yaşanmasına neden oluyor.

       Milyonlarca insanı sosyal güvenlik şemsiyesi altında toplayan SSK'da hizmetin durma noktasına gelmesi sonucu en büyük sıkıntıyı işçi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler çekiyor. Hastane önlerinde, koridorlarında yaşadıkları çileye isyan edip haykıranlara sıkça rastlanıyor.
       Tekirdağ'dan sevk edildiği Okmeydanı SSK Hastanesi'nde muayene olabilmek için kapı kapı dolaşan emekli işçi Maksut Yıldızhan da bunlardan biri... Erkenden sıraya girmesine karşın muayene fişinin bitmesi üzerine ne yapacağını şaşıran Yıldızhan, doktorlara kendisini de muayene etmesi için yalvarıyor.
       Emekli işçi İsmail Yıldırım, sabaha karşı geldiği hastanede tedavi olabilmek için bekliyor. Sağlıklı insanı dahi hasta edecek kuyrukta altı - yedi saat ayakta nasıl durabildiğini sorduğumuz emekli işçi, "Alıştık... Ömrümüz kuyruklara geçiyor" yanıtı veriyor.
       Rize'den dört yaşındaki oğulları Muhsin'i tedavi için İstanbul'a getiren Çepni Ailesi de bir aydır hastane kapısında. Tomografi için özele, muayene için SSK hastanesine derken, tedavi yolunda dairesini sattığını söyleyen Ekrem Çepni, "Tek isteğim oğlumun iyi olması. Bunun için her türlü zorluğa katlanıyoruz" diyor.
       Hasta eşine ilaç almak için sabah erken saatlerden itibaren eczane önünde kuyruğa giren Nazmiye Gençsoy, beklemekten bunalınca sesini yükseltiyor. Önce politikacılara öfkelenen Gençsoy, ardından hastanedeki çarpıklıklara değiniyor. Gençsoy, "Herşey rüşvetle yapılıyor. Dosyanızı alttan üste çıkarmak için para, doktora, hastabakıcıya para vermeden işinizi halledemiyorsunuz. Nerede kaldı SSK güvencesi. Gün boyu ayakta bekliyoruz, ilacı alamıyoruz" diye yakınıyor.

       SSK hastanelerin talebi karşılayacak durumda olmaması nedeniyle, polikliniğe gelen hastaların bir bölümü sevkediliyor. Hastaların üçte ikisi tomografi, MR ve kardiyolojik amaçlı tetkikler için sevkedilirken, kalan kısmın da ileri tetkik, tedavi ve yatış amacıyla sevki yapılıyor. Ancak, SSK'lı hastaların derdi sevkle bitmiyor. Gönderildiği hastanede istenen ilacı yine sevkeden SSK hastanesinden almak zorunda kalan hasta yakınları, iki hastane arasında mekik dokuyor.
       SSK'nın tıbbi malzeme ihtiyacını karşılamaması da ayrı bir sorun olarak hastanın karşısına çıkıyor. Bu aksaklıklar sevk edilen hastanenin doktorlarını da tedavi aşamasında zor durumda bırakıyor.
       SSK'lı hastalar, anlaşmalı hastanelerin kendilerine ikinci sınıf muamelesi yapmasından yakınıyor. Birçok özel sağlık kuruluşu SSK'lı hasta sayesinde ayakta kalabilmesine karşın, önceliği kendi hastalarına veriyor.
       MR, bilgisayarlı tomografi, kardiyolojik tetkikler ve ameliyatlar için özel hastanelere, devlet ve üniversite hastanelerine, özel laboratuvarlara sevkedilen hastalar, buralarda çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Kalp hastalarına EKG için 1.5 - 2 ay sonrasına gün veriliyor.

       * Sağlık hizmeti birimlerine ve personel başına düşen hasta sayısı artıyor.
       * SSK yönetiminin denetleme mekanizması sonucu, imza ve damga sayısı artıyor.
       * Sigortalıların muayene olmak için en az beş kuyruktan geçmek zorunda kalması ve tıbbi işlemlerdeki karmaşa nedeniyle girilen kuyruk ve kapı sayısının 20'ye kadar çıkması.

       Türkiye'de nüfusun yüzde 38'i SSK'lı, yüzde 3.3'ü Emekli Sandığı, yüzde 14'ü BAĞKUR kapsamında, yüzde 34.3'ünü teşkil eden yaklaşık 21 milyon 500 bin kişi ise açıkta. Bu kesimin bir bölümü, mevcut sağlık sistemlerini zorluyor. Kaçak, hukuk dışı yollardan sosyal güvenlik sistemlerinin hizmetlerinden yararlanıyor.
       1997 bütçesinden sağlık yatırımları için yüzde 3 pay ayrılırken, genel bütçeden sağlık hizmetleri için ayrılan pay yüzde 2.5 - 3 arasında değişiyor. Bu oran Yunanistan'da yüzde 7, ABD, İngiltere ve Hollanda'da yüzde 14, Fransa'da yüzde 16, Avusturya'da yüzde 13. Türkiye, Gine, Somali, Mali, Etyopya, Nijerya, Zaire, Uganda, Pakistan, Hindistan'la aynı durumda bulunuyor.
       Mozambik, Malavi, Liberya, Burundi gibi pekçok Afrika ve Uzakdoğu ülkerinde bile sağlık hizmetleri için ayrılan pay ülkemizden fazla.


       Yarın: Devlette yok özelde çok