El Bab’ın alınması Türkiye’nin güvenliği için önemli

Milliyet Kıbrıs yazarı Prof. Dr. Osman Köse-Polis Akademisi / Ankara

26 Ağustos 2016 tarihinde başlayan ve hala devam eden Fırat kalkanı harekâtı planlanan şekilde başarıyla devam etmektedir.
Dördüncü ayını tamamlayan harekâtta Türk askeri yaklaşık 35 kayıp vermiş durumda. Türkiye’nin desteklediği ÖSO’nun kaybı 400 civarında olurken, bölgeyi elinde tutan DAEŞ’in kaybının iki binlerin üzerinde olduğu ifade ediliyor.
Fırat Kalkanı harekâtında şu anda Türk ordusu ve ÖSO, stratejik öneme sahip bir kent olan El Bab’ta hakimiyeti tam olarak sağlamak üzere..
Fırat Kalkanı harekâtının her aşamasında DAEŞ’in, büyük tehditler savurduğunu biliyoruz. Dabık’ta da bir kıyamet savaşı olacağı propagandası yapmıştı fakat burası çok kolay bir şekilde TSK tarafından alınmıştı. Yani DAEŞ tehdidi boşa çıkmıştı.
DAEŞ’in Rakka’dan sonra ikinci başkenti olarak bilinen El Bab için de benzer tehditlere şahit olduk
Türkiye sınırına 30 km uzaklıkta olan El Bab, DAEŞ’in büyük önem verdiği ve iki yıldır yığınak yaptığı bir şehirdir.
Zira DAEŞ, başkenti olarak gördüğü Rakka’da kalabilmesi için El Bab’ı elinde tutması gerektiğini iyi bilmektedir.
Savaştan önce 70 bin kişinin yaşadığı ve bir sanayi şehri olan El Bab, stratejik öneme sahip bir konumdadır.
Kentin adının Türkçe ifadesiyle “Kapı” olması, bulunduğu coğrafyada oynadığı kilit yol, stratejik bir kavşak ve birleşme noktasında olmasından kaynaklansa gerektir.
Asırlar değişse de, teknoloji ilerlese de coğrafya tüm zamanlara ve gelişmelere yine meydan okumaktadır. Yani her zaman önemini fazlasıyla muhafaza etmektedir.
Bu nedenle El Bab, her zamanki gibi önemini ve stratejik konumunu fazlasıyla korumaktadır. Bundan hareketle:
Fırat Kalkanı harekatında Dabık dahil bu zamana kadar alınan yerlerin elde kalması ve bir anlam kazanması El Bab’ın alınmasına bağlıdır.
YPG’nin kontrolünde bulunan Menbiç’e karşı muhtemelen yapılacak olan operasyonun başarılı olması ve kısa zamanda bitirilmesi El Bab’ın alınmasına bağlıdır.
DAEŞ’in başkenti olarak bilinen Rakka’ya yapılacak olan operasyonun geleceği El Bab’ın alınmasına bağlıdır.
PYD / YPG ilan ettiği kantonları birleştirmek için el Bab’da kontrol sağlamak istiyor. Bu nedenle bu kantonların birleşmesine engel olmak ve dağıtmak El Bab’ın alınmasına bağlıdır.
Kürt komutanların birleştiği ve iletişim sağladığı güzergah bu kavşaktır. Türkiye’yi uğraştıracak olan bu şer iletişimin kesilmesi El Bab’ın alınmasına bağlıdır.
Her şeyden önce Türkiye’nin güvenliği ve DAEŞ’in saldırılarının azalması için El Bab’ın alınması gerekmektedir.
Son gelen haberlere göre El Bab’ta operasyon neredeyse tamamlanmak üzeredir. Fakat buranın denetime alınmasıyla operasyon tamamlanmış değildir.
Cumhurbaşkanı’nın da açıkladığı gibi sırada Menbiç ve Rakka bulunmaktadır. Buralara yapılacak olan harekât için El Bab bir üs olacaktır.
Fırat Kalkanı operasyonu dünya tarafından takip edilmektedir. Çünkü operasyon Amerika ve batılı devletlerin gelecek planlarına darbe vurmuştur.
Türkiye, bu nedenle bu zamana kadar olduğu gibi El Bab harekatında yalnızdır. Kendi istihbaratı ve askeri gücüyle bu operasyonu sürdürmektedir.
Türkiye bu mücadeleyi verirken, kadim müttefiki Amerika, açıktan PYD /YPG’ye silah vermektedir. DAEŞ başta olmak üzere diğer terör örgütlerini cesaretlendirmektedir.
Bu nedenle Türkiye’nin El Bab’da verdiği mücadele, geleceğinin güvende kalması mücadelesidir.
Ankara’nın, İstanbul’un güvenliğini sağlama mücadelesidir;
Anadolu’da huzurun sağlanması mücadelesidir;
Türkiye’nin terör örgütlerinin saldırıları altına düşmemesi mücadelesidir;
Türkiye’de huzur ikliminin hâkim olması mücadelesidir;
Türkiye’de ve bölgede hesap kitap içinde olan güçlere dur deme mücadelesidir;
Mazlum ve masum dünya üzerinde sömürü düzenini yeni şartlara göre düzenleme gayretinde olanlara geçit vermeme mücadelesidir;
Mazlum dünyanın sesi olan Türkiye’yi yeniden Sevr’i imzalatma sevdalılarına yanlışlarını tekrar hatırlatma mücadelesidir.
Yani mesele sadece El Bab değildir. Bu kapının açılması durumunda yaşanacak felaketler Anadolu’da da çok derinden hissedilecektir.
Türkiye bu nedenle El Bab’dadır.
El Bab’dan sonra Menbiç ve Rakka’nın da terörden temizlenmesiyle Suriye iç savaşının bitmesi ve ülkede huzurun sağlanması ihtimali daha da yakın olacaktır.