Ergenekon soruları

Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar ve “Ergenekon çetesi”nin darbe planları arasındaki bağlantıları içeren haberler, gazete mutfaklarını ortaya atılan iddiaları “sorumluluk süzgeci”nden geçirme konusunda daha dikkatli olmaya zorluyor.
Milliyet’te geçen haftalarda yayımlanan iki haber tartışma konusu oldu.
Bunlardan biri, emekli Kurmay Albay Talat Turhan’ın da adının geçtiği “MSN’de darbeyi konuşmuşlar” başlıklı haberdi. Taraf gazetesinin 28 Ocak’ta bir internet sitesinden aktardığı konuşmaları Milliyet de 30 Ocak tarihinde Taraf’ı kaynak göstererek yayımlamıştı. Bir akademisyen ile düşük rütbeli bir asker arasında 19 Haziran 2005’te geçtiği öne sürülen konuşmalarda “Askeri darbeden başka hiçbir şey bu ülkeyi kurtarmaz” deniyor. Ağustos şûrasındaki gelişmeler bağlamında bazı isimlerden söz ediliyor:
“Gizli bir istihbarat ağımız var. İçinde Suat Parlar,  Talat Turhan ve Aytunç Altındal da var. Hepsi birbirini tanıyor ve benim verdiğim bilgi ışık hızıyla aralarında dolaşıyor. Yarın seninle jandarmaya, Emre albaya gideriz.”

Talat Turhan’ın itirazı

Emekli Kurmay Albay Talat Turhan, darbe iddiasını ortaya atanları “ispat”a davet etti. Milliyet’e gönderdiği açıklamada Turhan şöyle diyor:
“Önemli bir suç ihbarı niteliği taşıyan bu belgenin ‘Ergenekon soruşturması’ üzerine yayımlanması ve Ergenekon’un öteki ucuna giden bir örgütün gizli istihbarat ağı içinde bulunduğum açık hedef gösterilmekte ve kişiliğime yönelik bir kastın varlığını sezinlemekteyim.
Gazetenizde yayımlanan yazı gerçeği yansıtmamaktadır. Emekliye sevk edildiğim 1964 yılından bu yana bozuk düzenin bir parçası olmaktan gerek eylemsel, gerekse kuramsal düzeyde 12’li darbelerle mücadele verdiğimi dünya ve Türk kamuoyu çok iyi biliyor. Çünkü kitaplarımla ve katıldığım etkinliklerle 84 yaşıma karşın yasal kavgamı sürdürmeye devam ediyorum.
Kuşkusuz bu tavrımın hâlâ birçok çevreyi rahatsız ettiğini de biliyorum. Kimsenin beni darbe içinde göstermesine izin vermem.”

Turhan’a haksız suçlama

Ergenekon soruşturması kapsamında yeni gözaltılar sürmekle birlikte henüz iddianame ortaya çıkmadığı için internet üzerinden yayımlanan MSN görüşmelerinde adı geçen kişileri “zan altında” bırakacak şekilde haber yapmak, Talat Turhan örneğinde olduğu gibi “haksız” bir suçlamaya yol açabilmektedir.
Milliyet, Taraf’ın haberini olduğu gibi aktarmak yerine “ertesi gün” verdiği haberde adı geçenlere bu iddiaları sormakla yükümlüydü. MSN’deki iddialar, konuşmalarda adı geçen ‘üçüncü kişiler’i neden bağlasın? Savcıların görev alanına girebilecek bir metni incelemeden olduğu gibi aktarmak, gazeteyi sorumluluk çizgisinden uzaklaştırıyor.