The Others Gençlik yasak tanımıyor

Gençlik yasak tanımıyor

09.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gençlik yasak tanımıyor

Gençlik yasak tanımıyor

       İran'da İslami rejim daha baştan gündelik hayata ilişkin bir dizi kural, sınır ve yasak koydu. Kuran'daki "iyiliği emredip kötülükten sakındırmak" ilkesinden hareket etme iddiasındaki İslamcılar kadınlara örtünme (hicap) zorunluluğu getirdi; içkiyi, fuhşu yasakladı; başta her türlü müziği, ardından İran klasik ve halk müziği (erkeklerin söylemesi durumunda) dışında sözlü müziği yasakladı; yabancı filmlere izin vermedi; ülke içindeki her türlü kültür sanat üretimini siyasi ve ahlaki gerekçelerle sansüre tabi tuttu...
       Bu düzenlemeler ortaya tam bir şizofren toplum çıkarmış: Eğer bir otel, restoran ya da kahvede "Burada hicaba riayet edilmektedir" şeklinde bir çıkartma yapıştırılmışsa büyük bir ihtimalle o mekan hicabın en fazla gevşediği yerlerden biridir.
       Bu gevşeklik Tahran sokaklarına da yansımış durumda. Özellikle üniversite öğrencileri başlarını üstünkörü örtüyor; genellikle blucin üzerine bol yırtmaçlı siyah önlükler giyiyor, böylelikle sokağa pantalonla çıkmış gibi oluyorlar. Halbuki İran filmlerinde kadınlar evlerinin içinde de örtülü dolaşıyor, yatağa bile örtülü giriyorlar.

       Şizofreni müzik alanında da kendisini çok belli ediyor. İslami rejime zarar vereceği için pop müziğe yasak getiriliyor, ama İran televizyonunda devrim şehitleriyle ilgili bir programın fon müziği sözsüz bir Madonna parçası (Bonita) olabiliyor. Aynı şekilde bir pizzacıda bizim Bergen'in "Acıların Kadınıyım" parçasının (tabii sözsüz) eşliğinde romantik bir yemek yiyebiliyorsunuz.
       İçki yasak ama dünya çapında meşhur olan ev partilerinde gençlerin sınırsız alkol tükettikleri, en son dansları icra ettikleri biliniyor. Zaten Tahran'ın bazı duvarlarına "Metallica, Megadeath" gibi heavy metal gruplarının adları yazılmış.

       Kültür ve İrşad Bakanı Ataullah Mohacerani'nin geçtiğimiz günlerde yaptığı şu açıklama yirmi yılın bilançosu olarak görülebilir: "Yasaklanmış müzik ve video kasetlerinin her biri İran içinde en az bir milyon adet çoğaltılıp el altından satılıyor."
       Mohacerani'nin basından sorumlu yardımcısı Ahmed Borhani Milliyet'e şöyle konuşuyor: "Daha önce her türlü yabancı eser yasaklanıyordu. Halbuki bunların tümünün İslam'a aykırı olduğu söylenemez. Dolayısıyla biz uygun eserlere izin vermeye başladık. Böylece karaborsayı bir ölçüde sınırlamak istiyoruz, ama ortadan kaldırmamız tabii ki imkansız."

       İran'da kadınlarda öteden beri üç modanın egemen olduğu söyleniyor: Kuaförde saç yaptırmak; saçlarını sarıya boyatmak ve burundan estetik ameliyatı olmak. Ama kadınlar sadece kozmetik bir varlık değiller. Gerçekleşmesine ciddi bir biçimde katkıda bulundukları devrimden sonra İranlı kadınlar toplumsal yaşamın dışında kalmamak için vargüçleriyle mücadele ettiler, bir nevi "İslami feminizm" akımı doğdu. Çünkü erkek egemen rejimin otoriter ve totaliter uygulamalarından en fazla kadınlar zarar gördü.
       Hatemi'nin tek kadın yardımcısı Masume Ebtekar'ın sahibi ve müdürü olduğu "Farzaneh" adlı Farsça / İngilizce dergi İslamcı feminizmin önemli yayınlarından biri. Üç ayda bir çıkan derginin Genel Yayın Yönetmeni "Ümmi" müstearını kullanan Mahbube Abbas - Holizade sorularımızı şöyle yanıtladı:
       * İran'da kadınların en önemli sorunu nedir?
       Ümmi: Bana göre en önemlisi erkeklerle siyasal, sosyal alanlarda eşit olabilmek. Biz bu eşitliği, dinimize ve kültürümüze uygun bir biçimde tanımlamaya çalışıyoruz. Örneğin bize göre kadınlar cumhurbaşkanı bile olabilir; buna karşı çıkanları ikna etmeye çalışıyoruz.
       * Feminist misiniz?
       Ümmi: Bunun tanımında anlaşmamız lazım. Biz kendimizi feminist görüyoruz, ama Batılılara göre böyle olmayabiliriz. Feminizm bir ideoloji değil, bir yöntemdir. Kadınların şartlarının iyileştirilmesi için çalışan herkes feministtir. Yani amaç aynıdır, fakat farklı toplumlarda farklı feminizmler olabilir.
       * Hicap zorunluluğuna karşı mısınız?
       Ümmi: Size en önemli sorun hicap görünebilir, ama İran kadının en temel sorunu medeni hukuktur. Mesela boşanma durumunda çocuk babaya veriliyor. Birçok kadın istemeden örtünüyor olabilir, ama alışmış durumdalar.
       * Gençlere getirilen yasaklara ne diyorsunuz?
       Ümmi: Benim de biri 17, diğeri 11 yaşında iki kızım var, onların ihtiyaçlarını yakından biliyorum. Ve yine biliyorum ki devletin yanlış politikası sonucu gençler ihtiyaçlarını yasadışı yollardan gideriyorlar. Örneğin Şah döneminde de ev partileri olurdu ama gençler buralarda içki içmezlerdi; şimdi içiyorlar, çünkü bütün partiler gizli yapılıyor.
       * Kızınız, erkek arkadaşıyla birlikteyken güvenlik güçleri tarafından uyarılsa ne yaparsınız?
       Ümmi: Önce polise kızarım, sonra da kızıma kızarım niye bana söylemedi diye. Çünkü bana sorsa, ben ona polis tarafından rahatsız edilmeyecekleri bir yer önerebilirdim. Bırakalım gençler serbestçe seçimlerini yapsınlar.

       Ayaklarında spor ayakkabılar, üstlerinde eşofmanlar binlerce Tahranlı, kadın - erkek, çocuk - yaşlı demeden yürüyorlar. Elbruz Dağı'nın eteklerinde Tahran'daki dört trekking parkurundan Dereke'deyiz. Saat sabahın 10'u. Kazmaları, sırt çantaları ve botlarıyla profesyonel dağcılar dönüş yolundalar; belli ki sabahın erken saatlerinde yapmışlar tırmanışlarını. Bu arada yanımızdan dağ bisikletleriyle iki genç sporcu geçiyor. Mola yerlerinde her türden yiyecek ve içecek, hatta giyecek temin etmek mümkün.
       Dereke'de o meşhur İran imajının, yani kendi içine kapalı, asık suratlı, radikal İran'ın tam zıddına tanık oluyoruz: genç, dinamik, güleryüzlü bir kalabalığın ortasındayız.
       Benzer bir duyguyu bir gün önce Tahran'daki Millet Parkı'nda gezerken tatmıştık. Ailecek jogging yapanlar, badminton oynayan çiftler, banklara uzanıp ders çalışan üniversiteli kızlar görmüştük. Şaşırtıcı derecede bakımlı bu dev parkta hoparlörden İran Klasik Sanat Müziği yayını yapılıyordu. Parkın girişindeki havuzun etrafında İranlı ünlü sanat ve kültür adamlarının heykelleri vardı. Orada da gençler flört ediyordu ve kameramızı gördüklerinde kaçmaktan ziyade kendilerine çekidüzen veriyor veya şaka yapıyorlardı.

       Yarın: Basında aç - kapa