The Others İrticacı sermayeye 26.2 trilyon teşvik

İrticacı sermayeye 26.2 trilyon teşvik

20.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

İrticacı sermayeye 26.2 trilyon teşvik

İrticacı sermayeye 26.2 trilyon teşvik

       MİLLİYET, "irtica" ana gündemiyle toplanan olağanüstü Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ), Başbakan Mesut Yılmaz'a verilen şeriatçı faaliyetlere ilişkin brifingin metnini ele geçirdi.
       Türk Ceza Yasası'nın (TCY) 163. maddesinin kaldırılmasının, irticanın güçlenmesinde çok önemli bir etken olduğu vurgulanan brifingde "İrticacı sermayenin büyümesine engel olunmaya çalışılan bir dönemde, bu sermayeye 26.2 trilyon lira devlet teşviki verilmiştir" dendi.
       159'u irticai faaliyete karışan toplam 162 subay ve astsubayın TSK'dan uzaklaştırıldığı YAŞ'ta, 28 Şubat 1997'den bu yana irticanın Türkiye'deki durumu da bir brifingle Yılmaz'a anlatıldı. İrticanın, tüm yönleriyle ele alındığı brifingde, hükümetin irticayla mücadeledeki aksaklıkları da ortaya kondu. Brifingde, özetle şunlar yer aldı:
       * İrticayla mücadele amacıyla hazırlanan yasa tasarıları hükümetçe TBMM'ye sevkedilmesine rağmen henüz hiçbiri yasalaşmadı.
       * İrticayı destekleyici yayın yapan radyo ve TV'lerin denetlenmesini amaçlayan RTÜK yasa tasarısı geri çekildi.
       * Siyasal İslami harekete ivme kazandıran ve irticayı destekleyen sermayenin kontrolü ve bu kapsamda en önemli kurumlar haline gelen özel finans, vakıf ve ticari şirketler gibi kuruluşların denetim altına alınmasına yönelik yasa çalışmalarında da gelişme görülmedi.
       * İrticayla mücadelede mevcut yasalar dahi tam anlamıyla uygulanamadı ya da uygulanmadı. Mevcut yasaların uygulanmasında idarecilerin farklı tutum içerisinde olmaları irticai unsurları güçlendirdi.
       * İrticanın dinamosu olarak kabul edilen sermayenin büyümesine engel olunmaya çalışılın bir dönemde, bu sermayeye mevcut mevzuat gerekçe gösterilerek 26.2 trilyon lira devlet teşviği verildi.
       * İrticai faaliyet gösteren vakıf, dernek, yurt, pansiyon, radyo, TV ve dershane gibi kuruluşlar büyük ölçüde denetlenememekte, yüzde 10 oranındaki denetlemelerde de denetlemeyi yapan personelin sayısal yetersizliğinin yanısıra, irticai görüşe sahip olmasından dolayı gerekli özen gösterilmemekte.
       * İyi niyetli gayretlere rağmen bürokrasiye sızan irtica yanlısı kadroların tasfiye edilememesi nedeniyle irticai faaliyetlere karşı caydırıcı, önleyici ciddi bir işlem yapılamadı.

       * Bazı siyasilerin oy beklentisiyle dini çevrelere yakın görünme çabalarının farkında olan irticai kesim, yaptırdığı sözde anketlerle tarikatların oy potarsiyelini yüzde 30'lara varan unsurlarda göstermekte ve siyasiler üzerinde baskı unsuru yaratmak istemekte.
       * Erzurum Atatürk, Şanlıurfa Harran, Malatya İnönü, Van 100. Yıl, Diyarbakır Dicle, Elazığ Fırat, Çanakkale 18 Mart, Denizli Pamukkale, Kırıkkale, Kayseri Erciyes, Niğde, Kütahya Dumlupınar, Sakarya, Konya Selçuk, Samsun 19 Mayıs, Ankara Gazi üniversitelerindeki irticai kadrolaşma siyasal iktidarların yanlışları sonucu gerçekleşti.
       * Türban konusu, bu konuda net bir tavır gösterilmemesinden dolayı bu kadar uzadı.
       * İdarenin, özellikle yargının çeşitli nedenlerle irticayla mücadelede yetersiz kaldığı görülmekte.
       * İrticayla mücadelenin İslamla ilgisinin olmadığı, yapılanın din devleti kurma amacı taşıyan unsurları engelleme isteğinden kaynaklandığı, gerektiği şekilde halka anlatılamamış bu nedenle de devlet, TSK ve laiklik aleyhinde yapılan propagandalarda belli mesafe alındı.
       * İrticai propagandanın amacı, halkı devletten ve laiklikten soğutarak geniş kitleleri yanına almak ve böylece teokratik bir develet geçiş sağlamakta.

       Brifingde, irticanın, eğitim alanındaki faaliyetlerine de ayrıntılı biçimde yer verilerek, "Eğitimde irtica hakimdir" görüşü vurgulandı. Brifingde, bu konuda da şu saptamalar yer aldı:
       * Okullarda irticai faaliyetler yoğunlaştı. Bilgi alınan 637 lise ve dengi okulun 356'sında, yani yüzde 53'ünde irticai faaliyet saptandı. Bu oran İmam hatiplerde yüzde 85, özel okullarda yüzde 65, diğer okullarda ise yüzde 33'tür. Bayan öğretmenlerin yüzde 41'i, kız öğrencilerin yüzde 14'ü türbanla derse girmekte.
       * Bazı okul, yurt ve dershanelerde oruç ve namaz konusunda zorlama bulunmakta, öğrenciler topluca namaza götürülmektedir. Erkek öğretmenlerden, sakallı ve derviş kıyafetiyle derslere girenlerin olduğu da belirlendi.
       * İrticai kesim, kendi kontrollerindeki ortaöğretim başarı puanı yüksek olan okullara, öğrencileri yatay geçiş yaptırmakta ve sonuçta istedikleri fakültelere girmelerine olanak sağlamaktadır. Böylece üniversiteye girişte sağlanan 40 puan sayesinde, sınavda 12 bininci olan bir öğrenci birinciliğe yükselebilmekte, 38 bininci olan bir öğrenci ise ilk 4 bine gerilmekte. Bu istismar nedeniyle içinde bulunduğumuz öğretim yılında, 5 bin civarında öğrenci normal liseden imam hatip liselerine yatay geçiş yaptı. 8 yıllık eğitime rağmen normalde 55 bin civarında olan imam hatip mezunu sayısı bu yıl 60 bin civarında olacak.
       * Bazı okullarda irticacı öğretmenler, Atatürk ilke ve devrimleri ile, devlet ve TSK aleyhinde alenen propagandayı sürdürmektedir. Bazı okulların ise, tarikat faaliyeti amacıyla kullanıldığı saptandı.