27.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:
İş görüşmesi bir heyecan ve stres kaynağı olabilir. Bu durumu yönetirken beslenmenizdeki bazı değişiklikler de size yardımcı olabilir. Gerginlik durumunu azaltmak için;
İş görüşmesine çok aç bir mide veya çok dolu bir mideyle gitmek doğru olmaz. Aç karnına gittiğinizde stresle mide asidiniz artıp midenizde istenmeyen bazı sesler çıkmasına sebep olur. Bu his kendinize olan güveninizi olumsuz etkiler ve kendinizi konforlu hissetmezsiniz.
Görüşme öncesinde asitli içecekler gaz çıkarma ihtiyacına sebep olabilir ve sizi zor durumda bırakabilir. Kükürtlü bileşik içeren bazı sebzeler de bir gün öncesinden yenilmezse daha iyi olur, soğan, sarımsak, karnabahar, lahana gibi.Keskin kokulu baharatlar da diyetten çıkarılmalıdır özellikle çemen içeren yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Bunlar nefes ve ter kokunuzu etkileyebilir.Sabah görüşmeye gidilecekse hafif bir kahvaltı önemlidir. 1 - 2 dilim ekmek, peynir, 4 - 5 zeytin ve bitki çayı veya bir tostla bitki çayı tercih edilebilir. Zeytin ve domates gibi sebzelerin dişinizde artık bırakma ihtimali unutulmamalı ve kontrol edilmelidir. Kahvaltıdan 1 - 1,5 saat sonrası görüşme için uygundur. Eğer çok erken saatte bir görüşmeyse bir avuç fındık, kuru üzüm ve su hızlı, sağlıklı bir çözüm olabilir.
Eğer acıkmadan kalori alımınızı azaltmak istiyorsanız öğünlerden önce bir elma veya düşük kalorili bir salata yiyin veya et ya da balık suyuna bir çorba için. Bunlar Pensilvanya Eyalet Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemler.
Araştırmaya göre yemekten 15 dakika önce bir elma yiyen kişiler yemek öncesi hiçbir şey yiyip içmeyenlere göre 187 kalori, yemekten önce çorba içenler ise çok aç olarak yemeğe başlayanlara göre 134 kalori daha az aldılar. Yemekten önce salata yiyenlerse öğün sırasında yüzde 12 daha az kalori aldılar. Çok acıkmayı beklemeyin. Özellikle geç saatlerde aşırı yememek için sağlıklı atıştırmalıklar belirleyin.
Erken bunamaya karşı önlem alınPhosphatidylserine (Fosfotidilserin) tüm hücrelerimizde bulunur. Hücreleri birbiriyle temasta tutmasının yanı sıra bu membran sayesinde besinleri hücrelere taşıma, atık ürünleri dışarı atma gibi hayati fonksiyonları da gerçekleştirir. Besinlerde bol bulunmadığı için diyetlerde sınırlıdır. Özellikle beyin hücresinin etrafında daha yoğunlaşmış olup beynin sinir dokusu kütlesinin yüzde 70’ini oluşturur. Bu sebeple beyin aktivitesi için önemlidir. Yaşa bağlı hafıza kaybına karşı koruyucudur ayrıca öğrenme konsantrasyon güçlüğü zorluklarına iyi gelir. 2004 yılında yapılan bir çalışmada fosfotidilserin desteğinin duygusal stres ve sıkıntılı ruh haline iyi geldiği bildirilmektedir. 120 yaşlı üzerinde yapılan başka bir çalışmada ise günlük 300 miligram takviye hem hafıza hem de bilişsel olarak yararlılık göstermiştir.
Yapılan bir araştırmada, zayıf kemiklere yol açan D Vitamini eksikliğinin kardiyovasküler hastalıklarla da bağlantılı olabileceği ortaya çıktı. Ortalama 59 yaşında 1739 kişiyle yapılan araştırmada kandaki D vitamini seviyesi mililitrede 15 nanogramdan az olan kişilerin kalp krizi, kalp yetmezliği veya inme gibi kardiyovasküler bir olay geçirme riskinin seviyesi daha yüksek olanlara göre iki kat fazla olduğu bulundu.