Kuryelik yaparken milyarlar kazandım

       YURTDIŞINDAN Türkiye'ye aklanmak üzere uyuşturucu parası getirirken yakalanan "kurye kız" Dilek Örnek, suskunluğunu Milliyet'e bozdu. Kuryelikten milyarlarca lira para kazandığını belirten Örnek, "Beni bu işe bulaştıranlarla ilişkimi kestim ve yeni bir hayata başladım. Artık kurye kız olarak değil, Dilek Örnek olarak tanınmak istiyorum. Film tekliflerine açığım" dedi.
       Atatürk Havalimanı'nda 28 milyar değerinde dövizle yakalanan ve 11 ay cezaevinde yatan Örnek, kendisini bu işe eniştesi ve teyzesinin bulaştırdığını belirterek şöyle konuştu:
       "Bu işe başladığımda 19 yaşındaydım. Ailemle problemlerim olduğu için teyzem Fatma Kunt'un yanına taşındım. Teyzem kuryelik işini teklif etti. Para alıp İstanbul'a götüreceğimi orada parayı benden teslim alacaklarını söyledi. Alacak kişiler de beni tanımıyordu, eniştem tipimi tarif ediyordu, öylece buluşuyorduk."

       Hollanda'dan Türkiye'ye soktuğu bavullar dolusu paranın işadamlarının vergiden kaçırdığı paralar olduğunu sandığını belirten Dilek şunları söyledi:
       "İlk başlarda 600 Gulden alıyordum. Bu paranın da üçte ikisini teyzeme vermek zorundaydım. Yedi ay sonra teyzem ve eşi İspanya'ya taşınınca kendime çalışmaya başladım ve kazancım birden 6 bin 500 marka çıktı. Bazen ayda beş kez Türkiye'ye para soktuğum oluyordu. Para tatlı geldi. Normal bir insan gibi çalışsam ayda bin 300 Gulden alırdım. Yaşım da genç olduğu için uçaklarda gidip gelmek, beş yıldızlı otellerde kalmak, bol para almak cazip geldi."
       Kazandığı milyarlarca lirayı har vurup harman savurduğunu ve hiçbir yatırım yapmadığını belirten Dilek, "Paraları parfüme, kıyafete harcadım. Şimdi olsa kazancımı değerlendirir ev alırdım. O zamanlar nasıl olsa paranın arkası geliyor deyip durmadan harcıyordum" dedi.

       Kendisini teyzesinin kıskançlığının yaktığını belirten Örnek şöyle devam etti:
       "Teyzem `ağabey' dediğim eniştemle ilişki kurduğumu zannetti ve benden intikamını aldı. Beni hem o bu işe bulaştırdı hem de yakalattı. Olayın boyutlarını yakalandıktan sonra farkettim. Bunca insan yakalandı. DGM'de 15 kişi olduk. Çok büyük bir teşekkül oluşturduk. Ben neymişim diyorum. Ben bu insanları bilmiyordum.
       Bana kaçakçı diyorlar. Para getirmekle insan kaçakçı oluyorsa o zaman Türkiye'de herkes kaçakçıdır bence. Belki uyuşturucu parası taşımışımdır, ama ben parasını taşıdım, uyuşturucu değil."
       Kendisini bu işe sokanlara kin beslediğini belirten Örnek sözlerini şöyle tamamladı:
       "Beni aldattılar. Bana kimlerle çalıştığımı anlatmaları lazımdı. O zaman ben de normal bir insan gibi sokakta yürür, o lafları duymaz, boş yere gözyaşları dökmezdim. Beni bu işlere sokanlar sonradan `geçmiş olsun' bile demedi. Bu olayda kardeşlerimin adı da verildi. Bu nedenle Türkiye'ye gelemiyorlar. Ben de yurtdışına çıkamıyorum."

       DİLEK Örnek, cebinde 7 bin markla girdiği cezaevi günlerini de şöyle anlattı:
       "Aslında içeri bu kadar para sokmak yasak. Ancak beni soktular. İçeri girince Fikriye adında bir mahkum bana ilgi gösterdi. `Paran var mı?' diye sordu. Ben de paramı gösterdim. `Dikkat et çalarlar, bana ver saklayayım' dedi. Ben de 2 bin markı alıp kalanını verdim ve bir daha da alamadım. Parayı ısrarla isteyince dışarıya gönderdiğini söyledi. Ben de onu dövdürdüm."

       Cezaevinden çıktıktan sonra, üç yabancı dil bilmesine rağmen kimsenin kendisine iş vermemesinden yakınan Örnek "Ben de film çevirmeye, gelen teklifleri değerlendirmeye karar verdim. Teklifler geliyor. Film için avukatımı arıyorlar. Gelen tekliflere kesinlikle `hayır' demeyeceğim" diye konuştu.