The Others 'Protokol' kötüye kullanılıyor

'Protokol' kötüye kullanılıyor

10.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Protokol' kötüye kullanılıyor

Protokol kötüye kullanılıyor

       MUAZZEZ Ersoy'a Kervansaray Otel'de yapılan silahlı saldırı sonucu açık cezaevine ilişkin uyarılarıyla haklılığı ortaya çıkan Edirne eski Cumhuriyet Savcısı Ali Sami Arlı, "Olaylara çok üzüldüm. Ancak uyarılarım doğrulandığı için mutluyum. Daha neler çıkacak" dedi.
       Edirne TEM Otoyolu'nda 6 kişinin katledildiği olayın soruşturmasını yapan ve geçen Ramazan Bayramı'nın son günü üç kişinin saldırısına uğradıktan sonra kendisini dövdürttüğü gerekçesiyle şikayetçi olduğu meslektaşı Nuri Savaş'la Edirne'den sürülen Arlı, suiistimallerin üzerine gittiği için kurban edildiğini söyledi. Başına gelen olayların bir mahkumu disiplinsiz hareketleri yüzünden açık cezaevinden kapalı cezaevine aldırmasından kaynaklandığını belirten Arlı şöyle konuştu:
       "Uyuşturucudan mahkum Mustafa Acar'ı kapalı cezaevine aldırınca tartaklandım. Sonra geçici olarak Kastamonu'ya tayin edildim. 2.5 ay heyet raporu aldım. Hala tedavi görüyorum. İyi araştırma yapmaya fırsat bulamadım. Yeterince üzerine gidemedim."
       Ersoy'a silahlı saldırıda bulunan iki mahkumdan Süleyman Aygün'ün kendi döneminde `protokol' uygulamasıyla özel sektörde çalışmak istediğini, ancak buna izin vermediğini kaydeden Arlı, "Bu tür suistimalleri engellediğim için başıma bunlar geldi" dedi. Açık cezaevindeki hükümlülerin kentteki işyerlerinde çalışmasına olanak sağlayan `Protokol' adı altındaki uygulamanın istismar edildiğine dikkat çeken Arlı, şunları söyledi:
       "Üzerlerine gittikçe yıpratıldım. Korkum cezaevinde olay çıkmasıydı. Zira, cezaevi tavukhanesinde, ahırında, tarlada çalışan, akşam koğuşa perişan halde dönen mahkumlar var. Bunun yanısıra elini kolunu sallayarak gezen, gece bar, pavyonda dolaşanlar var. İki grup arasında bir gün çatışma olur diye korkuyordum. Allah'tan bu olmadı."

       Arlı, geçen martta Milliyet'e yaptığı şok açıklamalarda tehdit edildiğini belirterek şunları söylemişti:
       "Dışarıda 60'a yakın hükümlümüz çalışmaktadır. Bazılarının bunu istismar ettikleri, ücretlerini kendileri ödeyerek paralı mahkumluk yaptıklarını belirledik. Özelikle uyuşturucu suçundan yatan bazı mahkumların işyerlerine gitmedikleri, uygun olmayan saatlerde, özellikle akşamları geç saatlere kadar par, pavyon gibi çeşitli eğlence yerlerinde içki içtikleri narkotik ve istihbarat polisi tarafından bize bildirildi.
       Meslektaşım Savcı Nuri Savaş başta olmak üzere bazı emniyet görevlileri, partilerin ilçe başkanları olmak üzere çok sayıda hatırlı kişiler devreye girerek Acar'ı tekrar açık cezaevine nakletmem istendi. Bu, benim keyfi kararım değildi. Cezaevinden sorumluydum ve disiplini korumam gerekli. Baskılara boyun eğmedim ve yerini değiştirmedim. Yasalara göre bu kişinin yeniden açık cezaevine geçmesi için en az bir yıl ve birtakım şartlar gerekiyor. Ardından makam ve ev telefonlarıma tehditler yağmaya başladı. `Senin kafanı koparacağız' dediler. Ben buna rağmen taviz vermemekte, görevimi yapmakta kararlıydım. Ancak çok kişinin rantına engel olmuştum. Cezaevine hakim olamazsanız olayların önüne geçemezsiniz. Disiplin şart. Ciddi tehdit altındayım. Adalet Bakanlığı tarafından geçici olarak görevlendirildiğim Kastamonu'da da can güvenliğim yok."