The Others ‘Şartlı onay’ olmaz

‘Şartlı onay’ olmaz

13.07.2009 - 00:31 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün imzaladığı, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasıyla ilgi yasanın ‘şartlı onay’ diye verilmesine Milliyet okurlarından, ‘Yürürlüğe girmiş bir yasanın şartı olmaz’ eleştirisi geldi. Okurlarımız haklı.

‘Şartlı onay’ olmaz

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün askerlere sivil yargı yolunu açan yasayı, ‘tereddütlerin giderilmesine’ yönelik ek düzenleme isteğiyle onaylaması, Milliyet’te ve bazı gazetelerde ‘şartlı onay’ şeklinde manşetlere taşındı.
Milliyet’in 9 Temmuz tarihli haberinde Köşk’ün yasayı imzalarken Başbakanlığa gönderdiği yazıdaki ‘Düzenlemenin uygulanmasında askerlik hizmeti bakımından disipline ve hukuki güvencelere ilişkin olarak ortaya çıkması muhtemel tereddütleri giderecek yasal düzenlemelerin de yapılmasında fayda görülmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımız belirtilen hususlarda gerekli yasal düzenlemenin ivedilikle yapılmasının uygun olacağını belirtmişlerdir’ açıklaması yer almaktaydı.
Bülent Özdemir adlı okurumuz Okur Temsilcisi’ne gönderdiği notta, ‘Sivil yargıya şartlı onay’ başlığına itiraz ediyor:
“Yanıltıcı bir başlık... Bu ne şartıdır? Şart: Olması başka durumların gerçekleşmesini gerektiren şey, koşul (TDK da açılımı böyle). Şart yerine getirilmezse kanun yürürlüğe girmeyecek mi? Lütfen biraz daha özen, insanları yanıltacak manşetler atmayın. Kanun onaylanmıştır. Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra da yürürlüğe girecektir, gerisi hikâyedir, adını ne derseniz deyin.”

Haberin Devamı

YAZI İŞLERİ’NİN GÖRÜŞÜ:
Milliyet Yazı İşleri’nin okur eleştirisiyle ilgili açıklaması şöyle:
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün  ‘Askere sivil yargı yolunu açan’ yasaya onay verdikten sonra, ‘hukuki güvence’ ve ‘askeri disiplin’ yönünden iki alanda düzenleme yapılması ihtiyacına dikkat çekerek, hükümete ‘tereddütleri giderin’ yönündeki tavsiyesinin elbette hukuki hiçbir önemi yoktur. Hükümet istemezse bu iki alanda yeni bir düzenlemeye gitmeyebilir. 
Cumhurbaşkanı Gül, ilerde yasayı sorunlu ve tartışılır olmaktan çıkartmak için ‘hukuki güvence’ ve ‘askeri disiplin’ yönünden iki alanda düzenleme yapılmasını ve AB’ye verilen taahhütleri ‘veto’ yetkisini kullanarak da hatırlatabilirdi. 
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Gül’ün hükümete nezaketen tavsiye olarak hatırlattığı düzenlemeler, gerçekte siyasi otoriteler açısından bir ‘şart’ olarak algılanmalı ve değerlendirilmeli. Çünkü bu iki düzenlemenin yerine getirilmesi hukuki açıdan bağlayıcı olmayabilir, ancak siyasi açıdan son derece önemli ve bağlayıcıdır. Milliyet’in manşetinin önemi de buradadır.”

Haberin Devamı

Ombudsman’ın görüşü:
Yazı İşleri’nin görüşüne katılmıyorum. Okurumuz haklı. Anayasa’nın 104. maddesinde Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri arasında ‘yasama’ ile ilgili olanlar sayılmıştır: ‘Kanunları yayımlamak.
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne göndermek. Kanunların, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasa’ya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açmak.’
Cumhurbaşkanı Gül, sonuçta yasayı Meclis’ten geçen şekliyle imzalamıştır. ‘Tekrar görüşülmesi’ni gerektirecek şekilde kısmen ya da tümüyle ‘veto’ etmediğine göre Cumhurbaşkanı’nın kanunla birlikte Başbakanlığa gönderdiği yazıda ‘ek düzenleme ihtiyacı’nı dile getirmesi tavsiye niteliğindedir. Hükümet ve Parlamento üzerinde bağlayıcılığı yoktur. Ve ‘şartlı onay’ anlamını taşımaz!
Milliyet’in manşetine yüklediği mesaj, salt haberden çok yoruma girmektedir. Ancak okurumuzun öne sürdüğü gibi kasıtlı bir ‘yanıltmadan’ çok, hukukçuların da tartıştığı bir ‘karar’ın olası sonuçlarına dikkat çekmeye dönük gazetecilik refleksinden söz edilebilir. Okuru daha çok bilgilendirelim derken, yorum ağır basmış.