Tahrik kalıbı

Çintay Geçmişi Taş Devri'ne kadar uzanıyor deri giysilerin. Sonra SS subaylarının siyah deri ceketleri, Marlon Brando ve James Dean'in motorcu montları, sadomazo faaliyetlerde kullanılan fetiş parçaları... Yeni koleksiyonlarda ise deriler baharın temel eğilimine uyar vaziyette rengarenk. Elimizde Amica dergisi, ben sezonun yeni derilerine iç geçiriyorum, sevgilim deri ceketlerin derin dekoltelerinden görünen göğüslere. Deriler yumuşak ve çok tavlayıcı. Özellikle Derishow'unkiler sezonun en belirgin eğilimlerini sergiliyor: Parlak deri, tek düğme ceket en patlak pembeden. Bej güderi pantolon eteğinse beli düşük. Göğüsler tabii ki düşük değil, yumuşak olduklarını da sanmıyorum. Ama tavlayıcılıklarından hiç şüphem yok çünkü onlar Selin Toktay'ın.
Derken bir yazı: "Deri, lycra'lar, danteller, jarseler ve satenlerle buluşuyor. Ve, bu romantik birliktelik sıcak bir temasa dönüşüyor." Ben bu moda yazılarını hiç anlamıyorum. Romantik birliktelik nerede? Diyelim ki var, neden sıcak bir temasa dönüşüyor?
Sayfaları çeviriyoruz. Amica çok bereketli bu ay: "Maskülen tarz, değişik 'görüntüleriyle' yeniden hayatımızda. Bazen metal kadar soğuk, bazen de deri kadar duyarlı." Bir kere 'görüntüleriyle' niye tırnak içinde? Hadi metalin soğukluğuna peki, deri çok mu "duyarlı"? Hayır, bu sefer Selin Toktay ve göğüsleri de yoklar. Sözkonusu spotu izleyen sayfalarda cüzdanlar, mataralar, çeşitli aksesuvarlar görmekteyiz. Yani hayatımda hiçbir cüzdanı duyarlı bulduğumu hatırlamıyorum. Zaten Selin'den popo detayı yakalamayı başaramayan sevgilim de mahsun.
Amica'nın havada uçuşturduğu kelimeleri bir yana bırakalım, gelin ben size derinin derin geçmişini ve bu sezon aldığı hali özetleyeyim. Fetiş derim Bir kere deri klasiktir. Bir miktar da fetiştir. "Deri giysiler Neolitik çağdan önce bile vardı ama derinin bir fetiş objesi olması 19. yüzyıla denk gelir. Sağlam fetişistler, derinin kokusuyla parlaklığının çok baştan çıkarıcı olduğunu söyler, işlenmemiş deriye paha biçemezler. Ama 20. yüzyılda öne çıkan, derinin sembolik anlamı." (Fetish, Fashion, Sex & Power, Valerie Steele)
Yaa, deri giysiler Taş Devri'nden beri var ama moda tarihine geçmelerini Almanlara borçluymuşuz: "20. yüzyıldaki siyah deri ceket fenomeninin köklerini inceleyecek olursak, 1. Dünya Savaşı'ndaki Alman havacılarına bakmamız lazım," diyor Mick Farren (Psychoanalytic Quarterly 57, 1988). Siyah deri ceket hiç masum değil: Nazilerle bağlantılanıyor, Gestapo ve SS'lerle, Hitler, Rommel, Göring falan gibi adamlarla yakın ilişkileri olduğu anlatılıyor.
Daha yakın tarihe bakalım: Motorcuların vazgeçilmezi olarak karşımıza çıkan siyah deri ceketler... Motosiklet tutkunlarının aynı zamanda deri tutkunu olmaları tesadüfi değil. Ne giysin adamlar? Deri işlevsel. Kırışmıyor, buruşmuyor, kolay eskimiyor. Kaza anında bir nebze de olsa insanı koruyor. Sonra takdir edersiniz, bu adamlar deriler içinde feci tahrik edici duruyor.
1950'lerde deri motosiklet kıyafetleri, çeteci çocuk imajının en sağlam parçası (Marlon Brando'nun "The Wild One" filmi iyi bir örnek). Siyah derinin sadomazo çağrışımlarını da es geçemeyiz. Mesela 1920'li ve '30'lu yıllardan kalma bazı pornografik fotoğraflarda siyah deriler içinde pek fena SM faaliyetleri içine girmiş şahsiyetlerin görüntülerine rastlanıyor.
Deri hem vahşi, hem sivilize. Bir yandan alt kültür, öte taraftan statü. Moda dünyasına bu derece girmesini hoş karşılamayanlar var ama o, podyumlarda yerini hızla alıyor. Deriyi '60'larda moda yapan ilk modacı Yves Saint Laurent. '70'ler bir nevi altın çağ. Punk, sokak modası ve haute couture'den büyük destek görüyor. '80'ler de çok parlak. Ve hız hiç kesilmiyor: "Deri artık herkesin peşinde koştuğu bir malzeme. 80'lerin denim'i. Ama lüks. Kullanışlı; gece de gündüz de giyiliyor. Fakat esas hikaye, bir sembol oluşunda. Deride, jean'de de olan belli bir duruş, tavır, bütünlük var." (Fetish..., Valerie Steele).
Modacılar da hemfikir: "Kadınlar derinin içinde kendilerini iyi hissediyorlar," diyor Armani Newsweek'e. "Öyle baştan çıkarıcı ki, ciddi bir servet ödemeye hazırlar." Ah, bir de duyarlı tabii! "Hiçbir şey, teninize değen bir derinin yerini tutamaz. Hissetmek diye buna derim," buyuran modacı Donna Karan'dan iyi mi bileceksiniz? Bahar kerim Yeni koleksiyonlarda yer alan derileri üç ana grupta değerlendirebiliriz:
1. Çarkıfelek'ten araba kazanmak hayaliyle yanıp tutuşan, her gün çocukların peşini toplayan örnek bir anne olabilirsiniz. İşte size içinizdeki Marlon Brando'yu yaşatma fırsatı. Bu sezonun en tutan derilerinin başında, motokros etkisi taşıyan kısa, önü fermuarlı, yakası yalkık, hatta hava yastıklı modeller geliyor. Gucci, Chanel, Ralph Lauren, Marni, Givenchy, Caroline Herrera, Guess?, Mario Valentino, Richard Tyler... Kim varsa yapmış. Altına gayet alakasız çiçekli etekler de giyebilirsiniz, iyice abartıp dizleri takviyeli motorcu pantolonlarından da. Bunun için de yine Helmut Lang, Tom Ford ve Richard Tyler'a başvurulabilir.
2. Canlı renkleri tişörtlerle sınırlamak bu yazın ruhuna uymuyor. Baharlık deri pantolon, ceket ve bluzlar mavilerin, pembelerin, sarıların en cesur ve iddialı tonlarında. Bakınız Vakko, Vakkorama, Derishow. 3. Tüm o bağıran renklerin arasında bir de natürellik eğilimi var; her bahar olur zaten. Bunun uzantısı olarak da bejle karamel arasında gezinen derilerle, asıl güderiler çıkıyor karşımıza. Diz hizasında biten dümdüz güderi etekler, sade ve spor çizgisinden taviz vermeyen kadınların gardırobuna girmek için sabırsızlanıyor. Bakınız Emporio Armani, Calvin Klein, Ralph Lauren, Derishow, BM Club. Yedim

Nişantaşı'nda, Biber'in yerinde yeni Rus lokantası Machka. Havyarlı Rus krebi de, Steak Victoria ve diğer etler de göz dolduruyor. Fiyatlarsa kısaca Machka = Rejans + Ayaspaşa'daki Rus lokantası denklemiyle açıklanabilir.

Zeytinli ekmek hem çıtır hem pamuk. Çikolata ve armutlu tek kişilik pastalar da dantelli tepeleriyle manzara yapıyor. Adres: Paul, Nişantaşı D & R'ın yanı.

"Ağlamam Turgut, ağlamıyorum / Alnım kırışır / Alnım neyse ne de / gönlüm buruşur." Süreyya Berfe

"Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur", Turgut Uyar.

Etiler Alkent'ten bildiğimiz Daily News, Erenköy, Kantarcı Rıza Sokak'ta şube açtı. Dekorasyon hoş, mönü zenginleştirilmiş.

Elle'in yeni sezon ayakkabıları içinde Miu Miu'nun iddialı ve komik modellerinden esintiler(!) taşıyanlar dikkat çekiyor. Derishow'un sandaletleri de iyi ama asıl Vakko ve Vakkorama'nın terliklerinin seksapeli çok yüksek.

Ana konuyla bağlantılı olarak deri mobilyalara da bakalım: Mudo Concept'teki ikili koltukta (siyahı ve bordosu mevcut) deri ile ahşap gayet uyumlu. Mulberry'deki tütün rengi ikilinin de aynı renk güderi yastıkları mevcut.