Vitrin Haydi aktara alışverişe

Haydi aktara alışverişe

08.07.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Haydi aktara alışverişe

Haydi aktara alışverişe


Ayşenur Yazıcı


       Yaz kokan bir cumartesi sabahı Barış arkadaşım Milliyet'ini almış, kahvesi bir yanında, iki parmağı arasında sigarası tatil keyfini sindire sindire yazımı okumak üzere bu köşeye gelmiş okuyucuya haksızlık yapmamam gerek...!Yok "insanoğlu genetik şifreyi ya hinlik yapmak için kullansaymış", yok "herkes ilkyardım öğrenmek zorundaymış" gibi konularla bugün canınızı sıkmaya hiç niyetim yok! Keyifli birşeylerden konuşalım bugün. Mesela hayatınızı kolaylaştıran, yanıbaşınızda durup da çoğu zaman farkına bile varmadığımız doğa armağanlarından bahsedelim. Saç kreminizin yerine haşladığınız fasülyenin suyunu kullanabileceğinizi biliyor muydunuz? Hediyesi: Pırıl pırıl,yumuşacık ipek gibi saçlar..
       Dünya kocaman bir botanik bahçesi ve bu bahçede her derde deva bitkilerin olduğu dev bir eczane var. Sesiniz kısıldığında haşlanmış lahana suyu imdadınıza yetişir. Toksinlerden arıtmak için vücudu iki büyük bardak adaçayı içmeniz yetiyor, elinizi kesince biraz bal sürmeniz yarayı mikroptan koruyor. Damla sakızının toz haline getirilip balla karıştırılarak aç karına birer kaşık içilmesinin mide yaralarını onardığını biliyor muydunuz? Ya ağrıyan mafsalları kekik yağıyla ovabileceğinizi? Tabii ki tıbbın alanına dahil olan ve sadece onun kotarabileceği durumları göz ardı etmeyelim. Sözüm en ufak bir rahatsızlıkta avuç avuç ilaca saldıranlara... Dünya eczanesinin kapıları ardına kadar size açık...
       Kansızsanız mesela her sabah pekmez için, kuru kara üzüm yiyin. Kanın yenilenmesi için en doğru olanı kan vermek ama imkanınız yoksa kanı temizlemek için bol kiraz yiyin, maydanoz suyu için mesela...!
       Dişiniz ağrıyorsa, ağrı kesiciye sarılmadan sizi dişçiye kadar idare edecek karanfil çiğnemeyi deneyin. Peklik çekiyorsanız laksatif ilaca sarılmadan önce bir sinameki çayını deneyin.
       Tıka basa yediğiniz bir gecenin ardından mide ekşimesi için bir bardak limonataya karbonat atıp, köpürürken için. Bakın ekşime nasıl yok olacak. En yakın aktara gitmeniz için binlerce sebep var. Hele bir kapısından girin, bakın size daha ne çok mucizevi bitkiyi tanıştıracaklar..
       İlaca saldırmadan önce bünyenizin şikayeti tanımasına izin verin ve verdiği tepkiyi izleyin. Her fiziksel hastalığın bir ruhsal nedeni olduğunu da kulak ardı etmeyin.
       Mutluyken hiç bir yeri ağrıyan gördünüz mü? Kendinizi mutlu edici küçük bahaneler yaratmakla işe başlamaya ne dersiniz? Mesela, gözlerinizi kısarak "üf bugün çok güneş var ortalık kavrulacak" demek yerine; "Ne hoş, bugün güneşin formu yerinde her yer sıcacık" deyip kışın donduğunuz ve onu çağırdığınız günleri hatırlayın. Uzun zamandır aramadığınız halanızı arayıp hatrını sorun, sevinci size de bulaşacaktır. Yazıyı gülümseyerek sonlamak için: İki laz yılan ormanda yürüyormuş, biri diğerine sormuş:
       -Yahu, biz zehirli yılan mıydık?
       -Evet, niye sordun?
       -Biraz önce dilimi ısırdım da...