Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

4+4+4 konusunda ani karar vermek yerine tüm olasılıkları göz önünde bulundurarak enine boyuna düşünmekte sonsuz yarar var.

Acele edilir ve yeterince istişare edilmezse yeni getirilecek sistem de 8 yıllık kesintisiz temel eğitim ve 4+4+4 gibi ölü doğar.

Zaman bize gösterdi ki daha ilk günden itibaren tartışmalı hale gelen hiçbir sistem kalıcı olmuyor. Harcanan zamana, paraya ve en önemlisi de heba olan nesiller bunu hiç hak etmiyor.

Peki eskiye ya da farklı bir modele dönüş olur mu?

Senaryo çok, ortak akıl yok.

Haberin Devamı

Çok daha önemlisi ille de bir şey yapılacaksa, ki yapılmalı ama bu bir yama şeklinde değil okul öncesinden doktoraya kadar bir bütün halinde gerçekleşmelidir.

Yeni sistemin gelecek öğretim yılında uygulanacağı söylendi. Ve bir sonraki öğretim yılına daha bir yıl var. Yani yeterli olmasa da zaman sorunu yok.

Önemli olan tüm önyargıları bir kenara bırakıp aklın, bilimin ve pedagojinin rehberliğinde geleceğe odaklanmamız. Peki bunlar ne olabilir?..

Okul öncesi eğitimi de içine alan 6, 7 yıllık bir temel eğitimden sonra isteğe ve yönlendirmeye bağlı güçlü bir ortaokul sistemine acil olarak ihtiyacımız var.

Bu çerçevede Anadolu liselerinin, yabancı kolejlerin ve meslek liselerinin ortaokulları da mutlaka açılmalıdır.

Bunu ısrarla vurguluyoruz çünkü akademik eğitim kadar mesleki eğitim, spor ve sanatta da eğitime ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi olur.

Temel eğitimden sonra isteyen akademik eğitim için anadolu liseleri ya da kolejlere gider, isteyen de meslek liselerine yönelir. Yine aynı şekilde MEB de öğrencilerin akademik başarıları, ilgi, yetenek, beklentileri ve ülke ihtiyaçlarına göre erken yönlendirme yapabilir..

Birçok ülkede yapılan da zaten bu. Yani erken yönlendirme bu sürecin en önemli adımı!

Peki biz şu anda ne yapıyoruz?

Okula başlayan tüm öğrencileri getirip üniversite önünü yığıyoruz, onunla da yetinmeyip tamamına yakınını sınavlara yönlendirerek umut tacirliği yapıyoruz…

Bu arada mesleki eğitime yönlendirme konusunda geç hem de çok geç kalıyoruz.

Daha da vahimi meslek liselerine yönelenleri de üniversite yönlendirmek için özel bir gayret içerisine giriyoruz.

Haberin Devamı

Sonuçta geldiğimiz noktada isteyen herkese üniversiteli olma şansı tanınıyor ama sonrası yeterince düşünülmediği için üniversiteli diplomalı işsiz sayısında rekor üzerine rekor kırıldı, kalifiye ara insan gücü açığı inanılmaz boyutlara yükseldi

MEB ya da diğer ilgili kurumlar 4+4+4’ü ve öngörülen senaryoları bir an önce masaya yatırmak ve geleceği konusunda karar vermek zorunda.

Eğer ille de devam edecekse gerekçelerini kamuoyu ile paylaşmalı ve başta öğretmenler olmak üzere herkesi inandırmalı ya da daha fazla zaman kaybetmeden yeni modeller aranmalıdır.

Hatadan dönmek de bir erdemdir ve bunu MEB göstermezse, başkalarından beklemek abes olur.

İşin ilginç yanı 100’ü aşkın eğitim ve eğitim bilimleri fakültelerinden bu konuda hâlâ en ufak bir değerlendirmenin yapılmaması. Bu konuda konuşmayacaklar da hangi konuda konuşacaklar? Şimdi değil de ne zaman eğitime sahip çıkacaklar?..

Yine aynı şekilde eğitim politikalarına yön verme ve yapılan hatalara dur deme amacıyla kurulan Cumhurbaşkanlığı Eğitim Öğretim Politikaları Kurulu da böylesine önemli bir konuda şimdi değil de ne zaman konuşacak?..

Haberin Devamı

Eğitim denildiğinde kamuoyunun her kesiminde yorgunluk, yılgınlık, bezginlik ve en önemlisi de umutsuzluk söz konusu.

Bu tablonun artık değişmesi gerekiyor.

Elbette kolay değil ama imkânsız da değil. El birliği ile hareket eder ve ortak akıl üretirsek en kısa sürede herkesi mutlu edecek çözümler üretilebilir.

Yeterki ne istediğimizi, hedeflerimizi, beklentilerimizi doğru belirleyelim, eğitime sen-ben meselesi olarak bakmayalım ve kabahatli aramak için değil çözüm için yola çıkalım. Referansımız da akıl, bilim ve pedagoji olmalıdır.

”Eğitim, sadece MEB’e bırakılmayacak önemlidir!” söylemi, kafalarımızda dünden bugüne öylesine yer etti ki bundan sonra atacağımız her adım, bu rahatsız edici tabloyu tam dersine çevirmeli. Çevirmeli ki çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğinin emin ellerde olduğu konusunda hiç kimsenin şüphesi kalmasın!..

Özetin özeti: Eğitim, bilim ve çocuklar ülkelerin geleceğidir. Onlar küresel ölçekte ne kadar iyi olurlarsa, ülkeleri de hemen her alanda o denli güçlü olacaktır. Bunu görmek için dünyadaki gelişmelere bu çerçeve bakmak yeter de artar…