19 Mayıs 1919, 90. yılında çok özel bir etkinlikle kutlanacak. TBMM Başkanı Köksal Toptan ve misafirleri, Deniz Ticaret Odası’nın tahsis edeceği özel bir gemiyle 16 Mayıs’ta İstanbul’dan hareket edip, 19 Mayıs’ta Samsun’a varacak.
Hava koşulları mevsim normallerinin dışına çıkarsa zor bir yolculuk olacak. Üç gün sürecek. Ama tüm koşullar eminim ki Mustafa Kemal ve arkadaşlarınınkinden çok daha iyi olacak.
Ancak sanıyorum bir sorunları var. Bu kadar uzun süre gemi yolculuğu yapacak yani bu amaca yönelik seyahat edecek isim bulmakta zorlanıyorlar. Anlı şanlı isimlerden kime teklif götürseler ya çok önemli işleri varmış ya da sağlık sorunları. Hayret ki hayret.
Mustafa Kemal, iyi ki bugünün Türkiye’sinde böylesine kutsal bir mücadele için yola çıkma zorunda kalmamış!..
Toptan’ın bu onurlu yolculuğuna birileri gelmese de, başkaları mutlaka gelecektir...
Otomatik pilot
Koltuk tatlıdır, kimse bırakmak istemez derler. Çok doğruymuş. Son örneği Hüseyin Çelik. Koltuğunu her ne kadar gönül rahatlığı ile devrettiğini söylediyse de, belli ki kırgın.
Böyle başarılı bir bakan nasıl olur da görevden alınır mesajı verdi. Kime? Başbakan’a.
Şu sözlere bakın. Doğrusu, yanlışı bir yana, yenilir yutulur gibi değil:
“Bakanlık otomatik pilota bağlandı. Bırakılan yol haritası tereddütsüz uygulanabilir”
Meali konusunda herkes farklı düşünüyor. Çelik’in kendisine sorsanız, o da çok farklı bir yorum getirecektir. Ama ortak kanı, her şey öylesine mükemmel yapıldı ve kurgulandı ki geriye yapacak bir şey kalmadı.
Helal olsun. Meğerse neler yapmış da haberimiz yok. Hadi bizim yok, milyonlarca öğrenci, yüz binlerce öğretmen ve milyonlarca veli de mi fark etmedi? Tamam, bizler çok uzağındaydık, peki en yakınındaki Başbakan Erdoğan neden böylesine bir başarılı bakanını kızağa çekti?
Baksanıza, her şey en iyi şekilde yapılmış, yol haritası en iyi şekilde belirlenmiş, bakana bile gerek yok. Otomatik pilota bağlamak yeterliymiş.
Yani Nimet Çubukçu’ya hiç gerek yoktu. Böylece bakan sayısı da bir eksilerek, devlete boş yere yük olunmazdı!
Sayın Çelik’in maksadı aşan bu sözleri, umarız daha fazla polemik konusu olmaz. Çünkü en büyük haksızlık, çiçeği burnunda yeni bakana olur. Ne yapsa, eh zaten daha önce tasarlanmıştı denilmesi hiç yakışık almaz. Kaldı ki onun da kafasında çok önemli projeler vardır.
En önemlisi de eğitimin hali ortada. Daha yapacak o kadar çok şey var ki! Sadece Çelik’in bozduklarını düzeltmek için bile bir değil, birkaç yasama yılı gerekir!..
Genç Bakış
Kabine revizyonu gerçekleşti sıra şimdi icraatta. Yeni hükümet ve Anayasa değişikliği ile ilgili soru ve yorumların ardı arkası kesilmiyor. İşte bu yüzden biz de bu gece Genç Bakış’ta bu iki konuyu ele alacağız. Program, Dışişleri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlarına en zor günlerinde kapılarını açan Beykent Üniversitesi’nde. Çok önemli konuklarımız ve cevabını arayacağımız çok önemli sorular var. İşte onlardan bazıları:
- Seçimin faturası kimlere çıktı?
- AKP kabine revizyonu ile yeniden milli görüş çizgisine mi kaydı?
- Yeni kabinenin yıldızları kimler olacak?
- Kabine dışı kalan bakanlar başarısız mıydı?
- Ahmet Davutoğlu ile birlikte dış politikada değişiklik olacak mı?
- Mehmet Ali Şahin’in kabine dışı kalmasının nedeni Ergenekon ve Deniz Feneri mi?
- Anayasa’nın hangi maddelerinde değişiklik planlanıyor?
- Planlanan değişiklik kısmi mi, genel mi?
- Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı artırılarak dengeler AKP lehine mi değiştirilmek isteniyor?
- Yeni değişikle Cumhurbaşkanı’nın görev süresi, yeniden 7 yıla mı çıkacak?
Özetin özeti: Özellikle Anayasa değişikliği konusunda Türkiye’yi sıcak günler bekliyor. Akıl ve sağduyu mu galip gelecek yoksa dayatmacılık mı? Hep birlikte göreceğiz...
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025