LGS = Boşa kürek çekmek

28 Haziran 2019

Günlerdir LGS’ye kilitlendik kaldık. Çünkü sadece öğrenciler değil, veliler de perişan durumda.
Çok yakında daha fazlasını YKS nedeniyle yaşarsak hiç şaşırtıcı olmaz!
Öğrenci çok, kontenjan az. Bunu herkes biliyor.
Öğrencilerin yüzde 90’ı derin hayal kırıklığına uğrayacak. Bunun da herkes farkında.
Bu süreçte veliler öğrencilerden çok daha fazla yıpranıyor. Bunu da herkes görüyor.
Sınav hep vardı. Kazanan kaybedenlerin oranı dün de bugünden farklı değildi.
Peki, o zaman farklı olan ne?

Yazının Devamı

LGS depremi!

26 Haziran 2019

Liselere Giriş Sınavı (LGS) sonuçlarının açıklanmasından sonra, bir milyondan fazla ailede adeta matem var!

Mevcut sınav sisteminin sevineni de yok, önünü göreni de!

İlk 1000’e giren öğrenciler bile, istediği okula girememe endişesi yaşıyor.

Peki, ne oldu da böylesi bir kaos yaşanıyor?

Bu yıl, ortaokullardan bir milyon 200 bin civarında öğrenci mezun oldu ve sadece 139 bini, LGS puanıyla bir yere yerleşecek. Diğerleri ise başının çaresine bakacak.

Yüz binlercesi ya istemediği bir liseye gitmek zorunda kalacak ya da açık liseye yönlendirilecek!

LGS, ülke genelindeki bin 531 lisedeki 139 bin 120 kontenjan için düzenlendi. LGS puanıyla, mesleki ve teknik okullara 24 bin 180, imam hatip liselerine 28 bin 230, fen liselerinin 34 bin 590, Anadolu liselerine 42 bin 100, sosyal bilimler liselerine de 9 bin 420 öğrenci alınacak.

Diğer bir milyon öğrenciyi ise tam bir macera bekliyor. Tedirginliğin nedeni de bu zaten. 90 sorudan, 85’ini yapan öğrenciler ve hatta ilk beş bine giren öğrenciler bile tedirgin!..

Yazının Devamı

LGS açıklandı ama hâlâ kafalar karmakarışık!

25 Haziran 2019

LGS’de, geçen yıla göre, Matematik ve Fen ortalamaları yükseldi. Puanlar arttı ama yüzdelik dilimler düştü. İl sıraları açıklanmadığı için veliler önlerini göremiyor! Matematik dışında, tüm testlerde kız öğrenciler daha başarılı oldu! Kontenjanlar ve özel okulların taban puanları bugün açıklanacak! İptal yok! 66 farklı ilden 565 birinci var. Oysa geçen yıl sadece 18 birinci vardı! Sorular kolay mıydı? Zor muydu?

Kolaydı ki ortalamalar yükseldi. Ama görünen o ki bu yüksek puanlar öğrencilerin çok da işine yaramayacak.

İşte bu konudaki yüzlerce tespitten biri:

“Geçen yılın verilerine göre 1.65’lik dilimde olan oğlum, bu yıl 5.75’lik dilimde!” Çok sayıda veliden benzer yakınma geliyor.

Yapılan soru sayısı geçen yıla göre daha yüksek ama yüzdelik dilimler çok düşük!

Bunun anlamı, bu yıl, her okula giriş biraz daha zor olacak!

Yüzdelik dilim nedir?

Puan kartlarında sadece yüzdelik dilim var. Ama hem yeterli değil hem de açıklayıcı olmaktan çok uzak.

Yazının Devamı

Her şey yolunda mı?

23 Haziran 2019

Turizmde ciddi hareketlilik var. Ramazan bayramı gibi Kurban bayramında da, doluluk oranlarının tavan yapması bekleniyor.
Ara zamanlardaki doluluk oranlarının sezon ortalamalarının üzerine çıkması ise yarından sonra bekleniyor.
Çünkü nereye gitseniz herkesin beklentisi “İstanbullular” ne zaman gelecek yönünde.
Niye İstanbullular? Tatile en çok giden onlar da ondan!..
Okullar kapandı, sınavlar bitti, seçim de bugün aradan çıkıyor. Sırada lise ve üniversite kayıtları var ama onlara daha zaman var.
Tatil yöreleri, tatilciler, tesis ve yazlık sahipleri, her ne kadar kızsalar da İstanbullularsız olmuyor! Yabancı turistten çok dikkatler onların üzerinde...

Festivaller

Festival mevsimi çoktan açıldı. Hemen her yerde, çeşit çeşit festival var. Özellikle de tatil yörelerinde. Sanatçılar, sadece turistik tesislerde değil, meydanlarda da halkla buluşuyor.

Yazının Devamı

Eskiye dönmek acizlik mi olur?

23 Haziran 2019

Eğitimde ciddi sıkıntılarımız var ve taşları bir türlü yerli yerine oturtamıyoruz.

Kırk yıldır, denemediğimiz sistem kalmadı.

Görünen o ki, geldiğimiz son nokta, en başa dönmekten başka çare yok!

Bu konudaki değerlendirmeye geçmeden önce, isterseniz gelin, önce şu mektuba bir göz atalım:

“Eğitimde, tek çözüm yolu, zorunlu 8 yıl eğitim öncesine dönmektir.

Zorunluluk kalabilir ama diğer tüm kurallar, önceki sistem gibi olmalı.

Zaten her şey mevcut.

Neden dönülmeli?

Yazının Devamı

10 yıl sonra tıp ve hukuk diplomaları da bir işe yaramayacak!

22 Haziran 2019

Çok değil 10 yıl kadar önce, tıp fakültelerinin kontenjanı 5 bine çıkartıldığında kıyamet kopmuştu. Doktor enflasyonunun başlayacağı iddia edilmişti. Diğer meslekler için de, özellikle de mimar ve mühendisler için durum farklı değildi.

Gelinen nokta şu: İşsizlik sıralamasının en tepesinde üniversite mezunları geliyor...

YÖK dün yeni kontenjanları açıkladı. Rakamlar enteresan. Tıp kontenjanı 15 bin, Hukuk da 16 bin!

Tıp ve hukuk, diğer bölümler gibi fire vermiyor! Yani 10 yıl sonra, fazladan 200 bine yakın daha doktor ve hukukçumuz olacak!

Eğitim fakültelerinin kontenjanı azaltıldı deniliyor ama yine 50 bine yakın öğrenci alınacak. Artmadan gitse bile 10 yıl sonra en az, fazladan 400 bin öğretmenimiz daha olacak. Hali hazırda bekleyen 700 bin civarındaki öğretmeni de dikkate alırsak, en az bir milyon öğretmeniz atama bekleyecek. Peki, 10 yıl içinde toplam kaç öğretmen alınır? 300 bini geçmez!..

Ortalık, işsiz mimar ve mühendisten geçilmiyor. Hem de her alanda en 20 yıl yetecek kadar mimar ve mühendisimiz var!

Peki, mimar ve mühendislik fakültelerinin kontenjanı kaç? 80 bin! 10 yıl sonraki tabloyu düşünmek bile istemiyorum!

Kontenjanlar?

Yazının Devamı

Okula başlama yaşı, fark yaratan üniversiteler kontenjanlar, 5 yıllık ilkokul!

21 Haziran 2019

Doğruyu bulmak bazen çok sıkıntılı olabiliyor. Daha iyisi olsun dedikçe, daha kötüye yöneldiğimiz de çok sık rastlanan bir durum. Bunda, art niyet ya da öküzün altında buzağı aramak ne kadar doğru?

Eğitim sistemi yaz-boz tahtasına döndü diyenler de var, böylesi bir tespite çok kızanlar da. Ama ortada bir gerçek var ki, eğitimde taşlar bir türlü yerli yerine oturmuyor. Baksanıza, okula başlama konusunda bile bir karara varamadık.

Okula başlama yaşı, 72 aydı, sonra 60, 66 oldu. Şimdi ise 69 ay olacakmış!..

Peki, bu konuda elde ne gibi somut araştırmalar var?

Daha önce yapılanlar mı yanlış yoksa şu an yapılmak istenen mi?

Keşke belli bir aya odaklanma yerine belli bir yaş aralığına odaklansak.

Örneğin 69-72 ay arası desek. Çünkü, her çocuğun gelişimi çok farklı!..

Eski sistem!

Yazının Devamı

Tekstilciler bile öğrenci bulamıyorsa eyvah, eyvah!

19 Haziran 2019

Tekstil sektörü, lokomotif sektörlerimizden biri. Ülkemizin 15 yıl önceki ihracatını bugün tek başına gerçekleştiriyor, 81 ilimizde milyonlarca insanımıza iş olanağı sağlıyorlar.

Hammaddesinden tasarımına ürettikleri her şey yerli ve milli. Dahası, dünyanın dört bir yanında, dünya markalarıyla yarışıyorlar. Onlara nal toplatıyorlar. Hayalleri daha da büyük!..

Sektör olarak, eğitimin önemine herkesten fazla inanmakla kalmayıp, ellerinden gelenin çok daha fazlasını yapıyorlar ama bir konuda hâlâ mutsuzlar. Okyanusları aşıp dünyanın dört bir yanına mal satsalar da, seslerini cümle âleme duyurmuş olsalar da, üniversitelerin tekstil bölümlerine öğrenci bulamıyorlar. Üstelik hiçbir sektörde, öğrencilere sağlanmayan, burs, staj ve iş garantilerine rağmen!

Tekstil mühendisliği bölümleri kapana kapana, kontenjanları azala azala, toplam sayı 500’e kadar inmiş, 200’ü boş kalıyormuş!

Bir yanda sınava giren 2.5 milyon aday ve 6 milyondan fazla üniversite mezunu işsiz, öte yanda burs, staj ve iş garantili tekstil mühendisliğinin öğrenci bulamaması. Hayret ki hayret.

Gençlerin ve ülkemizin ruh halini göstermesi açısından daha çarpıcı bir tablo olamazdı!..

Burs=asgari ücret

Tekstil, hazır giyim ve derici

Yazının Devamı