Milyonlarca üniversite adayı ve ailelerine büyük geçmiş olsun. Sırtlarından büyük bir yük kalktı ama hâlâ kaygılılar. Belli ki tercihleri yapmadan ve kazananlar açıklanmadıkça rahatlamayacaklar. Onlara önerimiz, artık her şeyi oluruna bırakmaları! Çünkü boşuna kaygılanmanın ötesine geçemeyecekler!
Peki, AYT zor muydu?
İyi hazırlananlar için “zor olmayan” bir sınavdı.
Adaylardan pek çoğu, yıllardır boşuna kürek çekmişiz duygusuna kapılmıştı sanki. Çok çalıştığımız bazı konulardan bir tane bile soru çıkmadı görüşündeydi...
Ortak kanı, Fen soruları zordu yönündeydi.
Önceki yılların ortalamalarına bakıldığında, bu tespit hiç şaşırtıcı olmadı. Çünkü Fen hep zordu.
Peki, kim daha avantajlı olur ve puanlarda bir değişim olur mu?
Sanki bu sınavda ve bu yıl, az yanlışı olan kazanacak!
Okullar kapandı, sınavlar bitti, sadece İstanbul seçimi kaldı, o da aradan çıktığında tam anlamıyla tatil moduna girilecek.
Kayıt dönemleri başladığında biraz sekteye uğrar gibi olsa da tatilcilerin, turistik kentlere ve tesislere akınları devam ediyor. Ay sonunda, bayramdaki kadar olmasa da doluluk oranları tavan yapacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl farklı ve güzel bir projeye imza attı. Öğrencilerin yaz tatili boyunca aileleriyle yapabilecekleri sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri içeren tavsiye listesi oluşturdu.
Yaz tatili boyunca yapılabilecek 73 farklı etkinliğe yer verilen ve okul öncesi, ilkokul ile ortaokul öğrencilerine karneyle dağıtılan “Çocuklarınızla yapabileceğiniz yaz etkinlikleri” başlıklı tavsiye listesinde, “Güzel bir yaz tatili çocuklarımızı bekliyor, sizin tatil planlarınıza ek olarak bizim de bazı önerilerimiz var. İşaretlediğiniz her etkinliğin, yavrularımızın çocukluk anılarına unutulmaz güzellikler katması dileğiyle... İyi tatiller.” notuna yer verildi.
Tatil etkinlikleri arasında da yok yok. Tüm öğrenci ve ailelerine, keyifli bir yaz tatili diliyoruz.
Almanlar bizden asla vazgeçmiyor
Dünyanın en büyük turizm acentelerinden TUI’nin Almanya CEO’su
Büyük yarışın ilk basamağı dün yapıldı, ikincisi de bugün.
Milyonlarca aile ve milyonlarca gencimiz için bugün, her açıdan, tam bir özgürlük günü.
İstedikleri zaman uyuyacak ve uyanacaklar, istedikleri zaman tatile gidebilecekler, hafta sonları, yaz tatilleri, akşamlar artık onların olacak, istedikleri zaman sinemaya, tiyatroya, konsere ya da gezmeye gidebilecekler ve en önemlisi de üzerlerindeki baskı artık sona erecek. Yıllardır süre gelen sınav esareti son bulacak...
Tüm adaylara ve ailelerine, bugün başlayan özgürlük günlerini ve birkaç ay sonra başlayacak üniversite yıllarını gönüllerince geçirmelerini dileriz...
TYT zor muydu?
TYT’de sorular o kadar uzun metinliydi ki yüz binlerce aday zaman sorunu yaşadı. Kime sorsanız, önce zaman yetmedi diye söze başladı.
Peki, sorular zor muydu? Çok zor olmasa da yine de zorlayan sorular vardı diyen çoktu.
MEB öğrencilere, YÖK üniversitelere, ÖSYM de adaylara karne verecekmiş.
Peki, onlara kim karne verecek? Yıllardır yaptıkları hataların hesabını kim soracak? Dün, 18 milyon öğrenciye karne verildi. Sınıfta kalan ve takdir, teşekkür almayan yok gibi.
Peki, eğitimde çağ mı atladık? Ne oldu da tüm öğrenciler süper başarı gösterdi? Ya da başarı çıtası mı dibe vurdu yoksa öğrencilerimiz gerçekten de çok donanımlı hale mi geldi?
Bu noktada, hemen ÖSYM’nin yaptığı ve bugün ve yarın da yapacağı sınavlara bir göz atalım.
MEB her ne kadar milyonlarca öğrenciye takdir, teşekkür verse de, üniversite sınav sonuçları tam bir felaket! Türkiye ortalamaları yerlerde sürünüyor. Fen ve Matematik başta olmak üzere adeta tüm derslerde başarısızlık diz boyu.
Türkçe’de bile Türkiye ortalaması yüzde 50’nin altında. İsterseniz gelin önceki yılın ortalamalarına hep birlikte bir göz atalım.
İlk rakamlar soru sayısı, ikincisi ise Türkiye ortalaması:
Türkçe: 40, 16.179
Bu hafta sonu üniversite sınavları var.
Gelecek hafta sonu ise tarihi bir seçim gerçekleşecek.
Bu yüzden, cumartesi ve pazar İstanbul’un dört bir yanında mitingler ve bangır bangır bağıran seçim otobüsleriyle seçim gezileri var.
Binali Bey ve Ekrem Bey’den yüz binlerce aday adına ricamız, ne olur yarın ve öbür gün öğle saatlerine kadar propagandalarına ya ara versinler ya da kapalı mekânlara alsınlar.
Nereden baksanız, aileleriyle birlikte yarım milyon seçmen söz konusu ve yapılacak en ufak bir hata, gelecek hafta ağır bir fatura olarak karşılarına çıkabilir. Onun yerine, sınavı kazanacak öğrencilere ve açıkta kalacak adaylara yönelik projeler açıklarlarsa, hiç ummadıkları kadar artı oy alabilirler. Bizden hatırlatması!
Örneğin hemen her ilde, üniversiteyi kazanan öğrencileri belediyeler, başta burs olmak üzere her türlü armağanla ödüllendirirken, İstanbul ne yapacak merak ediyoruz?
Yine aynı şekilde, sevinenin en az üç katı üzülen olacak ve tamamına yakını işsizler ordusuna katılacak. Peki, onlar için ne düşünülüyor? Bu konuda projeleri varsa açıklamaları için bugün, yarın en
Büyük sınava sayılı saatler kaldı. Bugün öğle saatlerinden sonra ders çalışmayı tümüyle kesmek gerekir.
Peki, son 48 saatte ve özellikle de sınav öncesi ve sınav sırasında neler yapmalı?
TYT ve AYT’de aranan en temel kriter sadece bilgi değil.
Örneğin hızlı okuyabiliyor musunuz, örneğin, okuduğunuzu bir defada anlayabiliyor musunuz, örneğin hızlı karar verebiliyor musunuz, örneğin muhakeme gücünüz yüksek mi, örneğin dikkatli misiniz, örneğin, dayanma gücünüz yüksek mi, örneğin dış etkenlerden ne kadar etkileniyorsunuz, örneğin ne kadar disiplinesiniz, örneğin stres kontrolünde ne kadar başarılısınız?..
İşte bu yüzden, sınavlara sadece sınav gözüyle bakıp, “Ne kadar çok doğru yaparsam o kadar iyi olur” diye, sadece soru çözmeye odaklanmayın. Yoksa yapacağınız mini minnacık hatalar tüm başarılarınızı alıp götürebilir.
Her şeyden önce, sınava zinde bir şekilde girmenin altyapısını hazırlayın. Sınava girdikten sonra da tümüyle yukarıda saydıklarımız çerçevesinde sınava odaklanıp, elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın, gerisi gelecektir...
Aman dikkat!
- Sınav evraklarınızı bugünden hazırlayın ve eğer zamanınız varsa, gidip sınava gireceğiniz okulu hatta salonu mutlaka görün.
Hafta sonu, sınavların en büyüğü var. 2.5 milyon aday yarışacak.
Peki, adil bir sınav olacak mı? Kesinlikle hayır!
Çünkü adayların mezun olduğu okullar ve adaylar arasında derin uçurumlar var.
Liselere girişte olduğu gibi üniversite giriş sınavlarında da adeta tavşan ile kaplumbağa yarıştırılıyor. Sorular herkese göre değil, dopingli öğrencilere göre hazırlanmış! Yani her ne kadar sınava milyonlarca aday katılıyor olsa da, yarış birkaç yüz bin aday arasında geçiyor.
TYT, AYT, YDT benzeri sınavlar bir başarı sınavı değil, sıralama sınavı. Dolayısıyla, barajı aşmak yeter de artar. Kontenjanlar dolmadığı için TYT barajını aşan herkes kolayca üniversiteli olabilir...
Peki, barajı aşmak zor mu? Kesinlikle hayır. Soruları dikkatle okuyun, doğru cevabı yakaladığınıza inandıklarınızdan yapabildiğiniz kadarını yapın, diğerlerini boş bırakın, yeter de artar. Yüz binlerce üniversite adayının barajı aşamamasının en önemli nedeni, yaptıkları yanlışların, doğruları da alıp götürmesi. Siz sakın onlardan biri olmayın!..
Panik yapmayın!
Soruların bir bölümünün, özellikle de Matematik ve Fen sorularının zor olacağını ve içlerinden bazılarının çok daha zor olacağını tahmin etmek için âlim olmaya gerek yok.
Doğan Abi, Milliyet’in olmazsa olmazlarından birisiydi.
Aramızdan ayrılalı iki yıl olmuş ama gazeteye her girişimizde, her toplantıda, her tartışmada, geleceğe yönelik atılacak her adımda gözümüz hâlâ onu arıyor.
O, gazeteciliği, meslek olarak değil yaşam biçimi olarak seçmişti. Bayram, seyran, hafta sonu, gece gündüz demez, 7/24 haberle yatar, haberle kalkardı. Haber onun için her şeydi. Atlatma haberlere bayılırdı.
O hepimizin Doğan Abi’siydi. İyi günde, zor zamanlarda herkesin yanındaydı. Ruhu şad olsun. İffet Abla’ya, Başak ve Demet’e Allah sabır versin...
YÖK ayarı!
Üniversite kontenjanları dün belli olmuş.
Azaltılan da varmış, istenildiği kadar verilen de!
Dolmayan kontenjanlara, 100 yerine, YÖK nasıl olsa azaltır diye 150 isteyenlere ve yeterince hocası olmayanlara ince ayar çekilmesi elbette iyi olmuş! Bazı üniversiteler adeta parayla diploma satar algısı yaratmaya başladı ki bu hiç hoş değil!