Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Atalarımız boşuna “bal yiyen baldan bıkar” dememiş.

Adeta yeni organlarımızdan biri haline gelen akıllı telefonlardan da, dijital dünyada sörf yapmaktan da, sanal dünyanın sanal renklerinden de bıkkınlık geldi.

Midemiz gibi beynimiz de aşırı yüklenmeden obez oldu.

Hemen her yaştan, hemen herkesin en önemli yakınma konularından birisi haline gelen unutkanlığın en önemli nedenlerinden biri de bu sanal obezlik.

Beynimiz adeta bilgi bombardımanı altında. Avrupa’nın ve hatta dünyanın ekran karşısında en uzun süre geçiren ülkelerinden biriyiz.

Haberin Devamı

Okumuyoruz, sohbet etmiyoruz, gezmiyoruz, oyun oynamıyoruz, spor yapmıyoruz hatta yemek yemeyi bile unutup saatlerce video izliyor, görüntü paylaşıyor, sanal oyunlardan, sanal gündemlerden başımızı kaldıramıyor, 100 karakteri aşmayan kelimelerle anlaşmaya çalışıyoruz.

Beynimiz böylesi bir bombardımana hazır değildi. Sınav ya da tez hazırlama dönemlerinde bile ona bu kadar yüklenmiyorduk. Darmaduman oldu.

Bırakın görsel bombardımanı, elektronik sinyallerin çok daha rahatsız edici boyutlarda olduğu iddia ediliyor. Bu yüzden unutkanlık en masum yan etkilerden birisi olarak kalırsa hiç şaşırmayın!..

Dijital bombardıman öncesi yaşama duyulan özlem uzun süredir dillendiriliyordu, görünen o ki artık ete kemiğe bürünüyor. Yapay Zeka (YZ) ile gelinen ve gelinecek noktanın son ayrıntılarına girmeden önce isterseniz gelin Milliyet’in bu konudaki dünkü haberine bir göz atalım:

“Araştırmalar, gençlerin yarısının sosyal medyanın kendi yaş grubuna olumsuz etki yaptığını düşündüğünü gösteriyor. Sosyal medya artık yapay zekâ içerikleriyle dolup taşarken, insanlar fiziksel dünyaya dönmenin yollarını arıyor. Offline olmak, tıpkı sağlıklı beslenmek, spor yapmak gibi bir yaşam tercihi haline geliyor.

Kanso’nun kurucusu Randy Ginsburg, bu deneyimleri bir tür ‘dijital detoks’ olarak tanımlıyor: ‘İnsanlar, telefonu bırakmaya değecek insanlarla tanışmak istiyor’ diyor.

Hiper bağlantılı dünyada, telefonunu kapatmak, e-postadan uzak durmak ya da bir akşam bile ekranlara bakmamak, ‘ulaşılabilirliği kısıtlamak’ anlamında bir ayrıcalık sayılıyor. Sofar Sounds gibi platformlar, insanları algoritmaların yönlendirmediği ortamlarda bir araya getirerek gerçek bağlantılar kurmayı hedefliyor. Şirketin CEO’su Warren Webster, artık insanların sadece müzik dinlemek değil, yüz yüze tanışmak için de bu konserlere katıldığını söylüyor.

Haberin Devamı

Benzer şekilde Offline, 222, Timeleft ve Kanso gibi yeni uygulamalar da ‘ekransız etkinlikler’ düzenliyor. Örneğin 222, ‘offline is the new luxury’ sloganını bir reklam panosunda kullanarak, üyelerini rastgele akşam yemeklerinde buluşturuyor…”

En önemli bağımlılık

Dijital bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı gibi görenler var ama yarattığı psikolojik ve sosyolojik etkiler kimsenin umurunda değil.

Teknoloji aldı başını gidiyor. Yüzlerce yıllık şirketler yok olurken en yeniler, en tepelere tırmanıyor. Konuşulan tek şey ise kazanç!..

Fazla değil 10 yıl içerisinde yapay zekanın da pabucu dama atılacak ve farklı bir teknolojik “harika!” ile tanışacağız.

Haberin Devamı

Daha düne kadar “Google’dan ötesi yok” diyorduk, şimdi, “Yapay zekanın yaşamımıza getireceği değişiklikler, Google’dan çok daha fazla olacak” deniliyor.

Öğrencilerden, çalışanlardan, danışmanlık firmalarından beklediğimiz çok şeyi artık YZ yapıyor. Bu yüzden eğitimde olduğu gibi çalışma yaşamında da tüm roller gibi ödev ve proje hazırlama yöntemleri değişecek.

Bu noktada göz ardı edilen çok önemli iki ayrıntı söz konusu.

İlki yapay zekanın hayal gücünün bizim bugüne kadar ortaya koyduklarımızla sınırlı olması, ikincisi ise insanların hayal sınırlarının hafife alınması!

Beyin kapasitemizin mini minnacık bir bölümünü kullanarak yapay zekayı icat ettiği asla göz ardı edilmemeli.

Makineler her ne kadar düşünür hale gelse de sınırları hep o güne kadar ortaya konulanlarla sınırlı.

Bu teknolojik ve sosyolojik tartışmaları bir kenara bırakıp günümüze dönecek olursak, tıpkı doğum oranlarında olduğu gibi okuma oranlarında da, ülkemizde ve dünya genelinde çok daha büyük düşüşler yaşanırsa bu durumu hiç kimse tarafından sürpriz olarak değerlendirmemeli…

YZ’nin yani akıllı makinelerin hemen her konudaki performanslarına kıskanmanın ötesinde söylenecek söz bulmak mümkün değil ama vicdanları, duyguları olmadığı da asla unutulmamalı.

En önemlisi de YZ’nin tek amacı cevap vermek, doğru cevap vermek gibi bir kaygısı yok! Bu kırmızı çizgi asla göz ardı edilmemeli!..

Özetin özeti: Temel bilimler çok ayaklıydı, tek ayaklıya dönüştü. Kazandıranlar baştacı edildi, diğerleri tu kaka! Bu böyle gitmemeli!..