Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başlıktaki her bir kelime için değil bir yazı, onlarca makale yazılabilir.

Hepsi de birbirinden önemli ve hiçbiri bir diğerinin alternatifi değil, tamamlayanı.

Eğitim, yaşam hakkından sonra gelen en temel haklarımızdan biri. O olmadan gerisi teferruattır. Başarı elde edilse de uzun yollar katedilse de sürdürülebilir ve kalıcı olma olasılığı çok yüksek değildir.

Bu yüzden ille de eğitim diyoruz ama “Nasıl bir eğitim?” sorusunu da ısrarla sormaya devam ediyoruz.

Sınav ve diploma odaklı eğitimden üretim odaklı eğitime geçme zamanı geldi de geçiyor.

Haberin Devamı

Diploma eskiden her kapıyı açan altın anahtardı ama şimdi neredeyse hiçbir kapıyı açmıyor.

İşsizlik sıralamasının en tepesinde diplomalılar geliyor. Bırakın üniversite diplomasını, mastır ve doktoralı olanlar bile iş bulamaz hale geldi.

Herhangi bir alanda yetkinliğiniz yoksa iş bulma şansınız yok gibi. Dünya genelinde diplomadan daha çok yetkinlik kazandıran kurslara artan bir şekilde yönelinmesi bu yüzden.

3, 6, 9 aylık ya da 1-1.5 yıllık birbirini tamamlayan modüler kurslar yakın zamanda üniversitelerin yerini alırsa hiç şaşırtıcı olmaz.

Günümüz gençleri artık bir an önce meslek ve iş sahibi olmak istiyor. Bunun yolu da istihdam garantili yetkinlik kazandıran kurslardan geçiyor. Umarız bu konuda doğru adımlar atılır!..

Kalifiye insan gücü ve katma değeri yüksek ürünler, kalkınmanın olmazsa olmazlarının başında geliyor. Doğru insan gücü planlaması ve farkındalık yaratan ürünler refahın temel taşları olacaktır.

Peki, biz bunu ne kadar sağlayabiliyoruz?

Örneğin, üniversite mezunlarının artması bu yönde atılmış pozitif bir adım mı?

Elbette çok önemli ama sayısal artış gibi kaliteyi de ciddiye alırsak.

Bu konuda YÖK’e çok önemli görevler düşüyor.

Yükseköğretime erişebilirlik konusunda müthiş adımlar attık, aynı heyecanı kalite konusunda da gösterirsek gerisi kendiliğinden gelecektir.

Göç, yük mü, fırsat mı?

Göç alan ülkelerin başında geliyoruz.

Hem iç göç hem de dış göç konusunda bizden daha aktif bir ülke bulmak çok zor.

Göçler kimilerine göre bir kambur gibi algılansa da iyi değerlendirildiğinde kalkınmanın lokomotifi
haline gelebilir.

Haberin Devamı

Birçok ülkede Göç Bakanlığı var. Keşke bizde de kurulsa ve bu alandaki gelişmeler ve politikalar tek merkezden yönetilse. İşte o zaman getirisi götürüsünden çok daha yüksek olacaktır.

Göçlerin yarattığı nüfus hareketliliği ve sosyoekonomik sorunlar bazen çıldırtıcı boyutlara gelse de bu konuda ne gibi artı değerler yaratabiliriz hep birlikte kafa yormalıyız.

Üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve bu konuya ilgi duyan diğer araştırmacılar hem göç edenlerin hem de kentlerin ve ülkelerin sabrını taşırmayacak, tam tersine, her iki tarafın da huzurunu ve refahını sağlayacak projeler geliştirebilirler.

Örneğin, ülke kalkınmasında ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirilebilirler.

Turizmde olduğu gibi tarım ve hayvancılık konusunda da kalifiye eleman sıkıntımız var.

Göçerler zaten aşırı derecede şişmiş kentlere değil de kırsala yönlendirilse ve köylerimizin yeniden hayat bulması konusunda onları da içine alan projeler geliştirilse daha iyi olmaz mı?

Haberin Devamı

Narenciye ve zeytinler yeterli insan gücü olmadığı için dalda kaldı, yazın da durum farklı değildi.

Sadece toplayan değil, toplanan o ürünleri katma değeri yüksek ürünlere dönüştürme konusunda da önce eğitip, sonra da kalifiye güç haline getirsek fena mı olur?

Çok merak ediyorum.

Ülkemizde ya da kentlerimizde kaç milyon göçmen var ve bunların mesleklere göre dağılımı ne?

Hiçbir mesleği olmayanlara yönelik yetkinlik kazandırıcı kurslar var mı, bu konuda bir istihdam politikamız
bulunuyor mu?

Zamanı geldiğinde onları geldikleri yere göndermek iyi de peki ya gidinceye kadarki süre ya da kalıcı olanlar nasıl değerlendirilecek?

İç ve dış göçlerin yarattığı sorunlar ve onlara yönelik çözüm arayışları dünyanın en önemli küresel sorunlarından biri. Keşke bu konuyu tüm kurum ve kuruluşlar olarak çok daha ciddiye alabiliyor olsak.

Özetin özeti: Hemen her konuda olduğu gibi göçler konusunda da yapacak çok iş var. Hem de hepimizin...