Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Baş (Çubukçu), Ömer Dinçer, Nabi Avcı ve şimdi de İsmet Yılmaz...

Pek çoğunun ismini hatırlayan bile yok ama hepsi de Milli Eğitim Bakanı’ydı ve eğitimde derin izler bıraktılar!..

Her gelen bakan bir öncekinin yaptıklarını çöpe atıp, sanki yeni bir iktidar gelmiş gibi her şeyi sil baştan yeniden ele aldı ve Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını (!) gerçekleştirdi.

Çünkü hangisi gelip, ne yapsa, Cumhuriyet tarihinin en büyük reformu diye söze başlıyordu!..

Milli Eğitim Bakanlığı son 14 yılda tam 6 kez el değiştirdi.

Haberin Devamı

Oysa aynı dönemde önemli bakanlıkların çoğu aynı isimler tarafından yönetildi.

Örneğin Ekonomi’de Mehmet Şimşek, Ulaştırma’da Binali Yıldırım, Sağlık’ta Recep Akdağ!..

İstikrarın olduğu yerde önemli sonuçlar alındı, Milli Eğitim gibi sürekli el değiştiren bakanlıklarda ise adeta patinaj yapıldı.

Hatta Mehter Takımı gibi iki ileri bir geri gitti.

Bu yüzden de eğitim Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli kesintisiz iktidarda kalan partisi Ak Parti’nin hep yumuşak karnı oldu...

Söz Milli Eğitim bakanlarından açılmışken, hepsinin ortak özelliklerinden söz etmemek ayıp olur.

Örneğin, hepsinin de eğitimle yani pedagojiyle uzaktan yakından ilgileri yoktu.

Akademik kökenli olanlar vardı ama her sakallıya dede denilemeyeceği gibi onlara da eğitimci demek abartılı olurdu.

Görev süreleri çok uzun olmadığı için, eğitimi öğrenmeleri ve sonuç almaları çok da mümkün olmadı...

En belirgin ortak özellikleri ise bakanlıktan ayrıldıktan sonra eğitime olan tüm bağlarını koparmaları.

Yani öve öve bitiremedikleri projeler bir bir çöpe atılırken, biri bile çıkıp, yaptıklarını savunmadı.

İktidarlarda ve devlette devamlılık esastır, ne yapıyorsunuz diyemediler...

Umarız yine öyle olmaz, yine her şeye sil baştan başlanmaz, yine herkes sessiz kalmaz...

Eğitim yaşayan bir varlık olduğu için değişim kaçınılmaz.

Nasıl ki bugünün çocukları dünün çocukları, gençleri değilse, onlara hitap edecek eğitimin de dünden çok farklı olması gerekir. Ama bir de eğitimin değişmez evrensel kuralları vardır ki onlar hiç değişmez...

Haberin Devamı

Örneğin yarış atları değil, soran sorgulayan, ülkesini ve yakın çevresini seven, inanç ve değerlerine sahip çıkan, üreten, sorun çözen, ilgi ve yetenekleri tespit edip onları geliştiren kurallar, şekil ve yöntemler değişse de esasta hep var ola gelmiştir...

Yeni Bakanımızın çok başarılı kariyer basamaklarına göz attığımızda da, tıpkı önceki bakanlarda olduğu gibi, eğitime yönelik hiçbir ayrıntı göremiyoruz.

Yani eğitim konusuna ne kafa yormuş ne de bu konuda çalışmış.

Oysa eğitim de uzmanlık gerektiren bir sektör ve insanı ilgilendirdiği için de en zor olanlardan biri.

Ne kadar ilgili olursanız olun, eğer bilginiz ve birikiminiz eksikse, onları öğrenmeniz ve çözüm bulmanız bazen çok zaman alabiliyor...

Milli Eğitim bakanlarının bu eğitime uzak halleri, en fazla bürokratları sevindirdi. Çoğu zaman da bakanlığı onlar yönetti.

Şimdi yine yeni bir öğretim yılı sona erecek ve yenisi için hazırlıklar başlayacak!

Ve Bakan Bey’in konulara vakıf olması aylar, yıllar alacak.

Haberin Devamı

Son sözü söyleyecek olanlar da yine bürokratlar olacak.

Kimileri bu durumu böyle gelmiş böyle gider diye yorumluyor, kimileri de aynı tas, aynı hamam, değişen sadece isimler diyor...

En iyisi beklemek. Daha önceki bakanlarda olduğu gibi her türlü ön yargıdan arınıp en az 6 ay beklemekten yanayım.

Atacağı her adım ilerisi için referans olacaktır. Bekleyip göreceğiz...

Özetin özeti: Ne olur artık şu eğitim sistemimiz yerli yerine otursun!