Milli Eğitim Bakanlığı’nda değişim rüzgârları esiyor. Çelik ile birlikte saltanat kuran bürokrat ve “eğitim kodamanları” şimdi telaş içindeler.
Peki, şimdi ne olacak?
Bakan Çubukçu’nun başta müsteşar olmak üzere bu kadrolarla çalışması mümkün gözükmüyor. Çubukçu’nun daha ilk günden eğitime vakıf bir müsteşar ve yakın çevre arayışına girdiği Ankara kulislerinde konuşulmaya başladı.
Çubukçu’nun eğitimde neler yapıp yapmayacağı, ilk bir ayda belli olur. Ya Çelik hegemonyasının esiri olur ve bir şey yapamaz hale gelir ya da doğru bir kadro ve doğru bir yol haritası ile iktidarın gülen yüzü haline gelir.
Eğitim camiası, özellikle de öğretmenler, bu değişimi büyük bir coşkuyla karşıladı. Artık bizim de bir Nimet Ablamız var sözleri dilden dile dolaşmaya başladı.
Çubukçu bir önceki görevi ile şimdiki arasında büyük bir değişim yaşamayacak. Daha önce yetim ve kimsesizlerin hamisiydi, şimdi de öğrenci ve öğretmenlerin Nimet Ablası olacak. Her iki kesim de birbirine öylesine çok benziyor ki!..
Bakan Çelik’i en iyi tanıyanlar, kabine arkadaşlarıdır. Bu yüzden eski bakanı, yeni bakana anlatmaya hiç gerek yok. Eminim ki en iyi tanıyanlardan birisi de kendisidir. Ama buna rağmen anlattıkları ile yaptıkları arasındaki farklılıkları gördükçe en büyük şoku kendisi yaşayacaktır.
Çubukçu’ya önerimiz, eğitimin bugünkü halini, sadece Çelik ve arkadaşlarından değil, bizzat öğrencilerden, öğretmenlerden, eğitim sendikalarından, okul sahiplerinden ve akademisyenlerden öğrenmesidir.
Tek yönlü bir bilgi akışı kendisine çok zaman kaybettirebilir.
Çelik’e teşekkürler
Hüseyin Çelik, Hasan Ali Yücel’den sonra bu koltukta en uzun oturan isimlerden birisi oldu. Son 30 yılın bakanlarına baktığımızda da performansı en yükseklerden birisi diyebiliriz. Sağlığı ve aile huzuru pahasına da olsa çok çalıştı. Bunu hiç kimse inkâr edemez. Ama eğitime katkısının aynı oranda olduğunu söylemek ahmaklık olur.
Türk Eğitim Sistemi’ne öylesine büyük zararlar verdi ki, bu konuda hiç kimse eline su dökemez. Partisinin, iktidarın ve MEB’in ötesinde bir de kendi gündemi vardı. Bütün önceliğini de ona verdi.
Ne Başbakan’ın istekleri umurundaydı ne de Türk Eğitim sisteminin değerleri. Hepsini altüst etti. Yapmaktan çok bozdu ve yıktı.
Rakamlarla oynadı. Laf cambazlığı ile akı kara, karayı ak gösterdi. Ama Allahı var, bu konularda çok başarılı oldu.
Farklı bir iktidar ve yeni bir bakan gelseydi, yapılacak tüm tespit ve eleştiriler muhalefeten denilirdi. Oysa şimdi kendi iktidarı halen devam ediyor. Dolayısıyla ortaya çıkan tüm yanlışlara hiçbir itirazı olamayacak.
Peki Bakan Çubukçu böylesi bir revizyona hazır mı? Ortaya çıkan yanlışları, süratle düzeltme yoluna mı gider yoksa halının altına mı süpürür? Bunu da zaman gösterecek.
36 kişilik sınıflar
MEB, “Lise ve Ortaokullar Yönetmeliği”nde bazı değişiklikler yapmış. Bir dizi değişiklik getiriyor. Dikkatimi en fazla çeken, artık genel liselerde sınıf mevcudunun 36’yı geçemeyecek olması.
İnşallah!
Yönetmelik çıkartmanın ötesinde bu konuda başka ne yapıldı merak ediyorum...
Çelik’in en büyük marifetlerinden birisi de buydu. Yasa, yönetmelik, rakam ve müfredat programları ile çok iyi oynuyordu.
Ama hepsi o kadar.
Keşke söz konusu yönetmeliğe, Anayasal zorunluluklarını hatırlayıp bir de “Doğan her çocuk, doğumundan itibaren en fazla 6 ay içerisinde nüfusa kaydedilir ve okula başlama yaşı geldiğinde mutlaka okula başlatılır. 8 yıllık zorunlu eğitim süresi bitmeden de okuldan ayrılmasına göz yumulmaz” maddesi eklenseydi. İşte o zaman inandırıcı bir iş yaptıklarına inanırdık. Eh artık bu maddeyi de yönetmeliğe, eğitimin çocukların yaşamında ne kadar önemli olduğunu çok yakından bilen yeni bakanımız koyar.
Zaten var diyenlere de sakın inanmasın. Var da o zaman niye 7.5 milyon insanımız hâlâ okuma yazma bilmiyor?
Özetin özeti: Çelik ve avanesi, bu saltanatın hiç bitmeyeceğine inanıyordu. İşte bitti. Yeni yaşamlarında huzur ve sağlık diliyoruz. Bakan Çubukçu’ya da bu zor görevinde başarılar. Zamanı, bozulanları düzeltmekle geçecek! Umarız yeni projelere de vakti kalır!..
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025