Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas Güçlü

ŞU günlerde, okulların pek çoğunda, mezuniyet törenlerinin heyacanı yaşanıyor. Anaokulunu, ilkokulu, ortaokul, lise ve üniversiteyi bitiren milyonlarca öğrenci, acı tatlı anılarla dolu bir dönemin bitişini, arkadaşlları, öğretmenleri ve aileleriyle birlikte kutlamaya hazırlanıyor.
Her ne kadar bazı çevreler, karşı kampanya başlatmış olsa da, mezuniyet günleri ve balolarının, çocuk ve gençlerimizin yaşamında unutulmaz bir yeri var.
Bu özel günler, öğrencilerin, yaşamlarında pek çok ilki yaşadıkları unutulmaz anların bir göstergesidir. İlk sahne heyacanını mezuniyet gösterilerinde tadılır. İlk dans, ilk el ele tutuşma, ilk smokin ve tuvaletler ve yıllarca paylaşılan sıralardan sonraki ilk ayrılıklar, coşkulu olduğu kadar da hüzünlü olan bu gecelerde yaşanır.
Yıllarca çok sert diye tanınan öğretmenlerin, ne kadar şen şakrak ve sempatik olduğu, geç de olsa yine bu gecelerde öğrenilir.
Sınıfta pek farkedilmeyen erkek arkadaşların centilmenlikleri, kızların güzellikleri yine bu gecelerde keşfedilir.
Geleceğin dahileri ve sanatçıları da, bu gecelerde yeteneklerinin ilk sinyallerini verirler.
Mezuniyet geceleri ve baloları, uzunca süren öğretim kademeleri arasında, sosyal rahatlama yaratan süpap niteliğindedir. Öğrenci olmanın sadece ders çalışmak olmadığı, bu toplantılarda görülür, hissediler ve bir sonrası iple çekilir.
Nasıl ki, askerlik anıları bir ömür boyu unutulmazsa, mezuniyet geceleri ve balolarında yaşananlar da, anlatıla anlatıla bitirilemez.
Atatürk, Cumhuriyet'in ilk yıllarında lise ve üniversitelerin mezuniyet balolarına özellikle katılır, onlarla dans eder ve uzun uzun sohbet ederdi. Gençler Ata'sına, Atatürk de gelecekte ülkeyi emanet edeceği gençlere sımsıkı sarılırdı.
Farklı şekillerde de olsa giderek yaygılaşan bu gelenek, dozajı iyi ayarlandığında, yaşamımızın unutulmaz anıları arasında yer alacak güzelliklerle dopdolu. Bu güzellikler orada kalmasın. Her yıl olmasa da, arada bir yeniden bir araya gelerek, o unutulmaz öğrencilik yıllarına dönüp anılarınızı tazeleyin.
Bu yazıyı yazarken okula başladığım ilk günden, üniversiteyi bitirdiğim güne kadarki öğrencilik yıllarım ve bizim miniklerin anaokullarındaki mezuniyet geceleri gözümün önünden geçti. Sonra, gazeteci olarak, hoca olarak katıldıklarım. Hepsi de çok güzeldi. Ne olur bu güzellikler bozulmasın!..

Yazara Emaila.guclu@milliyet.com.tr