Abbas Güçlü
AHMET Gülüm, Türkiye'nin dört bir yanında görev yapan, ömrünü eğitime adamış yüz binlerce öğretmenimizden biri. Ama onu diğerlerinden ayıran bir başka özelliği var. Öğrencilerinin, yazılı sınavlarına verdikleri ilginç cevaplara, gülüp ya da kızıp geçmemiş. Onları bir bir irdeleyerek "
Dikkat yazılı var" isimli bir kitapta toplamış. Arkadaşlar okurken, gülmekten kırıldılar. Okudukça güldüler, güldükçe de eğitim sistemimizi bu duruma getirenlere kızdılar. Tam anlamıyla kara mizah. Yandaki haberde de ayrıntıları var.
Kitabı okurken, suçun, en basit sorulara bile abuk subuk cevaplar veren öğrencilerde mi, onları yetiştiren öğretmenlerde mi, yoksa hiçbir pedagojik denetimi olmayan televizyonlarda mı olduğunu düşündüm. Tek başına birini suçlamak doğru olmaz. Belli ki kabahat hepimizde.
Eğer bir ilkokul 5. sınıf öğrencisi,
"Kasabayı kim yönetir?" sorusuna
"şerif" cevabı veriyorsa, sabah, akşam televizyonlarda yayınlanan Amerikan filmlerinin sınıf içi eğitimden çok daha etkili olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.
Eğitimde, işitsel ve görsel unsurlar, yazılı kaynaklardan daha etkili oluyor. Öğrenci her ne kadar ders kitaplarında, kasabayı kaymakam ve belediye başkanın ortaklaşa yönettiğini okusa da, seyrettiği filimlerde, okuduğu çizgi romanlarda hep şerifler var...
Kitabı okudukça, öğrencilerin özellikle cinsel ve dini konularda ne kadar yetersiz oldukları da ortaya çıkıyor.
"Ayıp" ve
"günah" kavramları, adeta yaşamlarının bir parçası olmuş.
Cinselliği ayıp diye öğretmezseniz, imam hatipler dışındaki öğrencilerin din öğretimiyle uzaktan yakından ilgilenmezseniz, ortaya ancak böyle bir tablo çıkar...
Çocuğu çocuk olarak değil, öğrenci olarak gördüğümüz sürece, böylesine hayattan kopuk nesiller yetişmeye devam edecek.
Bu çerçevede okullarda nelerin öğretilmesi gerektiğini yeniden sogulamakta yarar var. Okulun amacı, öğrenciyi hayata hazırlamak mıdır, yoksa ne işe yarayacağını bilmediği bir sürü anlamsız bilgi altında ezmek midir?
Dünyadaki bilgisayarların yüzde 80'i ABD'deymiş. Bilgi hamallığını, öğrencilere değil, bilgisayarlara yaptırıyorlar. Bugün geldikleri nokta da ortada...
Bilgi hamallığına yönelik ezberci eğitim yerine öğrenciyi hayata hazırlayan, yaratıcı, sorun çözücü, yeniliklere açık bir eğitimin zamanı geldi de geçiyor...
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr