Türkiye’nin en güvenilir kurumlarından birisi iken bir anda en güvenilmez kurumlar arasında ilk sıraya oturmak, herhalde çok kolay olmasa gerek. ÖSYM, işte bu zoru da başardı.
Yılların ÖSYM’sinde topyekün bir temizlik yapılıyor. Özel kalemden en önemli birimlerin başkanlarına kadar hemen hepsi ya görevden alındı ya da istifa etti.
Şimdi yeniden bir yapılanmaya gidiliyor. Başka zaman olsa kıyamet kopardı. Ama şu anda, tam tersine, yeniden yapılanma(!) adeta alkışlanıyor.
Öküzün altında buzağı arayan çok. Ama çalınan, sızdırılan sorular, kopya çekilen sınavlar ve olayı ta en başından beri örtbas etmeye çalışan YÖK ve ÖSYM’nin yaptıkları da ortada.
Ama nedense top ÖSYM’nin başına patladı. Olayların bir numaralı sorumlusu YÖK ise yeni yapılanmanın mimarı oldu.
İleride daha büyük bir kaos yaşanmaması için keşke YÖK’ten de bağımsız bir yapı oluşturulsaydı.
Çünkü şu soruyu ısrarla soranlar var: ÖSYM’yi bu hale getiren zaten bugünkü YÖK yönetimi değil mi?
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, her fırsatta istifa eden Yarımağan’ı göklere çıkarttı. Eğer o suçlu değilse peki suçlu kim?
Bu konuya özellikle açıklık getirilmesi gerekiyor...
SBS’de büyük şok!
Fen ve anadolu liselerindeki boş kontenjanların doldurulması için Bakan Çubukçu tarafından önceki gün nihayet talimat verildi. Ve ön kayıtlar alınıp ardından da kesin kayıtlara geçildi. Buraya kadar normal. Ama ortaya öylesine çarpık tablolar çıktı ki, veliler isyanlarda. Daha önceki kayıt dönemlerinde, en fazla bir iki puanlık düşüşlerin yaşandığı okullarda son kayıt döneminde 200 puan varan inişler var. Örneğin en son 400’lü puanla öğrenci alan bazı okullar 200’lü puanlara; 300’lü puanla öğrenci alan okullar da 250 puana indi.
Peki bu durum neden kaynaklandı? Hata mı var yoksa kayırma mı? Bu konudaki söylentilerin bini bir para. Ama sanki MEB, ekstradan verdiği kayıt döneminde velilere adeta kumar oynattı. Tek tercih hakkı verdi. Ya kazanırsın ya da açıkta kalırsın şeklinde gözlerini korkuttu. Daha önceki yerleştirmelerde bir puanlık farkla bile bir üstteki tercihine yükselme şansı bulamayan pek çok öğrenci, üst tercihleri yazıp riske girmektense yerinde kalmayı tercih etti. Buna karşı açıkta kalan ya da girdiği okuldan hiç memnun olmayanlar çok uçuk tercihler yaparak adeta kumar oynadılar. Ve sonunda kazanan da onlar oldu.
Örneğin O.T., daha önceki üç kayıt döneminde ancak bir üst tercihine çıkabilirken, son yerleştirmede 7 sıra birden yükselerek ilk tercihine girdi.
Peki bu süreçte kabahat kimin?
Öncelikli kabahat, hiç kuşkusuz MEB’in. En büyük handikabı da, başvuru kılavuzuna göre kayıt takviminin tamamlanmasından sonra verdiği yeni kayıt şansını, velilere yeterince duyuramaması. Kendi internet sitesine koyduğu duyuru, “okullar açıldı, kayıtlar bitti“ diye işin peşini bırakan velilerin hiçbiri tarafından görülmedi. Bu yüzden de başvuruda bulunamadılar.
Aslında sistem ta en başından beri yanlıştı ve bu yanlış yine çok büyük bir yanlışla noktalandı.
MEB eğer yeni taban puanları da internet sitesine koyarsa, yaşanan kaosun boyutları herkes tarafından çok daha net görülebilir.
Zaten çok sayıda veli daha şimdiden mahkemelerin yolunu tutmuş durumda. Bu durum, yanlışın yanlışla düzeltilemeyeceğinin en bariz örneği oldu. Ama en vahimi İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız’a da şok yaşatan nakiller. Yıldız, “Nakillerde en düşük puan baz alınacağı için bu yeni durum okullarda kalite erozyonu yaşatabilir” diyor.
Ek yerleştirme
ÖSYM’nin en önemli ve öncelikli görevi, her ne kadar iptal edilen KPSS’nin yerine yeni bir sınav yapma gibi görünse de, bir o kadar önemli olan bir başka işi daha var. O da üniversitelere ek yerleştirme. Yaklaşık 150 bin öğrenciye daha üniversiteli olma şansı tanıyacak olan ek yerleştirme takviminin de bir an önce açıklanması gerekiyor. Çünkü üniversitelerde dersler çoktan başladı. Milliyet ile birlikte bugün parasız olarak verilen Milliyet Akademi Ek Yerleştirme Kılavuzu, bu konuda adaylara çok önemli avantajlar sağlayacak. Adaylar cevabını aradıkları soruların tamamını bulabilecekler.
Adaylara önerimiz bu konuda Milliyet’i yakından takip etmeleri. SBS’de Milliyet’i izleyenler, son kayıt döneminde çok önemli avantajlar elde ettiler. Aynı şekilde, üniversite umudunu henüz yitirmeyenler de aynı avantajı ek yerleştirmede yakalayabilirler.
Özetin özeti: Eğitimde öylesine büyük değişimler yaşanıyor ki, yetişene aşkolsun. Peki her şey iyiye mi gidiyor? İşte ona evet demek çok zor...