Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her ne kadar bu düzenin yavaş yavaş değiştiğini, eleman alımlarının artık ÖSYM sınavıyla ve bilgisayarla gerçekleştiğini anlatmaya çalışsak da değişen bir şey yok.Biz gördüğümüze inanırız diyorlar. Başka bir şey demiyorlar. Bu konuda hemen her gün yeni örnekler geliyor. Bir öğretmen adayı üşenmeden saymış. "Falanca ile 120 kontenjan ayrıldı. Ama atama yapılacak kontenjan sayısı 113. Aradaki 7 kişilik kadroya kim atanacak?" diye ısrarla soruyor. Haksız da sayılmaz. En azından bir yanlışlık ya da özel bir durum varsa onun açıklanması gerekir ki şüpheler ortadan kalksın ama o da yapılmıyor.Güya devlet kadrolarına ya da belediyeler gibi kamusal alanlara, açıklananın dışında yeni çalışanlar alınmıyor. Oysa görünen tablo çok farklı. Hemen her yere, istendiğinde eleman alınıyor. Zaten, torpilini bulan, kılıfını uyduran rahatlıkla işe giriyor söylemleri de bu yüzden dilden dile dolaşıyor. İşin en garip yanı da yüksek niteliklere ve donanıma sahip olanlardan çok, vasatın da vasatı durumda olanların çok daha kolay iş buluyor olmaları. İşe girenlerin hepsi böyle mi? Elbette hayır. Ama göze batan onlar. Torpil iddialarını kalıcı kılan, idareye olan güveni sarsan da benzeri uygulamalar.Hükümetin ya da istihdam olanağına sahip diğer kurumların, bu konuda niteliği daha da artırıcı bir tutum içerisine girmeleri, gençlerin üzüntüsünü bir ölçüde azaltacaktır. Pek çok örneğini gördüm. Gençler, işsiz kalmaktan çok, kendilerinden çok daha yetersiz olanların iş güç sahibi olmalarına kahroluyorlar. Hiç olmazsa bu konuda adalet olsun diyorlar. Ama neredeee...Genç nüfusa sahip olmak, hele hele nitelikli genç nüfusa sahip olmak, gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin en büyük özlemi. Türkiye bunu bir ölçüde gerçekleştiriyor. Birkaç dil bilen, çok iyi üniversitelerden mezun olan, girişimci ruha sahip, tuttuğunu koparan on binlerce, hatta yüz binlerce gencimiz var. Öyle CV'ler geliyor ki, böyle biri nasıl işsiz kalır diye hayrete düşüyorsunuz. Çünkü, milyonlarca gence hedef olarak ne gösterdiyseniz hepsini gerçekleştirmişler. Ama işsizler.İşte bu noktadan sonra avantaj olarak gözüken değerler, olumsuzluğa dönüşmeye başlıyor. Hem kişi açısından hem de ülke açısından erozyona uğruyor.Yaratılan değerler, ekstra katma değerler kazandırması gerekirken yok olup gidiyor. Olumlu örnekler, örnek modeller tu kaka olmaya başlıyor. Dudak bükülerek söylenen, biraz da aşağılama kokan, okudu da ne oldu söylemleri işte bu yüzden gençlerin yüreğini delip geçiyor.Gençlerden kopan, gençlerin sorunlarına çözüm üretmeyen iktidarlar, hep yok olup gittiler. AKP bu konuda uzatmaları oynuyor. Hâlâ zamanı var. Ama giderek daralıyor. Üzdüğü sadece gençler değil. Onların karşında mum gibi eriyen aileleri de birer seçmen. Sandık başına gittiklerinde, çocuklarımız için ne yaptınız sorusunu ısrarla soracaklardır!.. Gençlerin en büyük sorunu işsizlik. Ama sanki ondan daha moral bozucu olanı,, torpili olmayanların ağızlarıyla kuş tutsalar iş bulamayacağına yönelik inançları. Bu gece Kanal D'de Genç Bakış'ta konut sorununu masaya yatırıyoruz. Mimar Sinan Üniversitesi'nde gerçekleşecek programda, sektörün tüm ilgililerini bir araya getireceğiz. Devlet, bankacılar, emlakçılar, inşaat şirketleri, mühendisler, belediyeler, ev sahibi olmak isteyenler ve öğretim üyeleri.Mortgage yasası nihayet TBMM'de. Ama ne getirecek? Hiç belli değil. Kimi her şey çok daha güzel olacak diyor. Kimi de zedeler zincirine şimdi bir de emlakzedeler eklenecek şeklinde konuşuyor. Hemen herkesin ilgiyle izleyeceği, en azından en doğru şekilde bilgilendirileceği bir platform oluşturduk.Özetin özeti: Türkiye artık yeni hüsran istemiyor!.. Konut bilmecesi Kar tatili hiç iyi olmadı OKS adayları, sadece okuldan ve derslerinden uzakta kalmayıp dershanelerin de tatile girmesiyle birlikte sınava hazırlık maratonuna da uzunca bir ara verdiler.Önümüzdeki haftadan itibaren, sınava konsantre olup eski ivmelerini kazanmaları biraz zaman alabilir. Oysa şu günlerde her günün, her saatin çok önemi var. Süre giderek daralıyor ve daha öğrenilmesi ve tekrar edilmesi gereken çok fazla konu var. İşte bu yüzden, tatil rehavetinden biraz olsun kurtulup bir an önce sınav hazırlığına bıraktığınız yerden devam etmelisiniz. Bu hafta başlaması beklenen OKS başvuruları da okullarla birlikte gelecek haftaya ertelendi. Onu da hiç vakit kaybetmeden bir an önce gerçekleştirmelisiniz. Yoksa onca hazırlığınız boşa gidebilir. Başvuru kılavuzları çıktı. Ve maalesef Milli Eğitim Bakanlığı, yanlışta hâlâ ısrar ediyor. Sınavlar birleşti ama başvurular ve tercihler yine ayrı yapılıyor. Yani bakanlığın kafası, bu konuda hâlâ karmakarışık.Güya sınavları birleştirerek, öğrenciyi sıkıntıdan kurtardılar. Oysa başvuru ve tercih aşamasında aynı sıkıntı devam ediyor.Madem böyle olacaktı, neden sınavlar birleşti?Tercih listelerinin ayrı ayrı hazırlanmasının yaratacağı kaos, puanlar açıklandığında çok daha iyi görülecek. Ama iş işten geçmiş olacak. Bu yanlış önümüzdeki yıllarda mutlaka düzeltilecek. Ama olan bu yıl sınava giren öğrencilere olacak. Çünkü bir kobay gibi kullanılmış duruma düşecekler.İkinci yarıyıl, hayatınızın belki de en önemli dönemi niteliğini taşıyor. Ne kadar moralli, ne kadar donanımlı ve sağlıklı girerseniz, geleceğiniz o kadar parlak olacaktır... aguclu@milliyet.com.tr Kar tatili diğer tüm öğrencileri okuldan soğuttu. Yılbaşı, bayram ve kar tatili derken eğitime bir ay ara verilmesi, en çok OKS ve ÖSS'ye hazırlanan öğrencileri etkiledi.