Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Acaba dünyanın herhangi başka bir ülkesinde “ped” konusu bu kadar çok TT oluyor mu? Sosyal medya durup durup bu konuyla çalkalanıyor. Ama durup dururken değil tabii, memleketin bir köşesinde bir markette, bir bakkalda yaşanan bir saçmalık yüzünden. Birisi pedleri poşete koymaya çalışır, öteki gizli saklı yerlere sokuşturur, ille gazete kağıdına sarar ki kimseler görmesin. Hayır bu pamuk gibi, tuvalet kağıdı gibi, kağıt havlu gibi falan normal, sıradan bir hijyenik malzeme. Neyi kimden saklıyoruz?

Gerçekten bu tuhaflıklar sayesinde bir kuşak kadın bu “felaket” bir kendi başına geliyor ve bunu babası dahil hiçbir erkek bilmiyor zannederek, fısıltıyla “Arkama baksana, bir şey görünüyor mu?” panikleriyle yaşadı ilk regl dönemlerini. Dünyanın en doğal, en her kadının başına gelen olayını getirdiğimiz hale bak. Bu koşullarda büyüyen erkeğin durumu da daha parlak değil tabii. Buyurun sonuç, “Sen benim karıma Orkid diyemezsin”. En son eğlenceli “ped” kavgamızı bilmeyenler için özetleyelim; bir zincir markette bir kadın “İndirimli ürün ne var?” diye soruyor kasiyere. “Maskeler, duş jelleri, orkidler, çay bardağı setleri, diş macunu ve diş fırçaları indirimde” diyor kasiyer, başına geleceklerden habersiz. Kadının kocası “Bir bayana Orkid denmez” diyerek kasiyere saldırıyor. Artık nasıl bir şey uyandırıyorsa ped markası beyninde, kasiyer karısına ahlaksız teklifte bulunmuş gibi davranıyor. Yani öncelikle tabii ki Orkid “bayana” denir, kime denecek? Bu arada kimi kaynaklara göre yurt parasını çıkarmak için markette çalışan bir üniversite öğrencisi olan kasiyerle öfkeli beyefendi arasında “öncelikle bayan değil kadın” polemiği de yaşanmış ama artık bu noktada çok üst düzey bir mesele olarak kalıyor o. İkincisi, “duş jeli” mesela bu açıdan bakınca daha bile sakıncalı bir ürün. Nerede, nasıl kullanılacağını bir düşünürsek, o da söylenmemeli. Nasıl yapsak, acaba kadınlarla (pardon bayanlarla) kasiyerler hiç mi konuşmasalar, çözüm olarak.

Haberin Devamı

Cyrano’yu beklerken

Bir buçuk yıldan fazladır yeni bir oyun izlememiş biri olarak gerçekten heyecanlıyım. Tabii ki online olarak pek çok oyun izledim, bu koşullar altında yazıp, çizip ortaya yeni işler çıkaran, umutsuzluğa kapılmadan onları seyirciyle buluşturmanın bir yolunu bulan bütün tiyatroculara saygım sonsuz.

Haberin Devamı

Bir bayana söylenemeyenler



Ama en nihayetinde o hâlâ başka bir şey. Elbette güzel, kıymetli, alkışlanası ama başka. Geçen hafta Kumbaracı 50’nin yeni oyunu “Cyrano de Bergerac”ın provasına yaptığım mini ziyarette “Oh be, tiyatro böyle bir şeydi” duygum yeniden canlandı. Açılışı böyle heyecan verici bir işle yapacağım için de ayrıca mutluyum. Edmond Rostand’ın meşhur “Cyrano”su müzikli, danslı, kuklalı, şamatalı, cümbüşlü bir kabare olarak çıkacak kaşımıza. Oyunu sahneye koyan Yiğit Sertdemir daha önce İstanbul Şehir Tiyatroları’nda da oynadığı Cyrano’yu bir kez daha canlandırmaya hazırlanıyor. Ayşegül Uraz, İsmail Sağır, Meriç Rakalar, Murat Kapu, Sinem Öcalır diğer rolleri üstleniyor. Dramaturg Aylin Alıveren, yardımcı yönetmen Gülhan Kadim. Müzikler, her elini attığı oyuna hayat veren Burçak Çöllü’ye ait, bulunduğum birkaç saatte en çok çalan şarkıyı hâlâ kafamda söylemekteyim. Candan Seda Balaban’ın maskeleri, kuklaları yeni geliyordu ve sürprizlerle doluydular. Hareket düzeninde Dicle Doğan, ışık tasarımında İsmail Sağır’ın imzaları var. 28 - 29 Temmuz’da ilk iki oyunu KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu’nda oynayacaklar.