Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ne kadar süreceğini bilemediğimiz pandemi süreci, makarnadan kâğıda her şeyi stoklamamıza neden olan kıtlık korkusu içimizdeki aşçının dışında çiftçiyi de ortaya çıkarttı. Hiç görmediğim kadar balkon-teras bostanı görüyor, hiç duymadığım kadar da ekip biçme hayali, doğaya göçme planı duyuyorum. Hepimizin dönüp dolaşıp geleceği yer “Sadık yârim kara topraktır” noktası sanırım.

Tabii bu karar vermekle de olmuyor, hadi şehirden gidelim dediğinde dönecek bir köyü yok herkesin. Ama birbirini kollayarak, sahip olduklarını paylaşarak, dayanışmayla yeni yaşam alanları oluşturmak mümkün belki. İnanılmaz mı? Hayat bize en inanılmayacak şeylerin pat diye başımıza gelivereceğini öğretemedi mi hâlâ?

Haberin Devamı

Bir süredir yurt dışında yaşayan arkadaşım Lobna Allamii’den “Yedi yıl sonra Türkiye’de sanat etkinliği yapıyoruz” diye müjdeleyen maili aldığımda buna da inanamadım örneğin. Sen müzik  sanat piyasasından yıllarca uzak kal ve pandemide yeni bir etkinlikle yurda dönüş yap. Ama sonra baktım, tam da bu dönemin öğrettikleri ışığında kurulmuş bir hayalden söz ediyor. Kaz Dağları’nı mesken tutmuş bir grup insanın kurduğu ‘Kutlama Oba’dan.

Projenin fikir babası, karikatürist Serkan Yılmaz. Türkiye’nin ilk ekolojik çiftliklerinden Dedetepe’yi kiralayıp orada “umutlu bir oba” kurmaya ilk niyet eden, kendilerini “Dünya hastalıklar ve ekonomik krizler altında, gezegenimiz tükenme noktasına gelmişken bu sorunlara çare olacak yeni bir hayat kurma isteğiyle yola çıkmış, farklı yeteneklere sahip bir grup insanız” diye tanımlayan arkadaşlarıyla buraya yerleşen o.

Youtube’da bir videoları var, oradan oraya atlayıp zıplayarak sebeplerini anlatıyor. “Köpek, tavuk, kaz, ördek beslemek için, doğal bir hamamda yıkanmak için, Yörük çadırlarında yaşamak için, çocuklara ekoloji ve felsefe dersleri vermek için, ateş başında sohbetler etmek için...” diye heyecanla devam ediyor ve tiyatro oyunlarına, konserlere sahne olacak bir amfi tiyatroyu da içeren bir dizi hayat dolu sebep sıralıyor. Ekip biçmenin, kendi yiyeceğini üretmenin, kendi giyeceğini dikmenin ve paylaşmanın esas olduğu bir hayat hayali, kurulmakta olan.

Kaz Dağları’nda umutlu bir oba



Haberin Devamı

“Başarılarımızı kutlamak yeni günler için güç kazanmamızı sağlayacak, rekabet yerine dayanışmanın gücünü yaşatacaktır” diye noktalanan manifestolarında her oba için arazinin ihtiyaçlarına göre bir nüfus üst limiti belirleneceği yazılı. “Bu limitten sonra katılmak isteyen arkadaşlarımızın yeni obalar oluşturmalarına destek sağlanacaktır” deniyor. Yani herkesin koşup gelmesi değil, bu hayali paylaşan herkesin yeni yaşam adacıkları kurmak için heveslendirilmesi var işin özünde.

Şu anda ne yapabiliriz derseniz, Kutlama Oba’nın buzdolabından süzgece, ahşap rendesinden satranç tahtasına bir dizi ihtiyacının yer aldığı liste ‘kutlamaoba’ instagram hesabında mevcut. Patreon.com/kutlamaoba hesabından da destek olabilirsiniz. Ayrıca çadırınızı alıp obaya gidebilir, becerinize göre bir işin ucundan tutabilir, akşam ateş başındaki sohbete katılabilirsiniz. Amfi tiyatroda gösteriler de ufak ufak başladı. Mesela yarın saat 21.00’de Mesut Süre “Siz Hepiniz Ben Tek” adlı stand-up gösterisiyle sahnede olacak. Muhtemelen meteor yağmuru da tepesinde yerini alacaktır.

Haberin Devamı

Youtube kanalına oradaki hayata dair günlük mahiyetinde videolar koyuyorlar. Bir bakıyorsun Serkan Yılmaz terzilik atölyesinde pantolon dikiyor, bir bakıyorsun Lobna keçileri besliyor ya da şef Erdem Orhanoğlu fırına nefis bir pizza atıyor. İtiraf etmeliyim, en sinir bozucusu bütün o videolarda arkada gürültü yapan cırcır böcekleri, kuşlar ve sus sesleri. İstanbul’da dev bir şantiyenin ortasına kurulu evimde demir, çelik, moloz, matkap vesaire gürültüsü arasında düşünüyorum: Kutlama Oba’da yer var mıdır acaba?