Hayale dalıp, sanal gerçeklikleri içinde abartarak, hayal kırıklığına uğradığımız Basketbol Milli Takımı’nın yarattığı tabloya karşılık, futbolda özlediğimiz değil, alıştığımız ve beklediğimiz görüntülerin fazlasını bulduk. Üstelik bunlar hayal değil, sanal değil, çırıl çıplak gerçeklerdi. Hepsi de "adam" gibi oynadı. Çünkü; "adamödılar... Rüştü’den, Cihan’a kadar hepsi de "tamödılar. Eksikleri değil, fazlalıklarıydı sözkonusu olan. O fazlalıklar işte, takım oyununu toplam kaliteyi, arkadaşlığı, dayanışmayı artırdı. Hayır, hayır... Hiçbiri dev değildi. Ama onların toplamı iyi bir takımdı. Elbet çok daha iyi olabilirlerdi. Bu hedef de yakındı.
Dünya Kupası coşkusundan sonra 2004 Avrupa Elemeleri’ne de Ali Sami Yen’de gönlümüzce bir başlangıç yaptık. Üzerinden çok geçmedi. Aynı sahada o Slovakya değil miydi, bizim bir puanımızı çalan, ahımızı alan. Şimdi Milli Takım bilinçle oynuyor, oyununa akıl, hırs, beceri ve enerji katıyordu. Bu sezon ligde oynadığımız tüm kulüp takımlarının üstünde bir kaliteydi izlediğimiz.
Oyuna çabuk başladılar. Slovaklar’ın önlibero olarak görevlendirdiği Karhan ile güçlendirilmiş savunmalarına karşı, çok etkili bir hücum formatı ortaya koydular... Hemen söyleyelim; Yıldıray ve önündeki Arif - Serhat ikilisi, olağanüstü uyumluydu. Yıldıray hücum organizasyonlarını başarıyla sergilerken, Serhat, Ali Sami Yen’de attığı golle çoğunluğu Galatasaray taraftarı olan seyirciler tarafından ulusal bilinçle üç kez anons edilip, alkışlandı. Sonra Arif’in golleri geldi. Arif ve Serhat birbirlerine olağanüstü yardımcı, alabildiğine çabuk ve yıpratıcıydılar.
Savunma Slovakya’ya zaman zaman gol fırsatları tanıdı, ancak idmansız Rüştü’yü aşamadı. Ergün, Hasan Şaş ve Milli Takımı’nın gol bordrosunda unutulmaz yeri olan Hakan Şükür, maçın başında bilinen noksanlardı. Ama dürüstçe söyleyelim, oynayanlar oynamayan arkadaşlarını kesinlikle aratmadı.
Çabuk oyun zaman zaman hücumda top kaybedip, rakip kontralara yakalanmak gibi sıkıntılar yarattı. Hücuma çıkışta, sağ kanatta Fatih’i çok kullandılar. Hakan Ünsal’dan solda aynı biçimde yararlanmadılar. Okan, Emre ve Tugay’ın pres anlayışı doruklara çıktı. Yıldıray’ın Arif’e onunda Serhat’a, Tugay’ın Arif’e, Nihat’ın yine Arif’e yaptıkları gol asistleri ayakta alkışlanacak kadar akıllıca ve güzeldi.
Oyunun 3 - 0’dan sonraki bölümü şova dönüştü. Milli Takım hücum çeşitlemelerinde gol kaçırıyor ama eğlendiriyordu. Bu hava Slovaklar’a da gol iştahı verdi. Ama Rüştü hepsinin hakkından geldi.
Çok hoş ve güzel bir maç izledik. Teşekkürler hepsine... Devamı diğerlerine...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025