Aylin Öney Tan

Aylin Öney Tan

aylinoneytan@gmail.com

Tüm Yazıları

Şerbetli tatlıları bir bardak soğuk süt eşliğinde yemek unutulmuş bir gelenek. Oysa sütün serin tadıyla tatlı müthiş bir ikili oluşturur. Bu gelenek bayramın olmazsa olmazı tatlıların üstüne bir top kaymaklı dondurma koyarak yaşıyor

Temmuz ayının ikinci yarısı, özellikle son on günü sıcaklar bir başka çarpar. Kurban Bayramı da bu sefer temmuzun bu dönemine denk geldi. Yazın en sıcak günlerinde Kurban Bayramı yemekleri biraz ağır kaçar. Bölgelere göre Kurban Bayramı yemekleri değişiklik gösterir ama ülke genelinde olmazsa olmaz kavurma yapılır. Kavurma malum etin kendi yağıyla pişirilir. Yanına da bol yağlı bir pilav oldu mu bayram yemeği tamamdır. Son Karadeniz gezisinde unutulmaz kavurmalar yedik, pilavlar da hep eski usul bol tereyağlıydı ki; karar verdim, Karadenizliye her gün bayram, onların ayrıca Kurban Bayramı yemeği yapmalarına gerek yok. Ama bazı yemekler bazı yörelere damgasını vurur. Örneğin Güneydoğu illeri Hatay gibi yerlerde bumbar dolması fark atar; Trakya’da, özellikle Edirne’de belli ki Edirne Sarayı günlerinden yadigâr ciğer sarma olmazsa olmaz yemeklerden. Gömlek zarına sarılıp fırınlanmış, dışı incecik çıtır çıtır kızarmış, ciğeri bol bir iç pilav olan bu yemek, lezzetiyle damaklarda bayram yaptırır. Ama bütün bu yemeklerle temmuz sıcakları tam örtüşmüyor. O yüzden bayram kutlaması için ibreyi tatlılardan yana çevirmek, onu da mümkünse dondurmalı yemek en iyisi.

Haberin Devamı

Süt ve şerbetli tatlılar

Bir zamanlar GAP bölgesinde araştırma yaparken bir şey dikkatimi çekmişti. Özellikle kadayıfçılarda tatlı yanında küçük çay bardağı gibi ufak bardaklarda bir yudum soğuk süt ikram ediliyordu. Sütün serin ve sakin tadı şeker algısını yumuşatıyor, insana daha fazla tatlı yedirtiyordu. İkisi birlikte hem çok yakışıyor hem de şerbetli tatlının insanın içini baymasını önlüyordu. Nitekim kaymağı da tatlılara bunun için koyarız. Kim bilir, belki de tatlı üstüne kaymaklı dondurma âdeti de buradan kaynaklanmıştır. Tarihçi Arif Bilgin, kahvenin ilk Osmanlı kültürüne girişinde, sabah aç karnına kahve içmeden önce biraz süt ve reçelle altlık yapıldığını, günümüz kahvaltılarının böyle geliştiğini söyler. Süt ile tatlının gerçekten bir uyumu var. Nitekim baklava yanına tuzlu bile olsa ayran da bir başka yakışır. İşte bu süt ile tatlının damaktaki uyumu sayesinde süt tadı yoğun kaymaklı dondurmayı ekmek kadayıfından, burma kadayıfa, baklavaya kadar her şeye yakıştırıyoruz. Bu bayram soframızda ne tatlı olursa olsun, lütfen dondurmalı olsun!

Haberin Devamı

Tatlı olsun dondurmalı olsun

Baklavalı dondurma

Dikkat, bahsettiğimiz üstü dondurmalı tatlı değil! Bir dondurmacı baklava düşkünüyse, baklavacının aklı ise dondurmada kalmışsa ne olur? Hikâye dondurmacı ile baklavacının tanışmasıyla başlar; ortaya Antep fıstıklı baklavalı dondurma çıkar. Murat Güllü, Girandola Gelato’nun müşterisi ve hayranıymış. Sonra bir gün eğlencesine mesaj atmış, baklavalı dondurma yapın diye. Girandola’nın kurucusu Aslıhan Eraltan bu mesajı ciddiye almış ve kader ağlarını örmüş. İki güzel işletmenin ortak ürünü gerçek baklavalı dondurma ortaya çıkmış. Her gün Karaköy’de, cumartesi günleri Girandola’da bulabilirsiniz. Eğer yetişebilirseniz!

Haberin Devamı

İki Murat Güllü

Güllüoğlu ailesi maşallah bereketli, aynı soydan gelen o kadar çok Güllüoğlu var ki insanın kafası karışıyor, ama çoğu apayrı işletmeler. Diğerleri alınmasın ama ben aynı isimdeki yeni nesil iki Güllü’den bahsedeceğim. İkisinin de adı Murat. Bu iki Murat Güllü’nün isimlerinin aynı olması ve aile kökleri dışında ortak bir noktaları var. Her ikisi de aile mirasını onurla eski mekânlarında sürdürüyor, daha da ileriye taşıyor. İstanbul Karaköy’de tek şubesi olan Karaköy Güllüoğlu’daki Murat, eski kadim dostumuz Nadir Güllü’nün oğlu. Yakında Karaköy dönüşüm planı kapsamında yıkılacak olan otopark binası altındaki yerleri için “Bu binaya ilk giren biz olduk, son çıkan da biz olacağız” diyor. Ama mahalle olarak Karaköy’ü bırakmayacaklarını da ekliyor. Gaziantep’teki Almacı Pazarı’ndaki Güllüoğlu ise mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında. Zaten tarihi çarşı içinde eski usul mermer masa ve tezgâhlarda baklava yemenin keyfi bambaşka. Burası bazen Michelin yıldızlı şeflerin akınına uğruyor, unutulmaz anlar yaşanıyor. Her ikisi de yurdun her köşesine yetişiyor. Her iki Murat Güllü aynı soyun 6. kuşak neferleri, bayrağı ileriye taşıyan gurur kaynakları, iyi ki varlar ve geleneği yaşatıyorlar.

Tatlı olsun dondurmalı olsun