Kendinden nefret eden insanların özellikleri

2 Haziran 2022

Bugüne kadar karşılaştığım birçok insanın en büyük probleminin dışarıdaki durumlar ya da insanlar değil, kendilerinden nefret etmeleri olduğunun farkına vardım. Kendinden nefret eden insanlar daima kendileri ile bir savaş içinde oluyorlar, başkalarının kendilerine kötü davranmalarına sebep oluyorlar ve duygusal açıdan acı çekiyorlar. Bu durumdan kurtulmanın ilk adımı yaşadığınız şeyin ne olduğunun farkına varmaktır.

Kendinden nefret eden insanların, dikkati her zaman kendilerinin üzerinde oluyor. Her zaman kendi hissettiklerine, kendi yaşadıklarına ve kendi dramlarına odaklanmış durumdalar. Sanki bir sinema salonunda tek başlarına oturmuş ve perdeden kendi hayatlarının ne kadar kötü olduklarını izliyor gibidirler. Doğal olarak sadece kendi yaşadıklarını konuşan ve düşünen insanlar, kendilerini kurban rolünde hissediyorlar ve kendi durumlarına üzülüyorlar. Ancak bu döngüden çıkmak isteyen insanların dikkatlerini kendilerinin ötesinde başka şeylere ve insanlara odaklamaları faydalı olacaktır. Başka insanlara yardım
etmek, kendi geçmişi dışında konular

Yazının Devamı

Doğru zannedilen ama yanlış karar vermemize sebep olan mantık hataları

5 Mayıs 2022

Bazı insanlar her konuda akılcı ve mantıklı karar vermesiyle övünür. Ancak insanların verdiği kararların önemli bir kısmı mantık görünümü altında saklanmış mantık dışı kararlardır. Bu mantıksız kararların arkasında duygusal yapımız, binlerce yıllık insanlık tarihinin zamanında işe yarayan ama artık işlevselliğini yitirmiş taktikleri ve görmezden geldiğimiz ihtiyaçlarımız olabilir. Bunlara bilişsel ön yargılar deniliyor. Bu yazıda bu bilişsel ön yargılardan bahsedeceğim.

İlk ön yargı, onay ön yargısı. İnsanlar bir konuya inandıkları zaman, o konu hakkında sadece inançlarını destekleyen fikirleri duyma ve görme eğiliminde oluyorlar. Alternatif fikirler ya da dikkatlerini bile çekmiyor ya da onları yalan olarak değerlendiriyor. Mesela biri Ankaralılar kötüdür diye inanıyorsa, bu konuda inandığı şeyleri destekleyen haberleri müthiş bir coşkuyla değerlendirecek, aksi kanıtları görmezden gelecektir. Bu ön yargıyı komplo teorilerinde, pandemi sürecinde ve siyasette çok sık görebiliriz.

Bir diğer bilişsel ön yargı Halo etkisidir. Bu mantık hatası,

Yazının Devamı

Pandeminin psikolojik mirası: Languishing

28 Nisan 2022

Son yıllarımızı birçok açıdan olumsuz etkileyen pandemi süreci, hepimizin ruh sağlığını da çok fazla etkiledi. Ancak bu olumsuzluklardan bahsedince hepimizin aklına genelde, depresyon, anksiyete bozuklukları, takıntılar, ilişki sorunları, vb geliyor. Evet, bu problemlerin de görülme sıklığı arttı ama ben bugün birçok insanı etkileyen, ancak etkilenen insanların bile farkında olmadığı bir problemden bahsetmek istiyorum: Languishing

Languishing, yani bir çeşit hevessizlik, heyecansızlık ve hayata dair bıkkınlık demek. Depresyon desen depresyon değil, hastalık desen değil. Önceden de karşımıza çıkan bir problemdi ancak özellikle pandemi sürecinden sonra birçok insan adını koyamasa da bu problemi yaşıyor.

Mutlu hissetmiyorsun ama mutsuz da değilsin. Eskiden ilgini çeken, sana keyif veren hobilerin artık sana ilgi çekici gelmiyor. Hayata dair motivasyonunu kaybetmiş gibi hissediyorsun. Huzursuz hissediyorsun ancak bu yoğun bir kaygı seviyesinde değil. Hayattan ve insanlardan kopmuş ve onlara yabancılaşmış gibi hissediyorsun ama onlara karşı olumsuz bir duygu da hissetmiyorsun. Bu

Yazının Devamı

Toplumu etkileyen gizli tehdit: Porno bağımlılığı

21 Nisan 2022

Herkesin bildiği ancak yeterince konuşulmayan bazı şeyler vardır. Pornografik içerikleri izlemek de bu kapsama giren konulardan biri. Ergenlik döneminden yetişkinliğe, erkeklerden kadınlara kadar çok geniş bir grubun pornografik içerikler izlediğini biliyoruz. Ancak bu içeriklere maruz kalmanın hayatımızı, bedenimizi ve en önemlisi beynimizi nasıl etkilediğinin çok fazla farkında değiliz. 

Her daim internete bağlı akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte bu tarz içeriklere ulaşım çok kolaylaştı. Maalesef insanın olumsuz bir yanı, kolay olan şey ilgi çekiciyse ona bağlanma ve bağımlı olma riski de artıyor. Belki de bu tarz içerikleri izleyen kişiler, kendi kendime yaptığım kişisel bir şey bu, kimseye de zararım yok, bundan kime ne diyebilir. Ancak işin aslı böyle değil, hem kişinin kendisi olumsuz etkileniyor hem de bir ilişkisi varsa o ilişki olumsuz etkileniyor bu durumdan. 

Beynimiz milyarlarca nöronun oluşturduğu inanılmaz bir yapı. Bu nöronlar kendi aralarında inanılmaz bağlantılara sahip ve etkileşim halindeler. Bu iletişimi sağlayan şeylerden biri de bazı hormonlar. Bu

Yazının Devamı

Sığınmacı sorununda öfkemiz gözlerimizi kapatmamalı

14 Nisan 2022

Geçen hafta online bir haber sitesinde ilk bakışta sıradan görünen bir habere rastladım. Başlık şu şekildeydi: İstanbul’da bir okulda Suriyeli bir çocuğun Türk çocuklara işkence ve şiddet uyguladığı iddia edildi. Okulda bir çocuğun diğer çocuklara şiddet ve işkence uygulaması haber değeri taşıyan ve acilen çözüm getirilmesi gereken bir durum. Ancak çocukların Suriyeli ve Türk olarak tanımlanması işi bambaşka bir boyuta taşıyor ve ırkçı bir söyleme sahip. Ülkemizde sayıları milyonlara ifade edilen sığınmacılar konusunda, içinizde biriken birçok hayal kırıklığı ve öfke olduğunun farkındayım ama bana kızmadan önce sakince bir sefer düşünmenizi istiyorum.

Normalde okullarda en sık karşılaşılan problemlerden biri akran zorbalığıdır ve önemli bir problemdir. Bazı çocuklar diğer çocuklara zarar verebilir, şiddet uygulayabilir. Okul psikolojik danışmanlarının eğitim süreçlerinde bile bu durumlarda neler yapılacağı ve problemin nasıl çözüleceği detaylı olarak konuşulur. Ancak okulda yaşanan şiddeti Suriyeli ve

Yazının Devamı

Vesveselerden, obsesyonlardan nasıl kurtulursun?

7 Nisan 2022

Çoğu insanın zihninde rahatsız edici düşünceler vardır. Ama bu insanların birçoğu bu düşüncelerin verdiği rahatsızlığı yoğun bir şekilde ya da sık sık yaşamaz, dolayısıyla bu düşünceler onların hayatını önemli ölçüde etkilemez. Ancak bazı durumlarda bu düşünceler, vesvese ya da bir diğer tabirle obsesyona (saplantılı düşünce) dönüşebilir. Böyle durumlarda kişi sanki bir zihinsel felç yaşıyormuş gibi olur; aklına gelen düşünceler onu o kadar çok rahatsız eder ki kişi tüm hayatını ve enerjisini bu tür düşüncelerden kurtulmaya harcar.

Bu düşünceler kişiden kişiye değişir. En sık karşılaştığımız vesvese düşünceleri, dini, cinsel, kirlenme, ya istemediğim bir şey yaparsam, kendine ve çevreye zarar verme düşünceleridir. Kişi aslında düşündüğü şeyi yapmak istemiyordur bu durumlarda. Sadece bunları düşünüyor olmak ona tehdit gibi gelir, ya yaparsam, ya öyle olursam gibi. Dışarıdan bakan insanlar bu durumu pek anlayamaz, düşünme, kafana takma derler. Fakat bu

Yazının Devamı

İçedönüklük psikolojik bir problem mi?

31 Mart 2022

Birçok kişinin çocukken yaşadığı bir senaryodur: Evin çocuğu eve gelen misafirlerin yanına gelmek istemez, çekinir, ebeveynler de ısrar eder. Sonrasında misafirler gittikten sonra evde anne babaların çocuklarına söyledikleri: “Sen yabani misin, neden insan içine çıkmıyorsun?” Aileler başta olmak üzere tüm toplum, insanların daha sosyal ve girişken olmasını bekler. Biri içedönükse ve kalabalıklardan daha geride duruyorsa sanki düzeltilmesi gereken bir problemi varmış gibi bir yaklaşımla sıklıkla karşılaşabiliriz.

Peki, işin aslı ne? İçedönük olmak psikolojik bir problem mi? Eğer içedönüklüğü doğru anlarsak, bir psikolojik problem olmadığını fark ederiz. Ayrıca dışarıdan bakınca benzer görünen ama tamamen farklı şeyler olan sosyal fobiden farklarını da bilmek önemli.

İçedönüklük bir kişilik özelliği ve genetik yapımızla da çok ilgili. Bazı insanlar dünyaya içedönük olarak geliyor. Bazı yorumlara göre, içedönük insanların beyinlerinde dış dünyayı

Yazının Devamı

Bugüne kadar aldığım kötü yaşam tavsiyeleri

24 Mart 2022

Birçok insan diğer insanlara öneri verme konusunda çok motive. Aslında bu durum hepimizin dönem dönem yaşadığı bir şey, diğer insanların bizim aklımıza ve öğütlerimize ihtiyacı varmış gibi hissediyoruz. Diğer insanların işine yarayıp yaramayacağına bakmadan onlara kendi yaşam hikâyemizden çıkardığımız yorumları söylüyoruz. Bunların bir kısmı diğer insanların işine yararken bir kısmı da zarar verici olabiliyor.

Öğüt verme konusunda daha cimri ve dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Karşı tarafın bizden öneri istememesi durumunda verilen öneriler ve çok bireysel yorumlar hem aradaki ilişkiyi hem de karşıdaki insanı olumsuz etkileyebilir. Ayrıca durmadan etrafa öğüt saçan insanların diğer insanlar tarafından itici algılanması ihtimali söz konusudur.

Gelelim benim bugüne kadar aldığım kötü yaşam tavsiyelerine. Eğer bu tavsiyelere uymuş olsaydım sanırım şu an maddi ve manevi açıdan daha kötü bir noktada olabilirdim. Bu arada kötü yaşam tavsiyeleri veren insanlar genelde kötü niyetlerinden dolayı bunu

Yazının Devamı