Az uyuyarak daha üretken olma iddiası tehlikeli bir efsane

6 Ocak 2022

Bugüne kadar en çok tartışılan konulardan biri, bir insanın üretken, enerjik ve daha sağlıklı olmak için kaç saat uykuya ihtiyacı olduğu konusudur. Birçok popüler yayında insanların 4 saat uykuyla bile yaşayabilecekleri ve hatta daha dinç, daha verimli bir hayat yaşayabilecekleri dile getirildi bugüne kadar. Hatta normal sürelerde uyuyan insanların aptal olduğunu söyleyen kişiler bile çıktı. Ancak daha az uyumanın faydalı olduğu iddiası tamamen bir efsane. Sadece efsane olması sorun değil aynı zamanda insan bedeni ve zihni üzerinde kalıcı olumsuz etkilere sebep olabiliyor.

Yapılan çalışmalar sağlıklı genç yetişkinler ve normal uykuya sahip yetişkinler için ideal olan sürenin 7-9 saat olduğunu gösteriyor. Ergenlik ve çocukluk döneminde uyku ihtiyacı daha fazlayken, yaşlandıkça uyku ihtiyacı biraz azalıyor. Bu durum neredeyse her insan için geçerli. Ancak bazı insanlar, daha az uyumanın kendilerine iyi geldiğini söyleyebiliyor. Bu durumda çoğu insan, aslında uykusuzluğun olumsuz belirtilerine karşı alışkanlık geliştiriyor. Fakat bu

Yazının Devamı

Yeni yıl kararları neden işe yaramaz?

30 Aralık 2021

Her yeni yılla beraber, fiziksel anlamda bir değişiklik olmasa da içimizde bir coşku hali ortaya çıkıyor. Geride bıraktığımız yılın bizde yarattığı hayal kırıklıklarından kurtulmak, daha iyi ve kaliteli bir yaşam için kararlar almak ve hatalarımızı tekrarlamamak için yeni yılı bir vesile olarak görüyoruz. Şu anda hissettiklerinin neredeyse aynısını muhtemelen geçen yılın sonunda da hissetmiştin ve kararlar almıştın. Ancak bugün geldiğin noktada, pek de ilerleme kaydedemediğini fark etmek üzücü olsa gerek.

Peki, hata sende mi yoksa kullanılan teknikte mi? Kararlarımızı uygulamaya koyarken yaşadığımız sorunların altında genelde büyük kararlar ve keskin harekete geçişler oluyor. Kilo vermek için birden büyük diyetlere başlamak, senin için uygun olmayan ağırlıkta kitaplardan çok fazla okuyarak okuma alışkanlığı kazanmaya çalışmak, aniden çok yoğun bir spor programına başlamak, bambaşka bir insana dönüşmek için büyük kararlar vermek genelde uzun vadeli ve kalıcı olmuyor.

Küçük değişikliklerle başlayın

İnsanın sahip

Yazının Devamı

Yaşadığın gerçek aşk mı yoksa bağımlılık mı?

23 Aralık 2021

Aşk, hayatımızı güzelleştiren şeylerden biridir. Bir de bu aşk olgunlaşırsa ve sevgiye dönüşürse insanın var oluşunu tamamlayan bir hale gelebilir. Aşkın sonucunun genelde, ayrılık ya da ilişki sorunları olmadığı durumlarda olumlu olacağını düşünürüz. Ancak bu sonuç, yaşadığın şey sağlıklı bir aşksa ortaya çıkar. Eğer yaşadığın şey sağlıklı aşk değil bağımlılıksa, her şey yolunda göründüğü zamanlarda bile hep gergin ve tedirgin hissedersin.

Bağımlılığın mantığı her zaman aynıdır. Bir şeye bağımlı olduğun zaman o şey ya da insan olmadan hayatını sürdüremeyeceğini düşünürsün ve o şeyin yokluğunda ciddi yoksunluk krizi geçirirsin. Bir insana ya da maddeye bağımlı olmak durumu değiştirmez, hepsinde durum aynıdır. Kişi sevdiği için değil, o olmadan hayatını sürdüremeyeceğini düşündüğü için o insanı merkezde tutar.

Sağlıklı aşkta, kişi sevdiği insanı düşünür, onunla ilgili güzel hayaller kurar. Ancak bu günün tamamını kapsamaz. İşine, kendi hayallerine ve hayatındaki insanlara da odaklanır ve onları da

Yazının Devamı

Bir taşınma hikâyesi ve mekânların psikolojimize etkisi

16 Aralık 2021

Şu anda 37 yaşındayım. İstanbul’da üniversite okuduğum dört yıl ve asteğmen olarak askerliğimi yaptığım bir yıl hariç hep Ankara’da aynı mahallede, Keçiören’de, Pınarbaşı Mahallesi’nde oturdum. Aslen Ankara Balalıyız ama hep Keçiören’de oturduk; hatta doğumum da bu evde yaşarken olmuş. Mahalle kültüründe, sokaklarda büyüdük. Sonra evlendim, çocuklarımız oldu. Onlar da aynı mahallede, benim büyüğüm apartmanın birkaç bina ötesinde bu mahalle kültürünü deneyimlediler. Kızım benim okuduğum okulda öğrenim gördü bir süre. Hiç uzaklaşmak, başka bir yere taşınmak istememiştim. Mekânlar benim için hep duygusal bağ kurduğum şeylerden biri oldu.

Ancak trafiğin gitgide artması, çocukların okuluna uzak olmamız, her gün işe gitmek için uzun süre trafikte kalmak zorunda olmam sebebiyle taşınmaya karar verdik ve bu hafta taşınıyoruz. Eşyaları toplarken, eski fotoğrafların olduğu bir albüm karşıma çıktı, şöyle bir karıştırayım derken, çok eski bir fotoğraf

Yazının Devamı

Dâhi ve mucit insanların ortak özelliği: Ototelik kişilik

9 Aralık 2021

Şu anda hayatını oluşturan davranışları düşündüğün zaman, bunların kaçını sadece kendin için, kaçını mecbur olduğun için yapıyorsun? Birçok insan sadece mecbur olduğu şeyleri yaptığı için, hayattan aldığı lezzet daha az ve hem hayata hem de diğer insanlara karşı hissettiği duygu öfkeli olabiliyor. Elbette Türkiye gerçeklerinden haberdarım. Ekonomik zorluklar, iş konusunda sıkıntılar derken insanın sadece kendi istediği şeyleri yapması, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada mümkün değil.

Ama yaptığın şeylerin tamamı mecbur olduğun şeylerden oluşuyorsa bunu sadece ülkenin durumuyla açıklamamız mümkün değil. Bu biraz da senin tercihlerin ve konfor alanından çıkmamanla da ilgili. İşte burada tarihe iz bırakmış dahi insanların ortak özelliklerinden biri olan ototelik kişilik özelliklerinden bahsedeceğim. Bu insanların kimi savaş dönemlerinde yaşamış, kimi ciddi hayat zorlukları ve aile sorunlarıyla uğraşmış. Ancak buna rağmen kendi tutkularının peşinden vazgeçmemiş.

Ototelik kişilik, öz anlamındaki oto ve hedef anlamındaki

Yazının Devamı

İyiyi kolaylaştır, kötüyü zorlaştır: Değişimin basit kuralı

2 Aralık 2021

İnsanın olduğu yer ile olmak istediği yer arasında her zaman bir fark olmalı. Tamamen olduğu yerden memnun olan insan bir süre sonra konfor alanının zihinsel olarak zehirleyici etkisine maruz kalır. Ne kadar rahat olursa olsun, kendisini tatminsiz ve ruhsal açıdan tükenmiş hissedebilir, görünenin aksine.
İnsanın sahip olduğu alışkanlıklar davranışlarını, davranışlar da hayatının belirleyicisi oluyor. Ne düşündüğümüz, neyi hayal ettiğimiz bize güzel hissettirse de eninde sonunda neyi yapıp yapmadığımız kim olduğumuzu belirliyor. İnsan nasıl değişir, nasıl daha iyi bir noktaya gelir sorusunun en basit cevabı, alışkanlıklarını değiştirerek olacaktır. Peki, alışkanlıklar nasıl değişir? Birçok insan büyük çabalarla değişim yoluna çıksa da genelde yanlış yöntemler kullandığı için, bu değişim çabası hayal kırıklığıyla sonuçlanabiliyor.

İnsanın doğası bir yanından bakınca çok basit bir sistemle çalışıyor: En az enerjiyle en fazla şeyi elde etmek. Yani değiştirmek istediğin olumsuz alışkanlıklara çok kolay ulaşabiliyorsan, onları değiştirmen zorlaşıyor. Ya

Yazının Devamı

Kaygılı hissettiğin zamanlarda seni rahatlatacak sorular

25 Kasım 2021

İnsanın bugüne kadar dünya üzerinde varlığını sürdürmesini sağlayan özelliklerinden biri kaygıdır. Kaygı, gelecekte bizi bekleyen şeyler konusunda tetikte olmamızı ve önlemler almamızı sağlar. Hayat kurtaran bu özelliğimiz aynı zamanda modern insanın en büyük ruhsal sorunlarından birini oluşturur, aşırı kaygı ya da kaygı bozukluğu.

Böyle bir problem yaşıyorsan, aslında endişelenmene gerek olan durumlar olmamasına rağmen tedirgin hissedersin, anın tadını çıkaramazsın, her an kötü bir şey olacakmış ve işler hep kötüye gidecekmiş hissiyatı tepende kara bulutlar olarak peşini bırakmaz. İşte böyle zamanlarda yaşadığın kaygıyı azaltmana yardım edecek ve bakış açını genişletecek bazı sorular sormak istiyorum sana.
İlk sorum şu: Şu an seni kaygılandıran durumun bir benzerini daha önce de yaşadın mı? Daha önce yaşadığın zaman nasıl tepki verdin ve bu durum nasıl sonuçlandı? Çoğu insan aslında birbirine benzer problemler yaşar. Ancak kaygı artıp duygusal yönümüz kontrolü ele geçirince, her sorunu ilk defa yaşıyormuş gibi hissederiz. Kaygılı

Yazının Devamı

Mutluluğunu kaybettiğin yerde arama

11 Kasım 2021

Bugüne kadar binlerce insanla çalışınca insanların en çok nerede yanlış yaptığını gözlemleme şansınız oluyor. Birçok insan, kendisini en çok mutsuz eden şeyi kendisi için bir takıntı haline getiriyor ve ısrarla oradan ayrılmıyor. Bir ilişki, bir amaç, bir insan, bir iş; artık hangisini düşünürseniz düşünün, yeterince uğraştığınıza inanıyorsanız ve hâlâ sonuç alamıyorsanız bu başlıca mutsuzluk sebebi oluyor.

Şöyle bir örnek vermek isterim: Bir duvar var karşında ve sen o duvarı yumruklarınla kırmak istiyorsun. Ancak birkaç denemeden sonra elin zarar görüyor ve duvara bir şey olmuyor. Ama sen bu sonuca rağmen ısrar ediyorsun, ben duvarı kıracağım diye. Ama yöntemin ve aracın yanlış. Ya başka bir araçla duvarı yıkmaya çalışman gerekir ya da duvarı değiştirip gücünün yeteceği başka bir duvar bulman gerekir. İşte böyle anlatınca basit gibi görünen bu inat hali birçok insanın mutsuzluğunun ana kaynağı.

Dünya adil bir yer değil, olaylar oluyor ve biz onlara anlamlar yüklüyoruz. Sen ne kadar iyi

Yazının Devamı