Maçka Palas Park Hyatt’ta Fransız restoranı La Petite Maison faaliyete geçecek. İstanbul Doors Group kurucuları Toskanalı Frescobaldi ailesiyle Londra’da bir İtalyan restoranı açacak
Frescobaldi ailesi Toskana’daki bağlarında şarap üretiyor.
İstanbul Doors’un kurucularından Londra’da İtalyan restoranı
Frescobaldi
Anjelique’ten Kitchenette’lere birçok İstanbul yeme-içme ve eğlence mekanını yarattı İstanbul Doors Group. Grubun çoğunluk hissesini, Doğuş Grubu alınca kurucu ortaklar Bülent-Rıza-Levent Büyükuğur ve Berk Ekşioğlu yönetimden çekildi. Anlaşmaları nedeniyle belli bir süre Türkiye’de yeni bir girişimde bulunmayacaklardı. Bunun
için de yurt dışına açılma yoluna gidip Londra’da yeni bir şirket kurdular. İstanbul Doors’un kurucu ortaklarının Londra’da kurduğu şirketin adı: Good Food Society.
Tam 5 yıl önce Phuket’te bir oteldeyim. Çok yakışıklı bir görevli karşılıyor beni. Kırk yıl düşünsem Phuket’in ortasında rastladığım bu yakışıklının Türk olduğu aklıma gelmez!
Türkçe “Hoşgeldiniz” demesiyle gözlerim fal taşı gibi açılıyor.
Daha sonra anlatıyor, Teşvikiye’de büyüdüğünü, teyzesinin Neslihan Yargıcı olduğunu ve Tayland’a çalışmak için geldiğini. Dinliyorum, sonunda “Sen modellik yapmalısın” diyorum.
UZAKDOĞULULAR BAYILIYOR
Aradan bir süre geçiyor. Bangkok’a taşınıyor ve gerçekten de modellik yapmaya başlıyor. Bir yıl sonra Bangkok’ta buluşuyoruz. Artık önemli reklamlarda rol alıyor. Bir Korean Air ve LG reklamları izletiyor bana, ağzım açık kalıyor. Belli ki kısa sürede Uzakdoğu’da tanınmış ama Türkiye’de kimsenin haberi yok. O zaman daha 24 yaşında, önünde çok zaman var.
Onun hakkında bir yazı yazıyorum, ‘Uzakdoğuluların bayıldığı Türk’ diye başlık atıyorum.
Geçen hafta Nişantaşı’ndaki Sofa Hotel'de Çağdaş Sanat Buluşmaları’na katıldım.
Contemporary Istanbul’un Akbank Özel Bankacılık ile birlikte düzenlediği bu konferanslarda çağdaş sanatın gelişimi, sanat koleksiyonerliğine ilişkin bilgiler, uzmanlar tarafından aktarılıyor. Ayrıca bu buluşmalar Türkiye çapında çağdaş sanat koleksiyonerlerini, iş dünyasının önemli isimlerini, yatırımcıları, genç sanatseverleri, galeri sahiplerini ve yöneticilerini bir araya getiriyor.
Salon hınca hınç kalabalıktı. Artık çağdaş sanata her geçen gün daha da artan bir ilgi olmasına rağmen bu kalabalığı beklemiyordum, şaşırdım.
Konuk konuşmacılar; Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı, Contemporary Istanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, Sanatçı ve Koleksiyoner Paul McMillen ve çağdaş sanatçı Ardan Özmenoğlu’ydu.
Hasan Bülent Kahraman’ın ne kadar iyi bir konuşmacı olduğunu zaten biliyordum, çağdaş sanatın klasik ve modern sanattan hangi yollarla evrilerek ayrıldığını anlattı. Paul McMillen’ı ise ilk kez dinledim ve salondaki herkes gibi kendisine hayran kaldım.
Ardan Özmenoğlu’nun işi zordu. Bu kadar iyi konuşmacıdan sonra sözü en son Ardan Özmenoğlu aldı. Neyse ki çok renkli
Geçen cumartesi İstanbul gece hayatının altını üstüne getiren bir arkadaşımızın doğum günüydü.
“Karaköy’de Vault, The House Hotel’de toplanacağız" dedi. Gittik, sakin sakin barda bir şeyler içtik, bol bol sohbet ettik. Bünye bu kadar sükunete alışık değil tabii, özellikle de gece hayatına bu kadar hakim birinden çılgın bir parti beklerken.
Yanımda yine gece hayatını hiç aksatmayan bir arkadaşım vardı. Beni aydınlattı, “Her gece gezmeye alışık olanlar özel günlerinde farklı bir şey yapmak ister, o yüzden sakin takılmayı tercih ederler" diye.
Haklıydı da, gerçekten bir gece de olsa nefes almak iyi geliyordu. Gerçi, alışmış bünye duramıyor, sonrasında Zelda Zonk, Fenix, Abdi derken gece uzadı.
SAPANCA TATİLİ
Ertesi sabah karar verildi. İki arkadaş günlerdir, bir hafta sonu kaçamağı yapmaya çalışıyoruz. Bodrum’a gidelim dedik, hava kötü, gitmek istediğimiz yerlerin bir kısmı daha kapalı.
Çeşme’ye gidelim dedik, İzmir-Çeşme yolu, uçak bileti üstüne araba kiralama gözümüzde büyüdü.
Son zamanlarda konuşmaktan en çok zevk aldığımız şey, yaz programları. Bej ve Pop’un 19 Mayıs itibarıyla Bodrum çıkartmaları ile başlıyor, Anjelique ve Mikonos’un popüler mekanı Nammos işbirliğiyle devam ediyoruz.
İlk haber Lal Dedeoğlu’ndan geldi. Lal Dedeoğlu, efsane Buz’dan sonra Bej’i İstinye Park ve sonrasında Karaköy’de açtı. Karaköy’ün bugün yeme-içme mekanlarıyla öne çıkmasında önemli bir rolü var. Bu kış ise Bej’i Etiler Hillside’ın içine de taşıdı. Şimdi ise sırada Bodrum var.
BİLET FİYATLARI UÇMUŞ!
Daha önce Moon Beach’in yer aldığı Yalıkavak Highlight otelin plajı, restoranı ve barı bu yaz Lal Dedeoğlu ve ekibine emanet. 19 Mayıs’ta açılış yapılacak. 19 Mayıs’ı birçok İstanbullu Bodrum’da geçirecek. İstanbul-Bodrum uçak fiyatları şimdiden uçmuş durumda.
19 Mayıs’ta Bodrum’da bir İstanbul mekanının daha açılışı var. Bu kışa damgasını vuran ve Nupera’yı küllerinden doğuran Pop da yazı Bodrum’da geçirecek. Tolga Sezgin ve Lastik Pabuç ile tanıdığımız Can Soylu’nun gece kulübü Pop, Türkbükü’nde Maki otelin barında, geçen yıl 29’un olduğu yerde olacak.
Restoran kısmı ise Flamingo olacak. Mutfakta Flamingo’da da olduğu gibi, Lavanda Otel’deki
Kışlıklar kapanmadan, henüz yazlıklara inmeden şehirde her gün yeni bir mekan açılıyor. Her yeni açılan mekan, başka gidecek hiçbir yer yokmuş coşkusuyla karşılanıyor. İşte son zamanların yükselen yeni mekanları...
En nostaljik: 45’lik
Galatasaray’da eski 45’likler çalmasıyla ve daha çok da “Issız Adam” filmiyle sevdik. Şimdi 19’uncu yılını “19 Yılın En İyi 45’liği” adlı bir albümle kutluyor. 10 gün önce bir de Bebek şubesi açıldı. Bebek şubesinin nasıl bir kalabalığı olacağı merak konusu. Tabii Lucca’dan çıkıp gidenler olacağı kesin.
En şaşırtıcı: Nopa
Nişantaşı Atiye Sokak’ta böyle bir yer beklemiyorsunuz. Dikey bahçenin canlı bitkilerden oluştuğunu ilk bakışta idrak edemiyorsunuz. Hemen dokunmak istiyorsunuz yapraklara. The House Cafe’cilerin açtığı restoran dekoru, yemekleri ve barıyla buluşma noktası oldu.
En popüler: Fenix
Metin Fadıllıoğlu’nun 29’u ile Aliye Turagay-Joost Rooijmans’ın Bird ruhu birleşti. Belli bir kitle için neredeyse her akşam gidilen bir yer haline geldi. Hatta öğlenleri iş yemekleri de kalabalık oluyor. Gençler hafta içi ağır toplardan ve yemekten sonra gecelerin uzamamasından şikayetçi. Neyse ki o aşamada imdada karşı komşu Şamdan hemen
Biliyorum şu an yerimde olmak isteyen çok yelkenci var. Yelkenle az çok ilgili biri, Volvo Ocean Race’in ne kadar önemli olduğunu bilir.
Otomobil meraklıları için Formula 1 neyse, yelkenciler için de Volvo Ocean Race o!
Dile kolay, geçen yarışı tam 1.5 milyar kişi takip etmiş. Her bir takım 20 milyon euro’luk bir yatırım yapmış sırf bu yarış için. Sıfırdan uluslararası bir marka yaratırken, tanıtım için bu rakam makul kalıyor.
4 EKİM’DE BAŞLIYOR
Evet, henüz yarış başlamadı.
4 Ekim’de Alicante’de başlayacak. Öncesinde Southampton’da Volvo Ocean Race CEO’su Knut Frostad ile bir araya geliyor, yarış detaylarını dinliyoruz.
Nişantaşı City’s’in sinema katı hiç olmadığı kadar kalabalık. Nedeni basit, İstanbul Film Festivali’nin sayılı yerlerinden biri Citylife sinemaları.
Bir yanda festivali AVM’lerde takip etmekten hoşlanmayanlar, bir yanda konforundan ödün vermek istemeyenler, bir yanda da festivali takip eden ama filmlere yeterince hakim olmayanlar.
Daha yürüyen merdivenlerde konuşmalara şahit oluyoruz, “Büyük Budapeşte Oteli’ni izlemek çok istiyorum ama bilet bulamadım” diyenlere.
Hepsini durdurup tek tek “Film çoktan vizyona girdi, sabah 11.00’den gece 21.00’e her seansta oynuyor” demek istiyorum ama neyse ki kendimi tutuyorum. Ne de olsa, festival filmi izlemek isteyenlerin vizyon filmiyle imtihanı farklı!
Evet, festivalin en heyecanla beklenen filmlerinden ‘Büyük Budapeşte Oteli’ geçen cuma itibarıyla vizyona girdi.
Wes Anderson’ın 8’inci filmi.
Son zamanlarda izlediğim en etkileyici filmlerden. Animasyon değil ama çizgi roman tadında.