UMA’NIN FENDi ROBERT’I YENDi

21 Mart 2012

Hak ettiği kadar ilgi görmedi ‘Bel Ami’. Robert Pattinson vampir Edward’ın gölgesinden kurtulamadığı için mi, yoksa filmdeki konular istemesek de hâlâ geçerli olduğu için mi?

Hem kadınların, hem de erkeklerin birlikte keyifle izleyebileceği film sayısı giderek azalıyor. Erkekler aksiyon filmleriyle, kadınlar romantik komedilerle kafa dağıtıyor. ‘Bel Ami’, son zamanlarda izlediğim en herkese hitap edebilecek film.
‘Pan Am’ dizisinin setinde ilk Christina Ricci’den dinlemiştim ‘Bel Ami’yi. Ricci, dönem filmlerinin,dizilerinin her zaman çok ilgi çektiğini anlatmıştı.”Hepimiz zaman zaman ben bu devrin insanı değilim, keşke şu zamanda yaşasaydım demiyor muyuz?” demişti. Nedense o zaman ben ‘Alacakaranlık’ın heyecanıyla Robert Pattinson hakkında sorular sormuştum, Ricci de rol arkadaşını öve öve bitirememişti. Oysa filmin yıldızı vampir Edward olarak tanıdığımız Robert Pattinson değilmiş.
Filmi en başından Uma Thurman alıp götürüyor. Daha önce onu hiç görmediğimiz kadar güzel ve seksi. Christina Ricci ve Kristin Scott Thomas da çok başarılı. Filmdeki kadınlar da kostümler de müthiş. Bu 3 güçlü kadın oyuncunun yanında Robert Pattinson zayıf kalıyor. Bazı film

Yazının Devamı

‘HERKES KOLEKSiYONER OLABiLiR’

19 Mart 2012

Cumartesi günü American Express ve SPOT’un düzenlediği ‘Güncel sanatta risk’ seminerine katıldım. Bakın, İngiliz sanat yazarı Louisa Buck’tan neler öğrendim?

Bir postane memuruyla bir kütüphane görevlisi dünyada hatırı sayılır bir sanat koleksiyonuna sahip olabilir mi? Maaşları dışında geliri olmayan bir çiftten söz ediyorum. Daha ilk günden kararlarını veriyorlar, kadının maaşıyla geçiniyor, erkeğin maaşıyla sanat eseri toplamaya başlıyorlar. Hem de New York gibi pahalı bir şehirde. Manhattan’da tek odalı bir evde oturuyorlar. Bir yandan resim dersleri alıyorlar, bir yandan ressamlar nerede takılıyorsa oralara gidip onlarla arkadaş oluyorlar. Pablo Picasso’dan John Chamberlain’e birçok önemli sanatçının eserini zaman içinde topluyorlar. 4782 parçalık bir koleksiyonları oluyor. Tabii evlerinde yer kalmıyor. Yatağın altında eserler biriktirdikleri için yatak giderek yükseliyor. Sonunda eserlerin zarar görmesine daha fazla dayanamıyor ve koleksiyonlarının 2500 parçasını Washington’daki National Gallery of Art’a bağışlıyorlar.
Herbert ve Dorothy Vogels çiftinden söz ediyorum. Onlar hakkında yapılmış müthiş bir belgesel de var. “Koleksiyonerlik sanılanın aksine sadece

Yazının Devamı

DUBAİ’DE YAPILACAK 10 ŞEY

18 Mart 2012

Dubai izlenimlerine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Şehirde mutlaka yapılması gerekenlerden Şeyh El Maktum’un ev sahipliğindeki Dubai Boat Show ödül törenine uzanıyoruz

1-4 saatlik uçuştan sonra kendinizi Maldivler’de gibi hissetmek için Jumeirah Beach’e plaja gidilecek. Buradaki sonsuz servis, mutlaka görülmeli. Güneş gözlüğünüzü temizliyor, yüzünüze Evian su spreyi bile püskürtüyorlar, kendinizi kral gibi hissediyorsunuz.
2-Alışveriş için İstinye Park gibi bir AVM isteyenler BurJuman’a gidecek ama AVM’nin içinde bir de kayak merkezi olsun derseniz Mall of Emirates tercih edilecek. En büyük AVM’yi gezmeye haliniz varsa doğru Dubai Mall’a... Tamam, Dubai’de vergi yok ama burası İstanbul’dan çok daha ucuz sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
3-Çölde safari yapılacak, tabii araba tutmuyorsa ve mideniz elveriyorsa. “Yok, ben almayayım” derseniz, çöldeki otellerden birine gidip nargile sefası da yapılabilir. Örneğin şehirden arabayla 45 dakika uzaklıktaki Bab Al Shams otelde günbatımını izleyebilirsiniz.
4-‘İhtişamın suyu nasıl çıkarılır?’ görmek isterseniz Burj Al Arab gezilecek. Dünyanın en pahalı kokteyli de burada. 55 yıllık Macallan viskisinden yapılıyor ve

Yazının Devamı

DUBAi BOAT SHOW’DAN BiLDiRiYORUM

17 Mart 2012

Cem Yılmaz-Ahu Yağtu çifti balayı için Dubai’ye gitti. Palm’daki Rixos’un açılışı için Dubai’ye bir grup Türk çıkarma yaptı. Şimdi ben de Dubai Boat Show için Dubai’deyim.

Dubai Boat Show’un 20’nci yılı kutlanıyor. Açılışı Başkan Yardımcısı ve Başbakan Şeyh Muhammed bin Raşit El Maktum yapmış. Önce fuardan, sonra da Şeyh Maktum’un katıldığı ödül töreninden bildirelim.
Şanslıyım, Dubai Boat Show’u fuarın ana sponsoru Officine Panerai’ın yetkilileri ve en iyi denizcilik dergilerimizden Naviga ailesiyle geziyorum. Başlangıç noktası girişteki Officine Panerai özel salonu. Burada hem ‘Panerai Classic Yacht Challange’ adlı yarıştan fotoğraflar, hem de saatler sergileniyor.
Son 3 yıldır Dubai Boat Show’a Officine Panerai saatleri sponsor oluyor. Panerai denizcilikle yakından ilgileniyor. Çünkü İtalyan donanmasına su geçirmez saatler tasarlayarak başlamışlar. Dalışlarda su geçirmemesi ve rahat görülebilmesi için saatler özellikle büyük ve yüksek tasarlanmış. Panerai’ın denizcilikle ilgili konularda cömert sponsorlukları var. Yetkilileri İstanbul Boat Show’la ilgili sorular soruyor. Yakında İstanbul Boat Show’a da sponsor olurlarsa şaşırmam.

Arabalar teknelerden etkileyici

Yazının Devamı

SONUNDA TÜRK TASARIMCILARIN DEĞERi ANLAŞILACAK MI?

14 Mart 2012


İKSV, İstanbul Tasarım Bienali’ni tanıttı. Günün sorusu: “Türkiye’de bu kadar tasarımcı var mı?” Cevaplar nedense hep olumsuz. Peki ama neden? Türk tasarımcılar hem Türkiye’de hem yurt dışında çok önemli projelere imza atarken biz onları neden yeterince tanımıyoruz?


Önceki gece İKSV İstanbul Tasarım Bienali’nin basın toplantısındaydım. Salon hıncahınç doluydu. ‘Herkes basın değil herhalde’ dedik, “Tasarımcılar da var” diye cevap aldık. Derken sektörünün duayenlerinden bir isim “Nerede bizde bu kadar tasarımcı?” dedi.
Oysa o salondakinden çok daha fazla Türk tasarımcı var. Çoğunun adını bile bilmiyoruz, bazılarının ismine aşinayız, ama ne yaparlar ne ederler hiç konuşulmuyor. Bunun iki nedeni var aslında, birincisi bizde tasarımın değeri daha yeni yeni anlaşılıyor. Ne yazık ki bu süreçte de birçok firma işlerini Türk tasarımcılar başarıyla yapsa bile, projeye bir İtalyan, bir Fransız tasarımcı ismi ekleyip yabancı imzayla daha cazip olacağını düşünüyor. Bir de Türk tasarımcıları ciddiye almayan firma sahipleri gibi müşteriler var. Yabancı olsun da, ne olursa olsun diye düşünüyorlar. Yurt dışında esamesi okunmayan biri Türkiye’de star ilan edilebiliyor. Her sektörde

Yazının Devamı

DAVETLiLER PAPARAZZi OLMUŞ

12 Mart 2012

Yurt dışında ünlülerin düğünlerine paparazzilerin davetli ya da görevli gibi sızdığı olur. Cem Yılmaz ve Ahu Yağtu’nun düğünündeyse davetliler içeriden bildirdi, Twitter’da fotoğrafları paylaştı. Eskiden sadece gazeteciler haber vermeden duramazdı, ya şimdi?

Cem Yılmaz ve Ahu Yağtu’nun düğün fotoğraflarını görünce üzüldüm. Hayır, kadınsal bir kıskançlık değil bu. Benim üzüldüğüm hepimizin geldiği durum. Anlatayım.
İçeriye fotoğrafçı alınmayan bir düğüne neredeyse hepimiz gitmiş kadar olduk. Evet, gelinle damadın belli ki böyle bir amacı yoktu. Basına kapalı bir düğün yaparak, kapıya çıkıp basına poz vermeyerek bu anın özel kalmasını istediklerini açıkça belli ettiler.
Sadece en yakınlarını çağırmayı tercih ettiler. Yine de özel kalması için bu kadar özenilen bir düğünün çarşaf çarşaf fotoğrafları çıktı.
En yakınlarınızdan oluşan bir topluluğun telefonlarıyla fotoğraf çekerken bunları hemen akabinde kamuyla paylaşacakları insanın aklına hiç gelir mi? Zannedersiniz, sizin için seviniyorlar, sizin bu özel anınızı daima hatırlamak istiyorlar.

Star değil, yarı ünlü kategorisi
Oysa bazen en yakınınıza girmeyi başarmış bazı insanlar o sırada sadece orada bulunmak zorunda

Yazının Devamı

‘Daha yeni başlıyoruz’

11 Mart 2012

Biz ‘Taksim Meydanı’na ne olacak?’ diye konuşurken, bir yandan da önemli mimarlarımız yurtdışında büyük ödüller alıyor. İşte bu mimarlardan biri olan Gökhan Avcıoğlu’yla bir araya gelme şansım oldu

Gökhan Avcıoğlu Türkiye’de de yurtdışında da önemli projelere imza atıyor. Bodrum Cennet Koyu’nda Mandarin Oriental’in işleteceği Astaş Holding’in sahibi olduğu otel ve evlerden yurtdışındaki bazı Türk konsolosluklarına kadar birçok projesi var.
Avcıoğlu, bu hafta Cannes’dan büyük bir ödülle döndü. MIPIM adlı gayrimenkul fuarında Fatih Gedikpaşa için hazırladığı kentsel yenileme projesiyle (GDKP) geleceğin projesi ödülü olan ‘Architectural Review Future Project Awards’u aldı.
Birkaç hafta önce ise New York’ta Amerikan Mimarlık Örgütü’nün merkezinde işleri sergilenmeye başladı. Serginin konusu: ‘2000’den bugüne Ortadoğu’da mimari ve mühendislikteki değişim.’ Gökhan Avcıoğlu’nun burada sergilenen işleri: Beşiktaş Balıkpazarı, Fatih Gedikpaşa GDKP kentsel tasarım projesi, Borusan Müzik Evi ve One Ortaköy projesi. Yolu New York’a düşenler, sergiyi 23 Haziran’a kadar görebilir.


Gökhan Avcıoğlu

Yazının Devamı

ALIŞVERiŞ ÇILGINLIĞINDA SON NOKTA

10 Mart 2012

Konu alışveriş olunca, kadınların içine birer canavar kaçıyor. Her defasında “Bu kadar da olmaz!” diyoruz ama bir sonraki sefer yine ağzımız açık kalıyor. Bkz. H&M-Marni macerası

7 Mart, saat 18.00 civarı. İstinye Park’ta topuk sesleri yükseliyor. Herkes birbirine, “Kapılar kaçta açılacakmış?” diye soruyor. “Ben aksesuarlardan alacağım, sen neleri gözüne kestirdin?” konuşmaları gırla. Belli ki herkes çalışıp da gelmiş.
Marni’nin H&M’e hazırladığı koleksiyon, Vogue davetlileri için önceden satışa çıkıyor. Davetliler arasında Marni’nin kendisini alabilecek güçte isimler de var, giyim tarzının Marni’yle uzaktan yakından ilgisi olmayanlar da... Ama bizi tavlamak kolay, ‘Limited collection’ diyeceksin. Sınırlı sayıda deyince, önünde bir de uzun kuyruk görünce tut tutabilirsen kendini ya da başkalarını.

Saat 19.30’da kapı açılıyor
İstanbul’un seçilmiş bin davetlisi mağazaya adım atıyor. Tam 10 dakika sonra her yer talan edilmiş, raflar boşalmış, kadın bölümünde tek bir ürün bile kalmamış. H&M’in bu organizasyon için giydirdiği isimlerden Tuba Ünsal, ertesi sabah boşuna tweetlemiyor, “Dün H&M Marni gecesi bana hayat dersi oldu. Materyalistliğimizde son nokta. Bir ara

Yazının Devamı