Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Amaç gerçekten kadına şiddete ve kadın cinayetlerine karşı farkındalık yaratmak ve bunların önüne geçmeye çalışmaksa, Instagram’da siyah beyaz, havalı fotoğraf paylaşmaktan daha fazlası gerekiyor.

Farkındalık böyle mi yaratılmalıydı



Sosyal medyada bir ‘challenge’a davet edildiğim zaman daha konuyu bilmeden ilk tepkim, bir dönemin zincir e-maillerine ya da WhatsApp’dan gelen ‘Bunu 5 kişiye yollamazsan dileğin gerçek olmaz’ mesajlarıyla aynı oluyor. Bir yandan görev bilinciyle üstüme ağırlık çöküyor, bir yandan da daveti gönderen kişiye ayıp olmasın diye dert ediniyorum ama yine de sırf herkes yapıyor diye ben de yapmalıyım diyemiyorum. #Challengeaccepted etiketini gördüğüm zaman gerisini okumuyorum bile, özellikle de herkes en güzel, en havalı, en gösterişli fotoğrafını paylaşınca!

Haberin Devamı

Malum, bu hafta Instagram akışımız siyah beyaz kadın fotoğraflarıyla doldu taştı. 27 yaşındaki Pınar Gültekin’in vahşi bir cinayete kurban gitmesinden sonra kadın cinayetlerine karşı farkındalık yaratmak, kadınların birbirine destek olduğunu göstermek ve tabii #İstanbulsözleşmesiyaşatır’ın altını çizmek için paylaşanlar oldu siyah beyaz fotoğrafını, ama bir süre sonra baktık ki kayboldu gitti ne amaçla başladığı…

Bilmeden paylaşmışlar

Derken bir baktık, Demi Moore’dan Charlize Theron’a, Salma Hayek’e kadar Hollywood yıldızlarından Madonna, Kate Moss gibi ünlülerin İngiliz kuaförü Nicola Clark’a, hatta İngiliz Vogue’un yayıncısı Vanessa Kingori’ye kadar bu ‘challenge’a katılmayan kalmadı. Hatta Nicola Clark, kendi fotoğrafı yerine Pınar Gültekin’in siyah beyaz fotoğrafını paylaşıp altına bu challenge’ın başlamasını anlatan uzun bir mesaj ekleyince, İngiliz basınının önemli kadın isimleri bile, “Biz de fotoğrafımızı paylaşmıştık ama ne için olduğunun hiç farkında değildik, sayende öğrendik” diye Nicola’ya bin teşekkür ettiler. Peki, ama Pınar Gültekin cinayetinin anlatıldığı bu metinde ne yazıyordu: “Kadın cinayetinin ve kadına şiddetin en çok olduğu yerlerden biri Türkiye, Türkiye’deki kadınlar desteğinizi bekliyor.”

Farkındalık böyle mi yaratılmalıydı



Ele güne karşı

Haberin Devamı

Şimdi sorarım size, siz turist olsanız en çok kadın cinayetinin olduğu bir ülkeye tatile gitmek ister misiniz? Elbette, Türkiye’de kadın cinayetleri ve kadına şiddet konusunda sesimizi çıkaracağız, elbette İstanbul Sözleşmesi’ni destekleyeceğiz. Ama bu demek değil ki, bunu Instagram’da bu kadar basite indirgeyecek, ele güne Türkiye’deki kadın cinayetlerini anlatacak, sonra da dünyaca ünlü isimler Türkiye’deki kadın cinayetlerini Instagram’da paylaştı diye sevineceğiz. Unutmamak lazım, Türkiye’nin paylaşılacak daha çok güzel şeyleri var! Elbette sorunlarımız da acılarımız da var, ama kimin yok ki? Amaç gerçekten farkındalık ve fark yaratmaksa, Instagram’da havalı fotoğraf paylaşmaktan daha fazlasını yapabilmeliyiz.

Yoksa Brezilya’da mı başladı?

Kadınları desteklemek için farkındalık yaratalım derken bile durum, “Türkiye’de mi yoksa Brezilya’da mı başladı?” sorusuna geldi. Bir anda 1 milyon takipçili Brezilyalı gazeteci Ana Paula Padrao’nun kadınları güçlendirme amacıyla bu ‘challenge’ı başlattığı ve bu sosyal medya hareketinin ABD’ye Brezilya’dan geldiği duyumu yayıldı. Daha sonra New York Times’a bile konu oldu; hem bu ‘challenge’ hem de “Türkiye’de mi Brezilya’da mı başladı?” tartışması.

Sonuç; evet bu ‘challenge’ dünya gündemine oturdu, ama asıl amacına henüz ulaşamadı.