Geçen ay 20. yılını kutlayan Wallpaper dergisinin çok sevilen yayın yönetmeni Tony Chambers ile Marka Konferansı için İstanbul’a gelmeden hemen önce Londra’da buluşuyorum. Efsane dergi yayın yönetmenleri arasında sevilen azdır. Genelde alanında çok etkili isimler egoları yüksek olduğu için sevilmez. Bkz. Amerikan Vogue’un yayın yönetmeni Anna Wintour. Chambers istisnalardan. En önemli özelliği ise dijital devrime en hızlı adapte olabilen yayın yönetmeni olması. Wallpaper bugün bir dergiden öte, büyük bir marka ve iş haline gelmiş durumda. E-ticaret sitelerinden düzenledikleri etkinliklere kadar yayıncılık dışında da birçok alanda aktifler.
İşte Chambers’ın anlattıklarından satırbaşları...
“Yeni jenerasyon kalite için para ödeyecek”
Dergicilik de yayıncılık da düşünüldüğünden daha uzun süreli olacak. Print öldü deniliyordu beş yıl önce ama hâlâ yaşıyor ve yaşayacak. Önemli olan hem basılı yayını hem dijitali farklı içeriklerle zenginleştirmek.
İçeriğin internette ücretsiz verilmesi iyi değil ama gazeteler bu trendi başlattı ve ne yazık ki hepimiz uymak zorunda kaldık. Ama artık yeni jenerasyon kalite için para ödeyecek. Bu kadar çöp bilgi içinde, okurlar da kendileri için bir başkasının daha bilinçli seçim yapması için para ödemeye hevesli. Bir şey için para ödediğiniz zaman kendinizi daha iyi hissediyorsunuz. Hermes gibi lüks markalar hâlâ kriz zamanlarında bile çok iyi iş yapıyor çünkü kalite için masraftan kaçınılmıyor. Zaten herkes emeğinin karşılığını almalı.
Artık dergiler dergicilikten çok daha fazlasını yapıyor, etkinlikler, marka çok önemli. 15 yıl önce sadece dergi yapıyorduk, çok kolaydı ama şimdi öyle olsa hayatımız çok sıkıcı olurdu. Hâlâ markamızın temeli dergi ama etkinlikler, markalarla işbirlikleri ve e-ticaret önemli kazanç kaynaklarımız.
Asya’da bir tasarım konferansı yapmayı hedefliyoruz, o da bizim için önemli bir kazanç sağlayacak.
Biz artık Wallpaper olarak çok lüks bir dönemdeyiz, basılı dergimiz son iki yılda çok büyüdü, başka kazançlar yaratmaya mecbur değiliz ama hem istiyoruz hem çok teklif geliyor hem de kendimizi ifade etmek için başka kanallardan yararlanmayı seviyoruz.
Orijinal ürün iyi olmasaydı, güvenilir bir marka olmasaydı, kimse bunu istemezdi. Dergi 20 yıldır var. Okurla dostluk ve güven var aramızda. Saygınlık en değerli şey. Kendinizden ödün vermeden yıllarca emek vermenin sonucu.
20 yılda tek değişmeyen, okuyucunun her zaman değişime aç olması. Hem en iyiye, en yeniye meraklı hem çok seyahat eden bir okur kitlemiz var. Çok talepkar olmaları daha iyi olmamızı sağlıyor.
“Teknoloji yaratıcılığı kötü etkileyebiliyor”
Wallpaper ilk çıktığındazamanının ötesindeydi. Şimdi herkes aynı şekilde meraklı, daha çok seyahat ediliyor, tasarım herkesin hayatında ortak bir dil oldu.
Tasarımcılar da şefler de artık yıldızlaştı. Eskiden kimin aklına gelirdi şeflerin star olacağı? Egoları çok şişse de olumlu bir gelişim.
Dergide altın kuralımız ünlülere yer vermemek. Sadece kendi ünlülerimize tasarım ödülleri sırasında yer verdik. Kanye West ve Pharrell Williams tasarım ödüllerinde jürimizdeydi.
Jeff Koons, Rei Kawakubo, Zaha Hadid gibi yaratıcı isimler konuk editörlerimiz oldu.
Benim süper kahramanım bu yıl kaybetttiğimiz David Bowie’ydi. Benim jenerasyonumu çok etkiledi. Sanat okumaya karar vermemi ona borçluyum. Ölümünden sonra sanat koleksiyonunun satışında ne kadar derin bir zevki olduğunu bir kez daha gördük.
Teknoloji yaratıcılığı kötü etkileyebiliyor. Başta içeriğin önemli olduğunu unutabiliyoruz yeni teknolojiyle. İnsanız, yeni çıkan teknolojiden tahrik olmamak mümkün değil. Sonra kontrolü ele geçirince iki ileri, bir geri gidiyoruz. O zaman da yine uzman görüşün önemi ortaya çıkıyor. Mümkün değil her şeyi özümsemek, o yüzden şehir rehberleri yapıyoruz hap bilgi verebilmek için. İstanbul şehir rehberimiz yenilenerek çıkıyor bu yıl.
Türkiye’de nüfus çok genç, enerjik, onları durduramazsınız. Artık sosyal medya var, Türkiye gibi medeni ülkelerde gençleri durdurmak mümkün değil. İstanbul, Türkiye Avrupa’nın bir parçası, Avrupa Birliği’nde olmalı. Türkiye’yi izliyoruz, destekliyoruz, kötü bir şey olmasına kimse göz yummaz.
“Modern zaman diktatörleri için üzgünüm”
Belki safım ama iyimserim. Kötülükleri görmek, belki daha çok insanın artık daha iyi ve daha toleranslı olmak istemesini sağlayacak. Bazen uyanmak için gerekiyor böyle silkinmeler. Hitler gibi bir şeyi bizim jenerasyonumuz yaşamadı. Yahudileri suçlamakla Meksikalıları suçlamak aynı şey. Artık her şey daha transparan, daha kolay durdurmak. 30’lar, 40’lardaki gibi değil. Bugünlerde diktatör olmak daha zor. Modern zaman diktatörleri için üzgünüm.
Her şey birbirine bağlı aslında. Wallpaper’ı, tasarımı konuşacaktık ama konu politikaya geldi. Sanat ve eğlence, bu gerçeklerden kaçabilmek için gerekli. Kepenkleri kapatıp her şeye uzak kalın demiyorum ama arada nefes almak için kaçış şart. Hitler, Stalin, İŞİD güzel şeyleri yok ediyor. Yaratıcılık ve deneysellik özgürlüğün ve liberalliğin sembolü diye, onları tehdit olarak görüyor ve yok etmek istiyorlar. Bizim işimiz de kendini daha iyi hissetmek ve hayal kurmak için insanlara güzel şeyler yapabildiklerini göstermek. Seyahat, yemek, tasarım her konuda.