Cumartesi günü bu köşede Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya hitaben bir çağrı yapmış, “Kurtarın bu çocukları” demiştim.
“Kurtarın” dediklerim, tecavüz ve taciz mağduru çocuklardı.
Hüseyin Üzmez vakasından sonra Adli Tıp’tan “Mağdure zarar görmemiştir” raporu çıkacağını görerek istifa eden Doç. Dr. Ayten Erdoğan, bu olayda kendisine cehennem hayatı yaşatan baskılardan söz etmişti.
Mağdur çocukların çilesi tecavüzle bitmiyordu.
Yasa gereği bir kez heyet karşısında muayeneden geçmeleri gerekirken bazen 10 kez üst üste incelemeye alınıyorlar, yaşadıkları kötü tecrübeyi yeniden yaşamaya zorlanıyorlardı.
Üstelik tecavüzcüleriyle aynı araçla mahkemeye götürülüyorlar, büyük travma yaşıyorlardı.
* * *
Yazının çıktığı gün Devlet Bakanı Çubukçu aradı.
Duyarlılığımız için teşekkür etti. Avukatlık yıllarında bu zorluklarla kendisinin de mücadele ettiğini söyledi.
İstifa etmenin sorunu çözmediğini, Doç. Erdoğan’ın istifa etmek yerine direnmesi gerektiğini belirtti.
“Baskı görmüş” dediğimde ise “Zaten mücadeleyi orada yapması lazımdı. O kadar kısa sürede pes etmemeliydi. Benden destek istese müdahale ederdim” dedi.
Bakan Çubukçu, Doç. Erdoğan’ın bazı söylediklerine hak veriyor, bazılarına temkinli yaklaşıyor.
* * *
Bakana göre sorunun önemli bir boyutu, Türkiye’de yeterince çocuk psikiyatrı olmaması... Bu alandaki hekim azlığı, Adli Tıp’ta yığılmaya ve davaların gecikmesine neden oluyor.
“Hekim sayısının artırılmasına karşı meslek örgütlerinin direnci var” diyor Bakan...
Ya çocukların defalarca muayeneden geçirilip tecavüzü anlatmaya zorlanması?..
Eleştirilere hak veriyor; yasal olarak da ancak 1 kez muayene edilmesi gerektiğini de kabul ediyor. Ancak sorunun bir başka boyutuna dikkat çekiyor:
“Düşünün, tecavüze uğramış bir çocuğun avukatısınız. Çocuk muayene ediliyor, ‘Tecavüzden ruhsal açıdan zarar görmemiştir’ diye rapor çıkıyor. İtiraz ediyorsunuz. İtirazınızın değerlendirilmesi için yeniden muayene edilmesi gerekiyor. Bazen o muayenede yeni bir ipucu veriyor; ‘Başka türlü bir tecavüz de oldu’ diyor. Mecburen bu kez de anal kontrol gerekiyor.”
Tecavüzcüyle kurbanının aynı araçla taşınması konusunda ise bunun çok istisnai bir durum olabileceğini söylüyor Çubukçu...
“Türkiye’de özellikle tecavüzcüler yakalandıktan sonra çok saldırıya uğradığı için genelde özel araçlarla nakledilir. Kurbanıyla aynı araca bindirilmesi milyonda bir ihtimaldir” diyor.
* * *
Telefonu kapatırken Çubukçu, “Merak etmeyin. Elimden geleni yapacağım. Konuyu asıl muhatabı olan Adalet Bakanımızla da görüşeceğim” dedi.
Bakarsınız Çubukçu’yu son kabine revizyonunda “asıl muhatap” koltuğunda da görebiliriz.
Bu arada Üzmez raporunu veren Adli Tıp Kurumu’nun 6. İhtisas Kurulu üyesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı profesörlerinden Hamdi Özkara’dan da ayrıntılı bir açıklama aldım. Onu da ilk fırsatta yayımlayacağım.
Konunun takipçisi olacağız.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025