Onur Baştürk’ün yazısından öğrendik ki, Paris’in eşcinsel Belediye Başkanı Bertrand Belanoe salı gecesi Tarlabaşı’nın gay barı “Tek Yön”deymiş. Kimseyi takmadan, çakırkeyif eğlenmiş.
Avrupa’nın “gay olduğunu açıklayan ilk belediye başkanı” olarak nam yapan Belanoe, İstanbul’a Medeniyetler İttifakı forumu için gelmişti. Barda sabahladığı gün, Kadir Topbaş’ı Belediye Sarayı’nda ziyaret etti.
İki başkan, Dünya Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı’nın eşbaşkanlığını yürütüyorlar.
Bir haber de ben vereyim:
Haziran ayında da İstanbul’un kardeş şehri Berlin’in Belediye Başkanı Klaus Wowereit İstanbul’a geliyor.
O da eşcinsel...
O da Parisli meslektaşından iki ay sonra Berlin’de belediye başkanlığı koltuğuna oturmuştu. Ve bu ikilinin seçilmeleri “Avrupa kentleri birer birer pembeleşiyor” diye manşet olmuştu.
Hatırlayacaksınız o günlerde, Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubu eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit‘in “Günün birinde Paris, Berlin gibi İstanbul Belediye Başkanı’nın da eşcinsel olma ihtimaline kendinizi hazırlayın” sözü Türkiye’de büyük panik yaratmıştı.
Türk heteroseksüelliği, “Avrupa Birliği erkekliğimizi elimizden alacak” diye dehşet içinde ayağa kalkmıştı.
Paris Belediye Başkanı geldi; Berlin sırada...
Ne dersiniz; “tehlike” kapıya dayandı mı acaba?
* * *
Geçen hafta sonu Berlin’deydim.
Sabah erken bir saatte trompet sesleri ve çığlıklarla uyandım. Meğer şehirde atletizm yarışları varmış; seyirciler atletleri desteklemek için bağırıyormuş.
“Sen bir de ‘gay parade’i (‘eşcinsellerin geçidi’) görecektin” dediler. Şehirde tam bir cümbüş havası oluyormuş.
“Avrupa’nın gay başkenti” sayılan Berlin’deki son şenliğe 600 bin eşcinsel katılmış.
Gösterinin açılışını tabii ki Klaus Wowereit yapmış.
55 yaşındaki Wowereit, 2001’de Hıristiyan Demokrat başkan bir mali skandalla devrilince kendini Berlin’in sosyal demokrat belediye başkanı koltuğunda buluvermişti.
Hakkında konuşulabilecekleri öngörüp herkesten hızlı davranmış ve işbaşı yaparken, tarihe geçecek iki cümle söylemişti:
“Ben bir gay’im... Ve bu iyi bir şey...”
* * *
Şimdilerde bizde “kimlik siyaseti” lafı moda ya, Wowereit o dönemde bu konuya değinmişti:
“Eşcinsel bir politikacıyım, ama eşcinsel politikalar yürütmeyeceğim” demişti.
“Berlin Türk filmleri haftası”nda beni ağırlayan Selçuk Sazak’a sordum:
“Çok başarılı bir başkanlık yapıyor” dedi:
“Berlin’i tam bir turizm kenti haline getirdi. Berlinliler, özellikle de esnaf çok memnun. Seçildiği gün yaptığı açıklamadan sonra eşcinselliği konusu hemen hiç gündeme gelmedi. Erkek arkadaşıyla birlikte yaşıyor; arada resmi kokteyllere de onunla birlikte katılıyor.”
* * *
Eğlenmek için “Tek Yön”ü seçseler de Batı başkentlerinin yeni yerel yöneticileri yönetmek için “çok yön”lü, herkesi kucaklayan bir politika izliyorlar.
Öyle olunca da etnik kimlikleri, cinsel tercihleri, eğlenme biçimleri kimseyi ilgilendirmiyor.
Eşcinsellikleri bir yana, ama bu yönleriyle iyi birer örnek sayılmazlar mı?