Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Türkan Saylan, önceki gün Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’yla görüştü.
Çok bitkin görünüyordu.
O gece NTV’de “Neden”e katılacak Kaboğlu’na bir belge verdi.
“Lütfen programda bunu gösterin” dedi.
Bu, annesinin Müslüman olduğunu tescil eden nüfus kaydıydı.
Malum, son dönem bazıları Saylan’ın eğitim seferberliği adı altında misyonerlik faaliyeti yürüttüğü yalanını pompalamaya başlamış, “Zaten onun annesi Hıristiyan” iddiasını yalana kanıt göstermişlerdi.
Saylan’ın annesi İsviçreli bir Hıristiyandı, ama bir Türkle evlenince Müslüman olup “Leyla” adını almıştı.
Şimdi Saylan bu iddiaları, annesinin Müslümanlık belgesiyle yalanlamaya çalışıyordu.
* * *
Prof. Kaboğlu, gece stüdyoya bu belgeyle geldi; ama çıkarıp gösteremedi.
Muhtemelen bu ”savunma”, programa katılan diğer konuklar gibi, ona da ağır geldi.
“Sen Hıristiyan çocuğusun” “suçlaması”na, “Vallahi annem Müslüman” diyerek direnmek, doğruyu söylemek olsa da lanet bir yobazlığın ekmeğine yağ sürmek anlamı da taşıyor.
Müslüman olmak tek başına erdemmiş ya da Hıristiyan olmak suçmuş gibi bir izlenim doğuyor.
Ve şaibeyi yayan, iddiası yalanlansa bile amacına ulaşmış oluyor.
* * *
Hatırlayacaksınız, aynı şey Cumhurbaşkanı Gül’ün de başına gelmişti. Onun ailesi için de Ermeni iması yapılınca “bu yalanı tarihe not düşmek için düzeltmek zorunda kalmış” ve “Ailemin yüzyıllara uzanan kayıtlı geçmişi Müslüman ve Türktür” demişti.
Kimse kökenlerini açıklamak zorunda değil...
Bunlar kendi seçimimiz de değil; bizi biz yapan özellikler, doğuştan devraldıklarımızdan ziyade, aklımız erdiğinde bilinçle seçtiklerimizdir.
O yüzden “Sen Ermenisin”, “Senin annen Hıristiyan”, “Seninki Sabetaycı adı” türü sataşmalar olduğunda insan, o efsanevi “Velev ki...” tavrını bekliyor:
“Velev ki, Ermeniyim ne çıkar?”
“Velev ki annem Hıristiyandı, bu neyi ispatlar?”
“Velev ki Sabetaycı adı taşıyorum, kimi ırgalar?”
Irkçılıkla, yobazlıkla onların tuzağına düşmeden baş etmenin tek yolu bu...
* * *
Bunu yapmayıp soysop savunmasına geçmek, “Vallahi ben onlardan değilim” demek, “Müslüman olmayı” muteber bir suç kılıfı haline getirdiği gibi Hıristiyan, Ermeni, Yahudi vs. yurttaşları da rencide ediyor.
23 Nisan vesilesiyle Akşam’ın Malatya muhabiri Ömer Yalçın’ın bir haberiyle bitireyim:
Yukarıda sözünü ettiğim bağnazlık, 2 yıl önce Malatya’da Zirve Yayınevi baskınıyla sonuçlanmış, misyonerlikle suçlanan Alman Tilman Ekkehart Geske boğazı kesilerek öldürülmüştü.
Geçen hafta sonu bu kanlı baskının 2. yıldönümüydü.
O gün Geske’nin 10 yaşındaki kızı Miriam, Malatya’daki yüzme yarışmasına katıldı ve 3 dalda birinci oldu.
Yarışmadan sonra kendisine yüzmeyi öğreten, ama bu başarısını göremeden ölen babasının kabrine gitti; çiçek bırakıp madalyalarını gösterdi, “Keşke sen de görebilseydin” dedi.
Sorarım; hangi din kılıfı, Miriam’a bunu yaşatan canavarlığı gizleyebilir?
Hıristiyan anneden doğma Miriam’la, babasının Müslümandan olma katili arasında tercihe zorlansanız, kimin yanında saf tutardınız?