Gördünüz mü Castillo'yu?

22 Mayıs 2017

Ligde şampiyonluğun kaderini belirleyecek çok önemli bir maçtı. Başakşehir’in kaybedeceği her puan, son iki haftaya girilirken Beşiktaş’a büyük avantaj sağlayacaktı. Trabzonspor açısından ise kötü giden iç saha performansını düzeltmek için şanstı. Hafta içinde aralıksız çalışan fısıltı gazetesinin iddiaları korkutucu (!) olsa da, Trabzonspor’un doksan dakika sergilediği mücadele, yazılan tüm senaryoları bozdu! Başakşehir bu beraberlikle şampiyonluk umudunu mucizelere bıraktı.

Ersun Yanal’ın epeyce bir süredir N’Doye ile Rodallega’yı birlikte oynatma ısrarı, zorunlu olarak kulübeye çekilen Castillo’yu küstürmüş müdür diye düşünüyorduk. Ancak genç oyuncunun bıraktığı yerden devam ettiğini gördük.
Okay ve Durica gibi iki önemli oyuncunun sakatlığında Ersun hoca, orta sahada Bero, savunmada ise Medjani’ye görev verdi dün akşam. En önemli revizyon ise Rodallega’nın yedek kulübesinde başlamasıydı. Dolayısı ile Castillo’nun dönüşü anlamına geliyordu bu hamle.
Castillo gerçekten özel bir oyuncu... Oyunda kaldığı sürece Başakşehir savunmasının sol tarafını adeta felç etti. Topla her buluştuğunda sürekli ileri taşımayı düşünen ve yetenekleri sayesinde bunu çok kez yapan Kolombiyalı,

Yazının Devamı

Her şey yolunda giderken!..

20 Mayıs 2017

Çaykur Rizespor maçına kadar pek çok spor yorumcusu ve futbolseverin sempati duyduğu bir takımdı Başakşehir.
Kolej havası, kurumsal yapısı, başarılı teknik direktörü ve mütevazı kadrosuyla, bir dönemler “gönüllerin takımı” olan Şekerspor’u çağrıştırıyordu bana da.
Ta ki, o maçtan sonraki kavga olayına dek. Kavga demek yanlış aslında, kavga iki taraf ve eşit sayıda insan arasında yaşanır! Gazetecilerin uğradığı saldırı ve dayak görüntülerinin toplumda büyük infial yaratmasının ardından, kulüp başkanı Göksel Gümüşdağ’ın açıklamaları bir nebze rahatlatmıştı insanları.
Başkan, yaşananlardan duyduğu üzüntüyü dile getirmiş, futbolcuları adına özür dilemiş ve gerekenin yapılacağını ifade etmişti. Doğrusu, Başakşehir kulübüne de böylesi yakışırdı. Bu anlamda ilk adımlar atıldı.
Ama sonra?.. Sanki her şey kurgulanmış gibi, ceza süreci, kadro dışı bırakılmalar, disiplin kurulunun yaptırımları ve Tahkim’in ceza indirimi peş peşe gelince, kafalar iyice karıştı!
Tüm bunlara Ayhan ve Ufuk’un 3’er maçlık cezalarının biteceği hafta kulüpten yapılan af açıklaması eklenince, komplo teorileri gerçek bir senaryoya dönüştü. Hepsi birbirinden ayrı unsurlardı, tek noktaya gelindi!
Evet, Başakşehir

Yazının Devamı

Şiş de yandı, kebap da!

14 Mayıs 2017

Bu sezonun en keyifli mücadelesinde Beşiktaş’a 4-3 kaybetmişti Trabzonspor. Sonrasında Antalyaspor’u yendiği maç dahil, futbol anlamında ciddi bir düşüş yaşamaya başladı. Kadro derinliği büyük sıkıntı. Sakatlık veya cezalılar takımın ritmini bozuyor. Teknik direktör tercihleri, bireysel performanslar, rakiplerin ligdeki konumu, adına ne derseniz deyin, o coşkulu ve baskılı oyun uzun süredir yok.

Dün de Adanaspor karşısında orta alanı kullanmakta zorlanan, kanatları istediği gibi işletemeyen bir Trabzonspor izledik. Adanaspor, özellikle ikinci bölgede rakibin pas trafiğini engelleyince, N’Doye, Onazi, Yusuf Yazıcı ve Olcay dar alana sıkışıp kaldı. Tesadüfi golde, Yusuf Yazıcı’nın şut-orta karışımı vuruşunda kaleci Karacic’in hatası büyüktü. Eşitlik sayısını atan Renan ise ön direkte öyle boş kaldı ki, savunmanın seyrettiği pozisyonda Onur’un topa müdahale şansı yoktu.

Ersun Yanal ikinci yarının başında iki hamle yaptı. N’Doye ve Onazi’yi kenara alıp, Bero ile Castillo’yu sahaya sürdü. Orta sahadaki krizi çözme amaçlı bu değişiklikler Trabzonspor’un oyun alanını genişletse de, rakibin savunma direncini kırmak mümkün olmadı. Magaye’nin on saniye içinde ikinci sarı karttan atılması ve

Yazının Devamı

Gönlümdeki şampiyon Altınordu!

13 Mayıs 2017

Futbolun iç karartan gündemine dalmış gidiyoruz...
Hangi kulüp başkanı kime tokat atmış? Kim orta parmağını rakibin gözüne sokmuş? Gazeteci döven futbolcular neden az ceza almış? Falanca takımda, hangi oyuncular hocasına isyan bayrağı açmış? İnsanın içini ısıtacak, yüzünü güldürecek bir tek haber var mı?
Maalesef durum budur! Vizyonu, misyonu olmayan, ahlâki değerleri salt kazanmak üzerine kurgulu bir sistemde, daha iyisini hak ettiğimizi sanmıyorum.
Körler sağırlar birbirini ağırlarken, dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü sananların gözden kaçırdıkları şeyler ise kimin umurunda?
Örneğin, Türkiye Futbol Federasyonu’nun en önemli organizasyonlarından biri olan Gelişim Ligleri.
Türkiye Futbol Koordinatörü Fatih Terim’in de bu liglere büyük önem verdiğini ve yakından takip ettiğini biliyoruz.
Amaç ne? U 14’den U 19 takımlarına dek yetenekli futbolcuları keşfetmek, geleceğin milli takımlarına kaynak yaratmak.

Yazının Devamı

Hatalar zinciri

7 Mayıs 2017

Trabzonspor’un ligin ikinci yarısındaki alıştığımız oyun formatından giderek uzaklaşmasının en önemli nedeni, top rakipte iken baskı yapan, orta alanı iyi kapatan ve bu bölgeden isabetli paslarla çıkmasını sağlayan oyun sisteminin bozulması. Bu zaaf, sadece dünkü Kayserispor maçında değil, geçen hafta Gençlerbirliği karşısında da açıkça görüldü.

Ersun hocanın tercihlerine saygılıyız. Lakin N’Doye ile Rodallega’yı birlikte oynatma düşüncesi, bazı sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Örneğin bu şablonda Castillo’nun olmaması, orta alandaki tüm alışkanlıkları bozuyor. Buna bir de dün Okay gibi iki yönlü oynayan bir silahın eksikliği eklenince, Trabzonspor’un en etkili olduğu bölgede üstünlüğü rakibe kaptırması kaçınılmaz oluyor.

Trabzonspor’un yediği gollere bakalım. Tamamında takım savunmasını doğru yapamamanın cezası kesildi. Özellikle Lawal’ın attığı iki golde, bu kadar boş kalması ve o vuruşları rahatça yapabilmesi affedilir hata değildi, zaten Lawal da affetmedi. Keza, Deniz Türüç’e takımı adına attığı ilk golde aynı kolaylığın sağlanması anlaşılır gibi değildi. Uğur ve Durica’nın gördüğü sarı kartlar pozisyon gereği değil, üzerine gelen adamların takip edilmesinin verdiği

Yazının Devamı

Yüreğinde sevgi, belinde silah taşıyanlar!

6 Mayıs 2017

Hafta içinde medyada zihinlerimize kazınan, birbirine zıt iki fotoğraf karesi vardı.
Güzel olanı barış, ebedi dostluk ve buram buram sevgi kokuyordu.
Tepki çekeni ise şiddet, kavga, korku çağrıştırıyordu.
Birinde özne kadın, diğerinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı her ülkede olduğu gibi erkek idi!
Denizlispor-Elazığspor maçına belinde tabancası ile girebilen (!) ve bunu tribünde hiç çekinmeden sergileyebilen zihniyet, mesleği polis de olsa, futbol sahalarında yaşanabilecek cinnetin hangi tehlikelere yol açabileceğinin göstergesiydi.
Ona “dur” diyemeyen, taşıdığı rozete ayrıcalık tanıyan ve adı “özel güvenlik” olmanın dışında hiçbir özelliği olmayan sözde kolluk güçlerinin, bu kabadayılığa gösterdiği müsamaha ise daha korkutucu idi.
Spor alanlarına patlayıcı, yaralayıcı maddeler, yasak pankartlar nasıl giriyor diye beynimizi zorluyoruz ya...

Yazının Devamı

Ayarlarınızla oynamayın!

30 Nisan 2017

Ligde artık geri sayım başladı. Avrupa bileti almanın hesabını yapan Trabzonspor da maç maç düşünmek zorunda olduğu son viraja girdi. Dolayısıyla biri bitmeden diğerini düşünme değil, her doksan dakikayı kazançlı kapama süreci başladı. Teknik direktör Ersun Yanal’ın bu stratejiyle oyuncularını motive etmeye çalıştığını biliyoruz. Lakin evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor.

Dün akşamki rakip, kırmızı hat stresinden uzaklaşmış Gençlerbirliği idi. Yanal, geçen hafta ilk yarım saat bocalamasına karşın, Antalyaspor maçını farklı kazanan kadroyu bozmamıştı. Bozmamıştı da, oyunu bozan başkent ekibi oldu. Her rakibe böyle oynayamazsınız. Olcay’ın sağda, N’Doye’un ortada, Yusuf’un ise sağda Pereira’nın partneri olma deneyimi, Trabzonspor’un yapmak istediklerini daha ikinci bölgede engelledi. Gençlerbirliği kafası rahat ve dirençli bir takım. ilk 45 dakikada yedi köşe atışı kullanması rastlantı değildi.

Buna karşın bildik hücum kombinasyonlarının dışına çıkarak sadece Rodallega’yı savunmanın arkasına atılan toplarla buluşturma düşüncesi, işe yaramadı bu bölümde. Cılız pozisyonlar vardı, etkili vuruş yoktu.

Futbolda bazen talihsiz bir olay işlerin doğruya dönmesine sebep olabilir. Okay’ın 40.

Yazının Devamı

Gücün dayanılmaz hafifliği!

29 Nisan 2017

Tam bir hafta geçti, tozlar itina ile halının altına süpürüldü.
Volkan Babacan’ın Rizespor maçı sonrası karıştığı olay, saha içinde bir futbolcuya karşı gerçekleşse, alacağı ceza beş maçın altında olmayacaktı.
Artık biliyoruz ki darp edilen bir basın mensubu, darp eden de A Milli Takım kalecisi ise hem eylemin niteliği değişebiliyor, hem de alt sınırdan ceza çıkabiliyor.
Bir kenara not edin, bundan sonra o tarihi kararlar disiplin uygulamalarına örnek oluşturacak ve gazeteci dövmek serbest hâle gelecek...
Hukuk Müşavirliği ve Disiplin Kurulu’nu da tebrik etmek gerek, sayelerinde tüm zamanların en hızlı sevkleri ve cezalarını görmüş olduk! 48 saat içinde oldu da bitti, maşâllah.
Olaya karışanlar, vukuat dosyasını hazırlayanlar ve nihayetinde cezaları belirleyenlerin vicdanları ne kadar rahat, bilmiyoruz. Lakin azıcık empati yapabilseler, eminim en az saldırı kadar infial yaratan o kararlar farklı çıkabilirdi.
Her neyse. Milletin gözünün içine baka baka talimatlar üzerinden yapılan hukuk cambazlıkları alışmadığımız bir durum değil.

Yazının Devamı